Sonunda u olan 4 harfli 88 kelime var. U harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde u harfi olan kelimeler listesine ya da başında u harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

İGLU

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Kubbe biçiminde Eskimo kulübesi

SUCU

  1. [isim] Su satan veya evlere su taşıyan kimse, saka

SORU

  1. [isim] Bir şey öğrenmek için birine yöneltilen ve karşılık gerektiren söz veya yazı, sual
    • "Minicik ellerini uzatarak bu taş nedir, diyen sorusu hâlâ hatırımızda!" (Orhan Seyfi Orhon)
  2. Bir öğrenciye sınavda yöneltilen söz veya yazı, sual

USLU

  1. [sıfat] Toplumu, çevresini rahatsız etmeyen, edepli, müeddep, yaramaz karşıtı
    • "Uslu ve çekingen huyum ne kendimi ne de nafakamı herhangi bir sert hareketle savunmaya asla müsait değildi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Sizin gitmeyeceğinizi bildiği için uslu oturacaktır." (Aka Gündüz)
  2. [zarf] Uysal bir biçimde
  3. Akıllı, zeki
    • "Gören bizi sanır deli / Usludan yeğdir delimiz." (Anonim şiir)

KOKU

  1. [isim] Nesnelerden yayılan küçücük zerrelerin burun zarı üzerindeki özel sinirlerde uyandırdığı duygu
    • "Odanın içini kızarmış bir ekmek kokusu doldurmuştu." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Bir yerden kokusu çıkarsa baban vasıtasıyla önlemek isteyecekler." (Sabahattin Ali)
    • "O yokken anası tarafından gönderildiğine şüphe olmayan bütün bu şeylere anasının kokusu sinmişti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Yaz yağmuru yağdığı vakit burada toprağın güzel kokusunu duymak mümkündür." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Güzel kokmak için sürülen esans
    • "Koku sürünmek."
    • "Yılların gazetecisisin oğlum, iyi haberin kokusunu kilometrelerce uzaktan alırsın." (Ahmet Ümit)
  3. Belirti, işaret
    • "Ortalıkta bir savaş kokusu var."

OKSU
...
OTLU

  1. [sıfat] Otu olan
    • "Ona çok güzel, sulak, otlu bir ova buldum." (Yahya Kemal)

KONU

  1. [isim] Konuşmada, yazıda, eserde ele alınan düşünce, olay veya durum, mevzu
    • "Öğretmenimizin verdiği konuları manzum yazardım." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. Üzerinde konuşulan şey, bahis
    • "Daha fazla tafsilata girmeyi bugün zararlı gördüğüm için bu konuda susacağım." (Burhan Felek)

DOĞU

  1. [isim] Güneşin doğduğu ana yön, gün doğusu, şark, maşrık, batı karşıtı
  2. Bulunulan yere göre güneşin doğduğu yönde kalan bölge
  3. Güneşin 21 Mart ve 23 Eylülde doğduğu yön

DORU

  1. [sıfat] Gövdesi kızıl, ayakları ve yelesi koyu renkli olan (at)
  2. Kızıl (at donu)

KUTU

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] İnce tahta, mukavva, teneke, plastik vb.nden yapılmış, genellikle kapaklı kap
    • "Enfiyesini, üstü mineli bir kutudan çekerdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Eviniz kutu gibi küçücük bir evdi / Sarmaşıklarla balkonu örtük bir evdi." (Ahmet Muhip Dranas)
  2. [sıfat] Bu kabın alabildiği miktarda olan
    • "Bir kutu lokum."
  3. Elektrik veya telefon tellerinin toplanıp bağlandığı kap
  4. Bir kimsede, bir yerde, bir şeyde iyi veya kötü bir özelliğin fazlalığını belirten bir söz
    • "Akıl kutusu. Fesat kutusu."

EBRU

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Kâğıt süslemeciliğinde kitre, kola vb. yapıştırıcılarla yoğunlaştırılmış su üzerine, neft yağı ile sulandırılmış yağlı boya damlatılarak yapılan ve kâğıda geçirilen süs

OLGU

  1. [isim] Birtakım olayların dayandığı sebep veya bu sebeplerin yol açtığı sonuç, vakıa
    • "Bilim yoluyla olguları kavrayıp sıralayabiliriz." (Orhan Hançerlioğlu)
  2. Varlığı deneyle kanıtlanmış şey
  3. Edebî eserlerde olayı geliştiren davranış, iş

UTÇU

  1. [isim] Ut yapan veya satan kimse
  2. Ut çalan kimse, udi

RÜCU

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Geri dönme, sözünü geri alma, cayma, tersinme
    • "Hakkı olmak hakkından kim rücu edecek?" (Peyami Safa)
  2. Kayıtım

TAPU

  1. [isim] Bir taşınmazın üstündeki mülkiyet hakkını gösteren belge
  2. Tapu işlerinin yürütüldüğü kuruluş

ALPU
...
DOLU

  1. [isim] Havada su buğusunun birden yoğunlaşıp katılaşmasından oluşan, türlü irilikte, yuvarlak veya düzensiz biçimli saydam buz parçaları durumunda yere hızla düşen bir yağış türü
    • "Dolu ekinlerini vurmuşsa bir yıl aç demekti." (Tarık Buğra)

UYKU

  1. [isim] Dış uyaranlara karşı bilincin, bütünüyle veya bir bölümünün yittiği, tepki gücünün zayıfladığı ve her türlü etkinliğin büyük ölçüde azaldığı dinlenme durumu
    • "Rahat bir uyku uyumuştum." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "İkimiz de esniyorduk, uyku bastırıyordu." (Osman Cemal Kaygılı)
    • "Uykumu dağıtmak için birkaç fincan kahve içtim."
    • "Yorgunsun, uyku gözlerinden akıyor." (Aka Gündüz)
  2. Çevrede olup bitenin farkında olmama, gaflet, aymazlık
    • "Eğer bu patırtıdan, ikinci uykusu başına sıçrayan imam aşağı koşmasa iki kadın, avluda, saç saça, baş başa dövüşeceklerdi." (Halide Edip Adıvar)
    • "Etrafı kapatan dik, sivri dağlar duman ve bulut sarılı kocaman başlarını birbirine dayayarak çoktan uykuya varmışlardı." (Refik Halit Karay)
  3. Doğada görülen sükûnet durumu
    • "Kış süresince uykuda olan ağaçlar, baharla birlikte uyandı."

UNLU
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü