Başında haz olan 5 harfli 9 kelime var. Haz ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde haz olan kelimeler listesine ya da sonu haz ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında haz bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A H Z Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
HAZ
2 Harfli Kelimeler
AH, AZ, HA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HAZAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Barış
-
[isim]
Barış
- HAZAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Güz, sonbahar
- "Teselliden nasibim yok hazan ağlar baharımda." (Mehmet Akif Ersoy)
-
[isim]
Güz, sonbahar
- HAZCI
-
-
[isim]
Hazcılığı benimseyen ve savunan kimse, hedonist
-
[isim]
Hazcılığı benimseyen ve savunan kimse, hedonist
- HAZİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Acıklı, üzüntü veren, dokunaklı, hüzünlü
- "Her şey dayanılmayacak kadar hazindi." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Acıklı, üzüntü veren, dokunaklı, hüzünlü
- HAZIM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sindirim
-
Benimseme, kabul etme
-
[isim]
Sindirim
- HAZNE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hazine
-
Bir şeyin toplandığı, biriktirildiği yer, depo
-
Döl yatağı
-
[isim]
Hazine
- HAZRO
- ...
- HAZIK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Usta, uz (hekim)
- "Şimdi eskisi gibi mi, İstanbul'da hazık hekimden geçilmiyor." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Usta, uz (hekim)
- HAZIR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir iş yapmak için gereken her şeyi tamamlamış olan, anık, amade, müheyya
- "Ben hazırım, isterseniz gidelim."
- "Gürültü etmeden hastayı masaya kaldırın, aletler hazır olunca bana haber verin." (Memduh Şevket Esendal)
- "Hazıra konmak istemeyen şair, yeni söyleyişler aramak zorundadır." (Orhan Veli Kanık)
- "Hep hazırdan yiyor, içiyor, her gün Fatma Hanım'ın bin türlü bahanelerle parasını çekiyordu." (Ömer Seyfettin)
-
Belli bir işe yarayacak, kullanılacak bir duruma getirilmiş
- "Yemek hazır, buyurun."
-
Belirli bir biçimde yapılmış olarak satılan, alıcı bekleyen, ısmarlama karşıtı
- "Hazır elbise. Hazır ayakkabı."
-
[zarf]
Bu fırsattan yararlanarak
- "Hazır çıkmışken yağ ile pirinç alayım." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Bir iş yapmak için gereken her şeyi tamamlamış olan, anık, amade, müheyya