Sonunda ak olan 5 harfli 177 kelime var. AK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ak olan kelimeler listesine ya da başında ak olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KABAK

  1. [isim] Kabakgillerden, sürüngen gövdeli, sarı çiçekli, birçok türü olan bir bitki (Cucurbita)
    • "Kendi yarın cehennem olur gider, kabak bizim başımıza patlar." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Bu bitkinin türlerine göre yemeği ve tatlısı yapılan ürünü
  3. Esrarkeşlerin kullandığı bir çeşit nargile
  4. Kabak kemane
    • "Siperin içinde birkaç nefer ayakta ileriye bakıyor, öbürleri aşağı oturmuş konuşuyorlar, gülüyorlar, türkü söylüyorlar, kabak çalıyorlar." (Ömer Seyfettin)
  5. [sıfat] Ham, tatsız (kavun, karpuz)
  6. [sıfat] Tüysüz, dazlak
    • "Kaba kabak gibi tıraşlı!" (Halide Edip Adıvar)
  7. [sıfat] Dişleri aşınarak yüzeyi düzleşmiş olan (taşıt lastiği)
  8. [sıfat] Bilgisiz, görgüsüz, kaba
  9. Kısa boynuzlu hayvan

ŞALAK

  1. [isim] Büyümemiş karpuz

ÇOMAK

  1. [isim] Ucu topuzlu değnek

TUZAK

  1. [isim] Kuş veya yaban hayvanlarını yakalamaya yarayan araç veya düzen
    • "Sana bir tuzak kursak sen o tuzağa düşmezsin ey oğul!" (Sevinç Çokum)
  2. Birini güç ve tehlikeli bir duruma düşürmek için kurulan düzen, komplo
    • "Onun bana gönderdiği mektuplar filan hep tuzak, hep birer şantajdan ibaretti." (Osman Cemal Kaygılı)
    • "... bütün işi pişirmiş, tuzağı kurmuş, son darbeyi indirmek üzere idi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

BIÇAK

  1. [isim] Bir sap ve çelik bölümden oluşan kesici araç
    • "Ekmek bıçağı. Sebze bıçağı."
    • "Köy delikanlılarının bıçak çekmeye elleri bile değmedi." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Bu tatlı sohbetin arasında kapı çalındı, lakırtıları bıçak gibi kesildi." (Halide Edip Adıvar)
  2. Çeşitli kesme işlerinde kullanılan keskin ağızlı araç
    • "Basımevi bıçağı."

SIZAK

  1. [isim] Dağ sırtlarında, taş aralarından sızan su, küçük pınar

İLHAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Katma, bağlama, ekleme
  2. Egemenliği altına alma

SERAK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Dik yerlerden inen buzullarda, derin yarılmalar sebebiyle buz parçalarının koparak aşağıya düşmesi

UŞŞAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Türk müziğinde ana makamlardan biri

AKMAK

  1. [-den] Sıvı maddeler veya çok ince taneli katı maddeler bir yerden başka bir yere doğru gitmek
    • "Eskiden Sakarya, bu köprünün altından akarmış." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "İçeriğin nasıl aktarılacağına dikkat etmiş, dilin olanaklarını akarına bırakmıştır." (Selim İleri)
    • "Ebediyete akıp giden her on senede..." (Atatürk)
  2. Bu gibi maddeler aşağıya, yere düşmek
    • "Üstünden sular akıyor."
  3. Sıvı bir madde bir yerden çıkmak
  4. [nsz] Bir kap veya bir yer, içindeki veya üstündeki sıvıyı sızdırmak
    • "Kova akıyor. Dam akıyor."
  5. [-e] Art arda ve toplu olarak gitmek
    • "Öfkeli insanlar, el ele, omuz omuza Taksim'e doğru akıyorlardı." (Yusuf Ziya Ortaç)
  6. [nsz] Kumaş yıpranıp iplikleri erimeye başlamak
    • "... çarşafın kumaşı da yer yer akmış, buruşmuştu." (Refik Halit Karay)
  7. [nsz] Boya birbirine karışmak
  8. [-le] Sürüp gitmek
    • "Nedim divanında bir kaside vardır, müjgân üstüne, hicran üstüne, umman üstüne kafiyeleri ve redifleriyle akar." (Yahya Kemal Beyatlı)
  9. [nsz] Zaman çabuk geçmek
  10. [nsz] Karışmak, katılmak
  11. [nsz] Çabucak savuşmak, ortadan kaybolmak

OĞLAK

  1. [isim] Keçi yavrusu

UTMAK

  1. [-i] Yenmek
  2. Oyunda yenmek, ütmek (II)

YUTAK

  1. [isim] Ağız ve burun boşluklarıyla gırtlak ve yemek borusu arasındaki boşluk

EFLAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gökler

SUSAK

  1. [sıfat] Susamış olan, susayan
  2. [isim] Su kabağından yapılmış veya ağaçtan oyulmuş maşrapa
  3. Salak, aptal

FİRAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ayrılış, ayrılık

UMMAK

  1. [nsz] Bir şeyin olmasını istemek, beklemek
    • "Umarım ki siz de mayıs hakkındaki bu sevgimi benimle paylaşırsınız." (Burhan Felek)
  2. Sanmak, tahmin etmek
    • "Tereyağı kokusu olmadığını kuvvetle umduğum bir yağ kokusu." (Sait Faik Abasıyanık)

YUNAK

  1. [isim] Hamam

AVLAK

  1. [isim] Avı çok olan yer, av yeri

KOZAK

  1. [isim] Kozalak
  2. Metalden yapılmış, içine antlaşma ve padişah mektuplarının konulduğu kutu

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü