Sonunda ema olan 15 kelime var. EMA ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ema olan kelimeler listesine ya da başında ema olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
MİKROSİNEMA
ALAİMİSEMA, TELESİNEMA
MUKADDEMA, NEŞVÜNEMA, PROTONEMA
BADEMA, KUDEMA, SİNEMA
KREMA, ULEMA
NEMA, SEMA, ŞEMA, TEMA
A E M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AM, EM, MA, ME
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MİKROSİNEMA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Mikroskopla görülebilecek nesnelerin görüntülerini tespit etmekle uğraşan sinema kolu
-
[isim]
Mikroskopla görülebilecek nesnelerin görüntülerini tespit etmekle uğraşan sinema kolu
- TELESİNEMA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir sinema filmini televizyonda göstermeye yarayan cihaz
-
Televizyonda filmleri iletme ve yansıtma işi ile uğraşan bölüm
-
[isim]
Bir sinema filmini televizyonda göstermeye yarayan cihaz
- ALAİMİSEMA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gökkuşağı
-
[isim]
Gökkuşağı
- PROTONEMA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yosun sporlarının çimlenmesinden oluşan iplik biçimindeki organ
-
[isim]
Yosun sporlarının çimlenmesinden oluşan iplik biçimindeki organ
- MUKADDEMA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Önce, evvelce, eskiden
-
[zarf]
Önce, evvelce, eskiden
- NEŞVÜNEMA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gelişme, yetişme
-
[isim]
Gelişme, yetişme
- SİNEMA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Herhangi bir hareketi düzenli aralıklarla parçalara bölerek bunların resimlerini belirleme ve sonra bunları gösterici yardımıyla karanlık bir yerde, bir ekran üzerinde yansıtarak hareketi yeniden oluşturma işi
-
Film göstermeye yarayan özel bir makineyle görüntülerin beyaz perdeye yansıtıldığı salon veya yapı
- "Bir haber bırakıp mahallenin sinemasına girdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Güzel sanatların dalı olarak yansıtılmaya uygun olan filmleri gerçekleştirme ve yaratma sanatı, beyaz perde
- "Sinemanın zevkimizi dışarıdan idare ettiği devirde yaşıyoruz." (Hasan Âli Yücel)
-
[isim]
Herhangi bir hareketi düzenli aralıklarla parçalara bölerek bunların resimlerini belirleme ve sonra bunları gösterici yardımıyla karanlık bir yerde, bir ekran üzerinde yansıtarak hareketi yeniden oluşturma işi
- BADEMA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Bundan sonra, bundan böyle
- "Ve badema kâra ortak olmadığımızı, bütün paranın bana ait olduğunu söyledi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[zarf]
Bundan sonra, bundan böyle
- KUDEMA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Eskiler, eski insanlar
-
Eskiliği bakımından ileri gelenler, öne çıkanlar
- "Kudemanın şiirde iddiaları ancak kendi şiirlerinin bambaşka bir cevher olduğu sadedine kadar giderdi.." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Eskiler, eski insanlar
- ULEMA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bilginler
-
Sarıklı din bilginleri
- "Bursa uleması bütün memleketçe tanınır ve sevilirdi." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Bilginler
- KREMA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bir çeşit yumurtalı süt tatlısı
-
Sütün yüzünden toplanan yağlı katman
-
Kevgirden geçirilmiş sütle koyulaştırılmış çorba
-
[isim]
Bir çeşit yumurtalı süt tatlısı
- TEMA
-
Kelime Kökeni : Yunanca
-
[isim]
Asıl konu, temel motif
- "Tablonun teması. Anıtın teması, Kurtuluş Savaşı'ydı."
-
Öğretici veya edebî bir eserde işlenen konu, düşünce, görüş
-
Bir besteyi oluşturan temel motif
-
[isim]
Asıl konu, temel motif
- ŞEMA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir aletin, bir aracın veya bir biçimin ana çizgilerini gösteren çizim
-
Bir edebiyat eserinin, bir tasarının planı
-
[isim]
Bir aletin, bir aracın veya bir biçimin ana çizgilerini gösteren çizim
- NEMA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Büyüme, gelişme, çoğalma
-
Faiz, ürem
-
[isim]
Büyüme, gelişme, çoğalma
- SEMA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gök, gökyüzü, felek
- "Burası ufukları geniş, seması bulutsuz, güneşi berrak bir yeşil saha idi." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[isim]
Gök, gökyüzü, felek