Başında bel olan 7 harfli 24 kelime var. Bel ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde bel olan kelimeler listesine ya da sonu bel ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında bel bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
B E L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
BEL, LEB
2 Harfli Kelimeler
BE, EL, LE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BELENME
-
-
[isim]
Belenmek işi
-
[isim]
Belenmek işi
- BELGECİ
-
-
[isim]
Belgesel filmler yapan, yöneten sinemacı
-
[isim]
Belgesel filmler yapan, yöneten sinemacı
- BELÇİKA
- ...
- BELERME
-
-
[isim]
Belermek işi
-
[isim]
Belermek işi
- BELGRAD
- ...
- BELLEME
-
-
[isim]
Bellemek işi
-
[isim]
Bellemek işi
- BELİRME
-
-
[isim]
Belirmek işi, tebellür etme
-
[isim]
Belirmek işi, tebellür etme
- BELEMEK
-
-
[-i]
Çocuğu kundaklamak
-
Beşiğe yatırıp bağlamak
-
Bulamak, bulaştırmak
-
[-i]
Çocuğu kundaklamak
- BELAGAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İyi konuşma, sözle inandırma yeteneği
- "Gülünç olduğu kadar hazin bir belagati varmış." (Halit Fahri Ozansoy)
-
Söz sanatlarını inceleyen bilgi dalı, retorik
-
Konuyu bütün yönleriyle kavrayarak hiçbir yanlış ve eksik anlayışa yer bırakmayan, yorum gerektirmeyen, yapmacıktan uzak, düzgün anlatma sanatı
-
Bir şeyde gizli olan derin anlam
- "Sükûtun belagati."
-
[isim]
İyi konuşma, sözle inandırma yeteneği
- BELAHET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Alıklık
- "Faziletle belahat aynı şey sayılıyor." (Peyami Safa)
-
[isim]
Alıklık
- BELEMİR
-
-
[isim]
Mavikantaron
-
[isim]
Mavikantaron
- BELKİLİ
-
-
[sıfat]
Olasılı, muhtemel
-
Doğru olabileceği gibi yanlış da olabilen, belli ve kesin olmayan, olasılı, ihtimalî
-
[sıfat]
Olasılı, muhtemel
- BELEYİŞ
- ...
- BELARUS
- ...
- BELİRİŞ
-
-
[isim]
Belirme işi veya biçimi
-
[isim]
Belirme işi veya biçimi
- BELİRTİ
-
-
[isim]
Bir olayın veya durumun anlaşılmasına yardım eden şey, alamet, nişan, nişane
- "Kendinde yaşlılığın en küçük belirtisi yok." (Haldun Taner)
-
Vücuttaki işlevsel bir bozukluğun, hastalığın göstergesi olan durum veya görüntü, sendrom
-
[isim]
Bir olayın veya durumun anlaşılmasına yardım eden şey, alamet, nişan, nişane
- BELİRGİ
-
-
[isim]
Bulgu
-
[isim]
Bulgu
- BELEŞÇİ
-
-
[isim]
Bedavacı
-
[isim]
Bedavacı
- BELGELİ
-
-
Belgesi olan (kimse)
-
İki yıl üst üste sınıfta kaldığı için okula devam etme hakkını yitirerek belge alan (öğrenci)
-
Belgesi olan (kimse)
- BELİRLİ
-
-
[sıfat]
Açık ve kesin olarak sınırlanmış veya kararlaştırılmış olan, muayyen
- "Öteki arkadaşımız da belirli saatte nöbetinin başında olacaktı." (Erhan Bener)
-
[sıfat]
Açık ve kesin olarak sınırlanmış veya kararlaştırılmış olan, muayyen