Sonunda aban olan 20 kelime var. ABAN ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde aban olan kelimeler listesine ya da başında aban olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
BAYATİARABAN
ÇALATABAN, KARATABAN, ŞEDARABAN
BAŞTABAN, DALTABAN, DÜZTABAN, KALTABAN, KAYTABAN, ŞAKLABAN
BALABAN, BEYABAN, DARABAN, HIYABAN
ARABAN
KABAN, SABAN, ŞABAN, TABAN, YABAN
A A B N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
BANA
3 Harfli Kelimeler
ABA, ANA, BAN
2 Harfli Kelimeler
AB, AN
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BAYATİARABAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Araban ve bayati makamlarından oluşturulan bir birleşik makam
-
[isim]
Araban ve bayati makamlarından oluşturulan bir birleşik makam
- ÇALATABAN
- ...
- ŞEDARABAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde bir şet makam
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde bir şet makam
- KARATABAN
-
-
[isim]
İpek böceklerinde geniş çapta ölüme yol açan kelebek hastalığı
-
[isim]
İpek böceklerinde geniş çapta ölüme yol açan kelebek hastalığı
- ŞAKLABAN
-
-
[isim]
Basit şakalar yaparak herkesi güldüren, şakacı kimse
-
Dalkavuk
-
[isim]
Basit şakalar yaparak herkesi güldüren, şakacı kimse
- KALTABAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Namussuz
-
Şarlatan, yalancı, hileci
-
[sıfat]
Namussuz
- DÜZTABAN
-
-
[isim]
Doğal ayak kemerinin kaybolması ile oluşan yapısal bozukluk
-
[sıfat]
Tabanı kemerli olmayan, düz olan (kimse)
-
Dar tabanlı bir tür rende
-
[sıfat]
Uğursuz
-
[isim]
Doğal ayak kemerinin kaybolması ile oluşan yapısal bozukluk
- DALTABAN
-
-
[sıfat]
Yalın ayak (kimse)
-
Aşağılık, serseri
-
[sıfat]
Yalın ayak (kimse)
- KAYTABAN
-
-
[isim]
Sürü, deve sürüsü
-
[sıfat]
Başıboş, düzensiz
-
[isim]
Sürü, deve sürüsü
- BAŞTABAN
-
-
[isim]
Yunan ve Roma mimarlıklarında, sütunların üstüne oturan ve iki sütun arasındaki uzaklığın üstünü örten büyük, uzun taş kirişlerin oluşturduğu bölüm
-
[isim]
Yunan ve Roma mimarlıklarında, sütunların üstüne oturan ve iki sütun arasındaki uzaklığın üstünü örten büyük, uzun taş kirişlerin oluşturduğu bölüm
- BALABAN
-
-
[sıfat]
İri, büyük
-
Şişman, gürbüz (kimse, çocuk)
-
[sıfat]
İri, büyük
- HIYABAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İki tarafı düzgün ağaçlı yol veya bulvar
- "Sustu bülbüller hıyaban uykuda / Esme ey bad esme canan uykuda." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
-
[isim]
İki tarafı düzgün ağaçlı yol veya bulvar
- BEYABAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Çöl
-
[isim]
Çöl
- DARABAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kalp vuruşu, kalp atışı
-
[isim]
Kalp vuruşu, kalp atışı
- ARABAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde bir makam
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde bir makam
- SABAN
-
-
[isim]
Çift süren hayvanların koşulduğu demir uçlu tarım aracı
-
[isim]
Çift süren hayvanların koşulduğu demir uçlu tarım aracı
- TABAN
-
-
[isim]
Ayağın alt yüzü, aya
- "Her akşam gazete başına kırk para kazanmak için şehrin dört bir köşesinden buraya kadar taban tepmek..." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Boyları bosları bile taban tabana zıttı." (Haldun Taner)
- "Haydi bakalım, tabana kuvvet!"
- "Sanki yerden taş aldığımı, hayır eğildiğimi görmüş gibi tabana kuvvet kaçıyor." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Üstü kapalı bir yerin gezinilen, ayakla basılan yüzü, tavan karşıtı
- "En iyisi, çantayı da tabancayı da atıp tabanları yağlamaktı." (Tarık Buğra)
-
Ayakkabının alt bölümü
-
Kaide
-
Bir şeyin en alt bölümü
-
Değerlendirmede en alt derece
-
Bir toplumu, bir kuruluşu oluşturan, yönetime katılmadan etkili olan kitle
- "Partinin tabanının istekleri doğrultusunda..."
-
Temel, temel ilke, baz
-
Bir ırmağın en derin olan orta yeri
-
Dikey duran direk, çubuk, seren vb.nin alt bölümü
-
Bir cismin veya bir biçimin yüksekliğini ölçmek için aşağıdan yukarıya doğru başlama noktası olarak alınan yüzey veya çizgi, kaide
- "Piramidin tabanı. Üçgenin tabanı."
-
Tarlanın düz ve verimli kesimi
-
Kılıç vb. yapımında kullanılan iyi cins demir
-
[isim]
Ayağın alt yüzü, aya
- ŞABAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ay takviminin sekizinci ayı, üç ayların ikincisi
-
[isim]
Ay takviminin sekizinci ayı, üç ayların ikincisi
- YABAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İnsan yaşamayan ıssız yer
- "Kendini pek yabana atma. Olabilir ki bu kadın sana tutulmuştur." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Issız yerde yaşayan veya yetişen canlı
- "Yaban keçisi. Yaban kedisi. Yaban sarımsağı."
-
[sıfat]
Issız
- "Yalnız, yaban ormanda yaşayan yerliler bu zehrin ilacını bilirler." (Falih Rıfkı Atay)
-
Yabancı, el, yerli halktan olmayan kimse
- "Yerliler bize yaban derler ve aramıza katılmazlardı." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
İnsan yaşamayan ıssız yer
- KABAN
-
-
[isim]
Dik yokuş
-
Tepe
-
[isim]
Dik yokuş