Sonunda fak olan 10 kelime var. FAK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde fak olan kelimeler listesine ya da başında fak olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
MUVAFFAK
İRTİFAK, İTTİFAK
MUTFAK
İNFAK, NİFAK, ŞAFAK
AFAK, UFAK
FAK
A F K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
FAK
2 Harfli Kelimeler
AF, AK, FA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MUVAFFAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Başarmış, başarılı (kimse)
- "Birdenbire vali yapsalardı belki daha ziyade muvaffak olacaktım." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Başarmış, başarılı (kimse)
- İTTİFAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlaşma, uyuşma, bağlaşma
- "Hazır bulunanların hepsi tatlı dil, güler yüz taraftarlığında ittifak etmiş gibiydiler." (Ömer Seyfettin)
-
Oy birliği
-
[isim]
Anlaşma, uyuşma, bağlaşma
- İRTİFAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dayanma
-
[isim]
Dayanma
- MUTFAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yemek pişirilen yer, aş damı
-
Yiyecekleri hazırlama sanatı
- "Türk mutfağı."
-
[isim]
Yemek pişirilen yer, aş damı
- ŞAFAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Güneş doğmadan az önce beliren aydınlık
- "Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak, / Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak." (Mehmet Akif Ersoy)
- "Şafak sökerken evden çıkıyor, akşam karanlığında dönüyordu." (Reşat Enis)
-
Askerler arasında terhis için kalan gün sayısından önce söylenen bir söz
- "Şafak otuz altı."
- "Kapıyı kapatınca bende şafak attı." (Burhan Felek)
-
[isim]
Güneş doğmadan az önce beliren aydınlık
- İNFAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Nafaka verip bir kimsenin geçimini sağlama
-
[isim]
Nafaka verip bir kimsenin geçimini sağlama
- NİFAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Geçimsizlik, anlaşmazlık, ara bozuculuk
- "Nifak unsurları her ikisinin iyi niyetlerinden yavaş yavaş, sinsi sinsi kendi çıkarlarına yararlanmasını bilecekti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Bülent ile haminnesinin arasına derin bir nifak sokmuştu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Geçimsizlik, anlaşmazlık, ara bozuculuk
- UFAK
-
-
[sıfat]
Boyutları normalden küçük
- "Ufak ev."
-
Yaşça daha küçük olan
- "İki ufak çocuk konuşarak Fener'e doğru gidiyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
Makam, derece bakımından geri olan
- "Ufak bir memuriyet de olsa olurdu." (Orhan Kemal)
-
Önemsiz, çok az
- "Ufak bir ameliyatla yüzük kesilip alındı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Boyutları normalden küçük
- AFAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ufuklar
- "Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar, / Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var." (Mehmet Akif Ersoy)
-
[isim]
Ufuklar
- FAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tuzak, kapan
-
[isim]
Tuzak, kapan