Başında ge olan 8 harfli 84 kelime var. Ge ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ge olan kelimeler listesine ya da sonu ge ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında ge bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

GEÇİŞKEN
...
GERGİNCE

  1. [sıfat] Biraz gergin

GEÇİNMEK

  1. [nsz] Yaşamak için gerekeni sağlamak
    • "Muharrem artık yalnız balıkçılıkla geçiniyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Sözün tam anlamıyla bu sayede geçinip gidiyordu." (Murathan Mungan)
  2. [-le] Uzlaşmak, anlaşmak
    • "Aman çocuklar, birbirinizle iyi geçinin."
  3. Taslamak
    • "Şiir güç ya, şair olmak, şair geçinmek o kadar değil." (Nurullah ataç)
  4. [-den] Kendi gereksinimlerini başkalarından sağlamak
    • "... sen altmış para verip bir paket tütün almaz, herkesin tabakasından geçinirsin." (Memduh Şevket Esendal)
  5. Ölmek

GEVREMEK

  1. [nsz] Kolay kırılır duruma gelmek
  2. Ekin olgunlaşmak

GELİRSİZ

  1. [sıfat] Geliri olmayan

GELİBOLU
...
GEÇİRMEK

  1. [-i] Geçme işini yaptırmak, geçmesini sağlamak
  2. [-e] Bir şeyi bir yandan öbür yana götürmek
    • "Kalanımızı peşine takarak Murat suyunun karşı kıyısına geçirdi." (Kemal Bilbaşar)
  3. [-i] Bir şeyi bir yerden başka yere taşımak, nakletmek
    • "Odanın eşyasını öbür odaya geçirmek."
  4. [-i] Tespit etmek, yazmak, kaydetmek
    • "Merkez, kadının dosyasına vefat kaydını geçirdi." (Refik Halit Karay)
  5. [-i] Bir şeyi kendisine ayrılmış olan yere yerleştirmek, takmak
    • "Yem torbalarını hayvanların boyunlarına geçirdikten sonra arkadaşına sordu." (Osman Cemal Kaygılı)
  6. [-i] Yola çıkan birini uğurlamaya gitmek, selametlemek, teşyi etmek
    • "Arkadaşımı geçirmeye gittim."
  7. [-i] Bir süre yaşamak, oturmak, kalmak
    • "Kocan için geceyi evden dışarıda geçirmek fırsatını sen kendin temin et." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  8. [-e] Giymek, giyinmek
    • "Sırtına pembe, kolları tamamen çıplak bir bluz geçirmişti." (Sait Faik Abasıyanık)
  9. [-den] Bir işi birden çok kişi üzerinde uygulamak
    • "Kılıçtan geçirmek. Dayaktan geçirmek."
  10. [-i] Herhangi bir durumu yaşamış olmak
    • "Ne yapar ne eder, günde iki üç saatini at üstünde geçirirdi." (Necati Cumalı)
  11. Etmek, yapmak
  12. [-i] Hastalık bulaştırmak
    • "Nezleyi bana geçirdin."
  13. [-le] Zaman harcamak
    • "Benim bu işlerle geçirecek vaktim yok."
  14. Bir gereksinimi eldeki imkânla karşılamak

GEÇMİŞLİ

  1. [sıfat] Geçmişi olan

GELİNCİK

  1. [isim] Yazın kırlarda, özellikle ekin tarlalarında yetişen, kırmızı ve otsu bitki, gün gülü (Papaver rhoeas)
  2. Sansargillerden, ince uzun yapılı, sivri çeneli, küçük bir hayvan (Mustela nivalis)
  3. Mezgitgillerden, yılan balığına benzer, eti sevilen bir balık (Mustela tricirrata)
  4. Yılancık, arpacık, çıban vb

GEĞİRMEK

  1. [nsz] Midede toplanan gazı ağızdan sesli bir biçimde çıkarmak
    • "Geğirebilsem açılır mıyım acaba? Sancı göğsümde hatta kolumda..." (Atilla İlhan)

GEÇKİNCE
...
GERİNMEK

  1. [nsz] Kolları açarak gövdeyi gergin bir duruma sokmak
    • "Geç uyanmıştı, geç ve güç. Yatakta uzun uzun gerindi, esnedi." (Atilla İlhan)
  2. Rahatlık, mutluluk, övünç duymak
    • "Çapkın delikanlının hareketlerini ciddiye alan genç kız tatlı tatlı gerinirken kuru dudaklarından mesut tebessümler uçuşuyordu." (Haldun Taner)

GENİŞLİK

  1. [isim] Geniş olma durumu
    • "Omuzları ile kalçaları aynı genişlikte." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. En, boy karşıtı

GEVŞEMEK

  1. [nsz] Sertlik ve gerginliği bozulmak
    • "Kar kalkmış, hava açmış, ayaz gevşemişti." (Aka Gündüz)
  2. Çözülmek
    • "Boynuna dolanan kolları gevşedi."
  3. Yumuşamak, yatışmak, sakinleşmek
    • "Poker lafını işitmesin, eli ayağı gevşiyor." (Atilla İlhan)
  4. Sevmek, hoşlanmak
  5. Para piyasasında değer yitirmek

GEZİNMEK

  1. [nsz] Eğlenmek, vakit geçirmek için gezmek, dolaşmak, seyran etmek
    • "Başı bir düşünceyle ağırlaşmış gibi öne düşük, elleri cebinde, geziniyordu." (Peyami Safa)
  2. Belirli bir çevre içinde gezip durmak
    • "Bir akşam rıhtım boyunda geziniyordum." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Özellikle doğaçtan yapılan müzikte, ezgiyi belli bir makam anlayışı içinde değişik perdeler üzerinde çalmak, dolaşmak

GENCECİK

  1. [sıfat] Çok genç
    • "Bakanlar Kurulu her işi bırakıp gencecik bir şairin yazısı ile uğraşacak." (Yusuf Ziya Ortaç)

GEBEŞLİK

  1. [isim] Gebeş olma durumu

GERÇEKÇİ

  1. [sıfat] Gerçeği gören ve ona göre davranan veya gerçeğe uygun olarak yapılan, realist
    • "Halkçı olduğu kadar gerçekçiydi Atatürk." (Sabahattin Eyuboğlu)
  2. Gerçekçilik yanlısı olan, realist
    • "Geçmişi geçmişte bırakıp bugüne bakmak daha gerçekçi bir yaklaşımdır." (Haldun Taner)

GERZEKÇE
...
GEYŞALIK

  1. [isim] Geyşa olma durumu

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü