Başında ge olan 5 harfli 46 kelime var. Ge ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ge olan kelimeler listesine ya da sonu ge ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ge bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GEDİK
-
-
[isim]
Bir düzey üstündeki yıkık, çatlak veya aralık, rahne
- "Duvar gediği."
-
Dağ geçidi
-
Boşluk, eksiklik
- "... kanunların gediğinden alabildiğine yararlanıp küpünü doldurmuş bir açıkgözdü." (Haldun Taner)
-
Güçlük, güç durum
- "Gedikten kurtulmak."
-
Yarma saldırısında düşman mevzilerinde açılan yer
-
Bir işi yapmak, bir şeyden yararlanmak yolunda verilen hak, imtiyaz
-
Eksik dişli
-
[isim]
Bir düzey üstündeki yıkık, çatlak veya aralık, rahne
- GEOİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yerkürenin geometrik olmayan gerçek biçimi
-
[isim]
Yerkürenin geometrik olmayan gerçek biçimi
- GERİZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Lağım, keriz
-
[isim]
Lağım, keriz
- GEREÇ
-
-
[isim]
Belirli bir işi yapmak için kullanılması gereken maddeler, malzeme, materyal
- "Bu sarayların bütün gereci Londra'dan taşınmıştır." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Belirli bir işi yapmak için kullanılması gereken maddeler, malzeme, materyal
- GERZE
- ...
- GEÇME
-
-
[isim]
Geçmek işi, mürur
-
Birbirinin içine geçirilerek tutturulan iki şeyden birinde bulunan çıkıntılı parça
-
[sıfat]
Çakılmış, yapıştırılmış veya lehimlenmiş olmayıp gereğinde sökülebilecek biçimde parçaları birbirine takılıp kenetlenmiş olan
- "Geçme çerçeve."
-
[isim]
Geçmek işi, mürur
- GENEL
-
-
[sıfat]
Bir şeye veya bir kimseye özgü olmayıp onun bütün benzerlerini içine alan, umumi
- "Genel seçim. Genel tarih."
-
Ayrıntıları göz önüne alınmayarak bütünü bakımından ele alınan
- "Genel bir sıralama yapmak gerekirse denebilir ki dünyada en iyisi mutlu, dengeli bir evliliktir." (Haldun Taner)
-
Yetkisi ve sorumluluğu çok olan
- "Genel başkan. Genel müdür."
-
Herkesin yararlanabileceği (yer, nesne)
- "Genel kitaplık."
-
Bir genelleme sonucunda elde edilen
- "Genel düşünce."
-
[sıfat]
Bir şeye veya bir kimseye özgü olmayıp onun bütün benzerlerini içine alan, umumi
- GELME
-
-
[isim]
Gelmek işi
-
[sıfat]
Gelmiş olan
- "Avrupa'dan gelme bir televizyon."
-
[sıfat]
Yetişme
- "İyi aileden gelme çocuk."
-
Bir ışının, kaynağından çıkarak bir ayna yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine erişmesi
-
[isim]
Gelmek işi
- GEÇİŞ
-
-
[isim]
Geçme işi veya biçimi
- "Bekleme sabırsızlığını çoktan kaybetmiş olduğum için vaktin geçişini pek fark etmiyordum." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Herhangi bir durumdaki değişme, intikal
- "Geçiş dönemi."
-
Resimde iki ayrı rengi birbirine bağlayan ara ton
-
Ses organlarının bir durumdan ötekine geçmesi
-
Bir parça süresince bir tondan başka bir tona atlama
-
[isim]
Geçme işi veya biçimi
- GEREN
-
-
[isim]
Kuruyunca çatlayan toprak, verimsiz, tuzlu, killi toprak
-
[isim]
Kuruyunca çatlayan toprak, verimsiz, tuzlu, killi toprak
- GENOM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Gametlerde bulunan kromozomlar
-
[isim]
Gametlerde bulunan kromozomlar
- GEMRE
-
-
[isim]
Son turfanda yetişen, sert kabuklu, siyah bir çeşit üzüm
-
[isim]
Son turfanda yetişen, sert kabuklu, siyah bir çeşit üzüm
- GEYVE
- ...
- GEBEŞ
-
-
[sıfat]
Aptal, sersem
-
Bodur ve şişman
-
Karnı şiş olan
-
[sıfat]
Aptal, sersem
- GEREK
-
-
[sıfat]
Bir şeyin yapılabilmesi veya olabilmesi ona bağlı olan, lazım
- "Mecnunlara Leyla gerek, bana seni gerek seni." (Yunus Emre)
- "Gereği gibi davranmak."
- "Meclis ... gerek gördüğü takdirde ilgilinin Yüce Divana sevkine karar verir." (Anayasa)
- "Bunların bir bildikleri olsa gerek." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
İcap
- "... millî güvenlik gereklerinin ihlal edilmesi ... hâlinde belirli bir toplantı ve gösteri yürüyüşünü yasaklayabilir." (Anayasa)
-
[sıfat]
Bir şeyin yapılabilmesi veya olabilmesi ona bağlı olan, lazım
- GELEN
-
-
[sıfat]
Gelme işini yapan (kimse veya nesne)
-
Bir ışık kaynağından çıkıp bir aynanın yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine düşen (ışın)
-
[sıfat]
Gelme işini yapan (kimse veya nesne)
- GEÇEK
-
-
[isim]
Çok geçilen yer, işlek yol
-
Küçük tahta köprü
-
[isim]
Çok geçilen yer, işlek yol
- GERGİ
-
-
[isim]
Perde
-
İp, kayış, tel vb.ni gerginleştirme işinde kullanılan araç
-
[isim]
Perde
- GEYŞA
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Dansçı ve şarkıcı Japon kadını
-
Özel olarak konuk ağırlamak için yetiştirilmiş Japon kadını
-
[isim]
Dansçı ve şarkıcı Japon kadını
- GEÇÇE
-
-
[zarf]
Biraz geç olarak, geç saatlere yakın
- "Sağ olsun, akşamları evine biraz geççe gelir." (Peyami Safa)
-
[zarf]
Biraz geç olarak, geç saatlere yakın