Sonunda det olan 18 kelime var. DET ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde det olan kelimeler listesine ya da başında det olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
KELİMEİŞEHADET
DEVRİSAADET
ASRISAADET
PÜRHİDDET
BÜRUDET, CELADET, ŞEHADET, VELADET
HİDDET, İBADET, MÜDDET, SAADET, ŞİDDET, VAHDET
AVDET, MEDET, SADET
ADET
D E T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
DE, ET, TE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KELİMEİŞEHADET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İslam'ın beş şartından biri olan ve "Tanıklık ederim ki Tanrı'dan başka ilah yoktur ve Muhammed onun kulu ve peygamberidir." anlamındaki söz
-
[isim]
İslam'ın beş şartından biri olan ve "Tanıklık ederim ki Tanrı'dan başka ilah yoktur ve Muhammed onun kulu ve peygamberidir." anlamındaki söz
- DEVRİSAADET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Asrısaadet
-
[isim]
Asrısaadet
- ASRISAADET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hz. Muhammed'in yaşadığı zaman, saadet asrı, devrisaadet
-
[isim]
Hz. Muhammed'in yaşadığı zaman, saadet asrı, devrisaadet
- PÜRHİDDET
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Hiddetli
-
[sıfat]
Hiddetli
- CELADET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yiğitlik, kahramanlık
-
[isim]
Yiğitlik, kahramanlık
- ŞEHADET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tanıklık, şahitlik
- "Dünya karşısında Türk'ün kendi kendisi için yapacağı şehadet daha adamakıllı yapılmamıştır." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Yüksek bir ülkü uğrunda ölme, şehit olma
-
[isim]
Tanıklık, şahitlik
- VELADET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Doğum, doğma, doğuş
-
[isim]
Doğum, doğma, doğuş
- BÜRUDET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Soğukluk
-
[isim]
Soğukluk
- VAHDET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir olma, tek olma, birlik, teklik
-
[isim]
Bir olma, tek olma, birlik, teklik
- İBADET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tanrı buyruklarını yerine getirme, Tanrı'ya yönelen saygı davranışı, tapınma
- "Babamla gittiğim bayram namazlarından başka ibadet bilmezdim." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Tanrı buyruklarını yerine getirme, Tanrı'ya yönelen saygı davranışı, tapınma
- MÜDDET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Süre
- "Odada yalnız kalınca iki eski arkadaş bir müddet daha ağlaştılar." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Süre
- HİDDET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Öfke, kızgınlık
- "Hiddet ve nefretimden kalbim çarpıyordu." (Ömer Seyfettin)
- "Hele sokakta yüksek sesle gülenler olursa kendisiyle eğleniyorlar sanarak hiddetten kuduruyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Öfke, kızgınlık
- ŞİDDET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir hareketin, bir gücün derecesi, yeğinlik, sertlik
-
Hız
- "Rüzgârın şiddeti."
-
Karşıt görüşte olanlara, inandırma veya uzlaştırma yerine kaba kuvvet kullanma
-
Duygu veya davranışta aşırılık
- "Sesinin tonunda siteminin şiddetini azaltan bir yumuşama vardı." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Bir hareketin, bir gücün derecesi, yeğinlik, sertlik
- SAADET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mutluluk, ongunluk, mut, kut
- "... gecenin içinde onun parıldayan ela gözlerini görmek öyle bir saadetti ki..." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Mutluluk, ongunluk, mut, kut
- MEDET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yardım, imdat
- "Bekleyiniz ha başlıyor ha başlayacak, habire medet efendim..." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
- "Emin ol ki dağınık ve kasvetli bir cemiyet içinde aşktan bile medet ummayız." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[ünlem]
"Yardım edin, imdat" anlamında bir seslenme sözü
-
[isim]
Yardım, imdat
- SADET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Konuşulan asıl konu, asıl madde
- "Ne ise bunlar hep dedikodu. Sadede gelelim." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Konuşulan asıl konu, asıl madde
- AVDET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dönüş, geri gelme
- "Babam bir iş için Selanik'e gittiği zaman avdetinde bana Midhat Efendi'nin Hayret ismindeki romanını getirmiş." (Hüseyin Cahit Yalçın)
- "Eliyle camı vurarak avdet etmek istediklerini anlattı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Dönüş, geri gelme
- ADET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sayı
-
Tane
- "Toplananların adedi dokuz on bini geçince bir silah patlatılacaktı." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Sayı