Başında haz olan 50 kelime var. Haz ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde haz olan kelimeler listesine ya da sonu haz ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında haz bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
HAZIRCEVAPLIK
HAZİNEDARLIK
HAZIMSIZLIK, HAZIRLANMAK, HAZIRLATMAK, HAZIRLIKSIZ
HAZIRCEVAP, HAZIRCILIK, HAZIRLAMAK, HAZIRLANIŞ, HAZIRLANMA, HAZIRLATMA, HAZIRLAYIŞ, HAZIRLIKLI, HAZRETLERİ
HAZAKATLİ, HAZANDİDE, HAZFETMEK, HAZIRLAMA, HAZİNEDAR, HAZMETMEK, HAZZETMEK
HAZCILIK, HAZFETME, HAZIMSIZ, HAZIRLIK, HAZIRLOP, HAZMETME, HAZZETME
HAZAKAT, HAZARCA, HAZIMLI, HAZIRCI, HAZIRUN, HAZİRAN
HAZARİ, HAZİNE, HAZİRE, HAZRET
HAZAN, HAZAR, HAZCI, HAZIK, HAZIM, HAZIR, HAZİN, HAZNE, HAZRO
HAZA
HAZ
A H Z Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
HAZ
2 Harfli Kelimeler
AH, AZ, HA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HAZIRCEVAPLIK
-
-
[isim]
Hazırcevap olma durumu
-
[isim]
Hazırcevap olma durumu
- HAZİNEDARLIK
-
-
[isim]
Hazineyi yönetme görevi
-
[isim]
Hazineyi yönetme görevi
- HAZIRLIKSIZ
-
-
[sıfat]
Bir şey için önceden hazırlanmamış olan
- "Hazırlıksız yakalandığım için bir an ne yanıt vereceğimi bilememiştim." (Ahmet Ümit)
-
[zarf]
Bir şey için önceden hazırlanmadan
-
[sıfat]
Bir şey için önceden hazırlanmamış olan
- HAZIRLANMAK
-
-
[nsz]
Hazır duruma getirilmek
- "Şimdi adanın lüks otellerinde akşam yemeği hazırlanıyordu." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[-e]
Hazır olmak, kendini hazırlamak
- "Bir bayram günü, bütün köy halkı, o ikindi yapılacak deve güreşini seyretmeye hazırlanıyordu." (Atilla İlhan)
-
[nsz]
Hazır duruma getirilmek
- HAZIMSIZLIK
-
-
[isim]
Sindirim sisteminin iyi çalışmaması durumu
- "... yetmişine basalı, on yıldır çektiği hazımsızlık nöbetleri daha sık bastırıyor." (Atilla İlhan)
-
Benimseyememe, katlanamama, kabullenememe
-
[isim]
Sindirim sisteminin iyi çalışmaması durumu
- HAZIRLATMAK
-
-
[-i]
Hazır duruma getirmek
-
[-i]
Hazır duruma getirmek
- HAZIRCILIK
-
-
[isim]
Her şeyi hazır bulmaya veya elde etmeye düşkün olma durumu
-
[isim]
Her şeyi hazır bulmaya veya elde etmeye düşkün olma durumu
- HAZIRLAYIŞ
-
-
[isim]
Hazırlama işi veya biçimi
-
[isim]
Hazırlama işi veya biçimi
- HAZIRLATMA
-
-
[isim]
Hazırlatmak işi
-
[isim]
Hazırlatmak işi
- HAZIRLAMAK
-
-
[-i]
Bir şeyi kullanılacak, yararlanılacak duruma getirmek
- "Bir çeyrek saat içinde bavullarımızı bile hazırlayamazdık." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[nsz]
Bir şeyi ortaya koymak, gerçekleştirmek
- "Sözlük hazırlamak."
-
Önceden düzenlemek
-
Önlem almak, sağlamak
- "Kış için kömürü hazırladık."
-
Sebep olmak, yol açmak
- "İç bölünmeler felaketi hazırlar."
-
[-i]
Birini herhangi bir şeyi yapabilecek veya bir şeyi yüklenebilecek duruma getirmek
- "Çocuğu sınava hazırladık."
-
[-i]
Alıştırmak
- "Onu kötü habere hazırladık."
-
Bir maddeyi elde etmek
-
[-i]
Bir şeyi kullanılacak, yararlanılacak duruma getirmek
- HAZRETLERİ
-
-
[isim]
Saygı duyulan kişilerin adlarını veya makamlarını gösteren söze başka unvanlarla birlikte getirilen bir söz
- "Gazi Paşa hazretlerinin beyanatını okumayanlar var." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Saygı duyulan kişilerin adlarını veya makamlarını gösteren söze başka unvanlarla birlikte getirilen bir söz
- HAZIRCEVAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Gerektiğinde çabuk, yerinde cevaplar bulup veren (kimse)
-
[sıfat]
Gerektiğinde çabuk, yerinde cevaplar bulup veren (kimse)
- HAZIRLIKLI
-
-
[sıfat]
Bir şey için önceden hazırlanmış olan, tedarikli
- "Hazırlıklı bir konuşma."
-
[sıfat]
Bir şey için önceden hazırlanmış olan, tedarikli
- HAZIRLANMA
-
-
[isim]
Hazırlanmak işi
-
[isim]
Hazırlanmak işi
- HAZIRLANIŞ
-
-
[isim]
Hazırlanma işi veya biçimi
-
[isim]
Hazırlanma işi veya biçimi
- HAZIRLAMA
-
-
[isim]
Hazırlamak işi
-
[isim]
Hazırlamak işi
- HAZANDİDE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Görmüş geçirmiş
-
Solgun, sararmış, solmuş
- "Sıska ve hazandide söğüt ormancığının içindeki geniş yolu takip ederken, sanki durmak istiyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Görmüş geçirmiş
- HAZFETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Gidermek, kaldırmak, çıkarmak, silmek
-
[-i]
Gidermek, kaldırmak, çıkarmak, silmek
- HAZMETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Sindirmek
-
Hoşa gitmeyen bir davranışı karşılıksız bırakmak, içine atmak
-
Katlanmak, dayanmak, sabretmek
- "Zannediyorum ki bu acıyı hazmedemeyeceğim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[-i]
Sindirmek
- HAZZETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-den]
Hoşlanmak
- "Kasaba içinde Kadı İbrahim Efendi'den hazzeden kimse yoktu." (Ömer Seyfettin)
-
[-den]
Hoşlanmak