Başında ge olan 8 harfli 84 kelime var. Ge ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ge olan kelimeler listesine ya da sonu ge ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ge bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GEREKMEK
-
-
[nsz]
Bir şeyin yapılabilmesi veya gerçekleşmesi bazı nesne, fiil vb.ne bağlı olmak, gerek olmak, lazım olmak, icap etmek, iktiza etmek
- "Tepeören denilen köye şafak sökmeden varmamız gerekiyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[nsz]
Bir şeyin yapılabilmesi veya gerçekleşmesi bazı nesne, fiil vb.ne bağlı olmak, gerek olmak, lazım olmak, icap etmek, iktiza etmek
- GEZDİRİŞ
-
-
[isim]
Gezdirme işi veya biçimi
-
[isim]
Gezdirme işi veya biçimi
- GEZDİRME
-
-
[isim]
Gezdirmek işi
-
[isim]
Gezdirmek işi
- GEÇKİNCE
- ...
- GECELERİ
-
-
[zarf]
Gece vaktinde
-
Her gece
- "Geceleri bile düşsüz koyu bir uyku çeker." (Haldun Taner)
-
[zarf]
Gece vaktinde
- GEMLEMEK
-
-
[-i]
Hayvanın ağzına gem takmak
-
Aşırı istek ve davranışlara engel olmak, frenlemek
- "Bu duygu, kinimi gemleyip beni daha hoşgörülü yapacağına öfkemi iyice artırıyordu." (Ahmet Ümit)
-
[-i]
Hayvanın ağzına gem takmak
- GERGEDAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Gergedangillerden, sıcak ülkelerde yaşayan, burnunun üstünde bir veya iki boynuzu bulunan, kalın derili, saldırgan bir hayvan (Rhinoceros inducus)
-
[isim]
Gergedangillerden, sıcak ülkelerde yaşayan, burnunun üstünde bir veya iki boynuzu bulunan, kalın derili, saldırgan bir hayvan (Rhinoceros inducus)
- GENİŞLİK
-
-
[isim]
Geniş olma durumu
- "Omuzları ile kalçaları aynı genişlikte." (Sait Faik Abasıyanık)
-
En, boy karşıtı
-
[isim]
Geniş olma durumu
- GEZLEMEK
-
-
[-i]
Bir yeri ölçmek
-
Bir hedefi vurmak için silaha gerekli doğrultuyu vermek, nişan almak
-
Okun gezini kirişe yerleştirmek
-
[-i]
Bir yeri ölçmek
- GEÇMİŞTE
- ...
- GECELEME
-
-
[isim]
Gecelemek işi
-
[isim]
Gecelemek işi
- GELİŞMEK
-
-
[nsz]
Büyüyüp boy atmak, yetişmek, neşvünema bulmak
- "Çalı süpürgeleri bir türlü ağaç hâline gelemeden ama ağacı taklit edercesine gelişir." (Sait Faik Abasıyanık)
-
İlerlemek, olgunlaşmak, genişlemek, inkişaf etmek
- "Dünyanın gelişmiş, gelişmemiş ülkelerini tek tek geziyorum." (Haldun Taner)
-
Şişmanlamak
-
[nsz]
Büyüyüp boy atmak, yetişmek, neşvünema bulmak
- GEÇİŞMEK
-
-
[nsz]
Birbirinin içine geçip karışmak, tedahül etmek
-
[nsz]
Birbirinin içine geçip karışmak, tedahül etmek
- GEÇMİŞLİ
-
-
[sıfat]
Geçmişi olan
-
[sıfat]
Geçmişi olan
- GEVENLİK
-
-
[isim]
Geveni çok olan yer
-
[isim]
Geveni çok olan yer
- GERÇEKÇİ
-
-
[sıfat]
Gerçeği gören ve ona göre davranan veya gerçeğe uygun olarak yapılan, realist
- "Halkçı olduğu kadar gerçekçiydi Atatürk." (Sabahattin Eyuboğlu)
-
Gerçekçilik yanlısı olan, realist
- "Geçmişi geçmişte bırakıp bugüne bakmak daha gerçekçi bir yaklaşımdır." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Gerçeği gören ve ona göre davranan veya gerçeğe uygun olarak yapılan, realist
- GEBERMEK
-
-
[nsz]
Kötü bir biçimde ölmek
- "Kayıkla gelip kurtarmasalardı satlıcandan geberecektim." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Biz geberip gitsek yüz sene sonra evlat ve ahbabımızdan bu parayı tahsil ederler." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bir kimseye aşırı ilgi, istek ve yakınlık duymak
-
[nsz]
Kötü bir biçimde ölmek
- GEVŞEMEK
-
-
[nsz]
Sertlik ve gerginliği bozulmak
- "Kar kalkmış, hava açmış, ayaz gevşemişti." (Aka Gündüz)
-
Çözülmek
- "Boynuna dolanan kolları gevşedi."
-
Yumuşamak, yatışmak, sakinleşmek
- "Poker lafını işitmesin, eli ayağı gevşiyor." (Atilla İlhan)
-
Sevmek, hoşlanmak
-
Para piyasasında değer yitirmek
-
[nsz]
Sertlik ve gerginliği bozulmak
- GERİLMEK
-
-
[nsz]
Germe işi yapılmak, gergin duruma gelmek, belirli bir uzama ile çekilmek
- "Koltuğunda şöyle bir gerilmiş, gülümseyerek yüzüme bakıyordu." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Gergin bir biçimde açılmak
- "Gülmek istedim, dudaklarım titreyip gerildi." (Aka Gündüz)
-
Kasılmak
-
Kızmak, öfkelenmek, sinirlenmek
-
İlişki ve davranış bozulacak duruma gelmek
-
[nsz]
Germe işi yapılmak, gergin duruma gelmek, belirli bir uzama ile çekilmek
- GELİNCİK
-
-
[isim]
Yazın kırlarda, özellikle ekin tarlalarında yetişen, kırmızı ve otsu bitki, gün gülü (Papaver rhoeas)
-
Sansargillerden, ince uzun yapılı, sivri çeneli, küçük bir hayvan (Mustela nivalis)
-
Mezgitgillerden, yılan balığına benzer, eti sevilen bir balık (Mustela tricirrata)
-
Yılancık, arpacık, çıban vb
-
[isim]
Yazın kırlarda, özellikle ekin tarlalarında yetişen, kırmızı ve otsu bitki, gün gülü (Papaver rhoeas)