Sonunda s olan 4 harfli 58 kelime var. S harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde s harfi olan kelimeler listesine ya da başında s harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

CİNS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tür, çeşit
    • "Portakal, turunç cinsinden bir meyvedir."
  2. Aralarında ortak özellikler bulunan varlıklar topluluğu
    • "Bizim operetlerimiz cinsinden bir sürü halk tiyatroları var." (Haldun Taner)
  3. Soy, kök, asıl
    • "Ben bir Türküm, dinim, cinsim uludur." (Mehmet Emin Yurdakul)
  4. [sıfat] Garip, tuhaf
  5. Pek çok ortak özellikleri bulunan türler topluluğu
  6. [sıfat] Diğerlerine göre üstün nitelikleri olan
    • "Derler ki cins kediler bu çirkinliği gizlemek için tenha yerlerde ölmeye giderlermiş." (Peyami Safa)

KAOS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Evrenin düzene girmeden önceki biçimden yoksun, uyumsuz ve karışık durumu
  2. Kargaşa

KLAS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sınıf
  2. [sıfat] Üstün nitelikli, üstün yetenekli
    • "Klas oyuncu."

LAOS
...
RAKS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir tür dans
    • "Zil, şal ve gül. Bu bahçede raksın bütün hızı." (Yahya Kemal Beyatlı)
    • "Bu küçücük yaramaz, koşar gibi, sıçrar gibi, herkes eğlenir gibi ayaklarını çarparak memnun, güle güle raks ediyordu." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  2. Salınım

SEKS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Cinsiyet
  2. Cinsel ilişkide bulunma

OFİS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] İş yeri, daire, büro
    • "Alım satım ofisi müdürü resmî kanaldan bir şey yapılamayacağını anlamıştı." (Refik Halit Karay)

LENS

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Gözün saydam tabakasının üzerine doğrudan uygulanan, görmeyi düzeltici mercek, kontak lens
  2. Mercek

TERS

  1. Gerekli olan duruma karşıt, zıt
    • "Yerden göğe kadar haklı olan bir uyarıyı, içimizden bir arkadaş ters anlamış." (Haldun Taner)
    • "Daha sonra o eşsiz lidere ters düşmek bahtsızlığına kapılmıştır." (Haldun Taner)
    • "Hacı Ömer'in o gün ters tarafından kalktığına artık şüphe yoktu." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. [isim] Bir şeyin içe gelen yanı, arkası
    • "Elinin tersiyle küçük bir tokat vurmuştu." (Çetin Altan)
  3. [isim] Kesici bir aletin kesmeyen yanı
    • "Kollarına bıçağın tersiyle birkaç tane vurmuşlar." (Memduh Şevket Esendal)
  4. Uygun olmayan, elverişsiz, münasebetsiz
    • "Ters sözlerinle, fazilet iddialarınla beni hırpalama." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  5. Gönül ve cesaret kırıcı, huysuz, sert
    • "Ters adamın işi de ters gider." (Memduh Şevket Esendal)
  6. [isim] Bir şeyin aksi, karşıtı
    • "Anlattığının tersi anlaşılınca utandı."

ABES

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Gereksiz, yersiz, boş
    • "Artık söylemekte bir mahzur olmadığından gizlemek abes." (Refik Halit Karay)
    • "Annem eniştemizin bu son sözlerini dinlemeyi artık abes bulurdu." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Yazarlarımızın çoğu yalnızca kendi ürünlerinin ne amaçla üretildiğini sayıp dökerek bir anlamda abesle iştigal ediyorlar." (Tomris Uyar)
  2. Akla ve gerçeğe aykırı
  3. [zarf] Gereksiz bir biçimde

AFİS

  1. [isim] Gümüş balığının küçüğü

EFES
...
HIRS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sonu gelmeyen istek, aşırı tutku
    • "Para hırsı. Şöhret hırsı."
    • "İmar olanağı vurgunları, sayıları artan vurgunculara hırs bastırıyor." (Aydın Boysan)
    • "Ben kısa yazamıyorum öykülerimi diye hırsımdan çatlıyorum." (Nezihe Meriç)
  2. Öfke, kızgınlık
    • "Hırsımdan bazılarına tablomu bedava verdim, alın, götürün diye bağırdım." (Hüseyin Cahit Yalçın)

MORS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Morsgillerden, Kuzey Atlantik'te yaşayan, 4 m uzunluğunda, derisi, dişi ve yağı için avlanan bir memeli hayvan (Odobenus rosmarus)

ŞANS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Rastlantıları düzenlediğine ve insanlara iyi veya kötü durumlar hazırladığına inanılan doğaüstü güç, kut, baht, talih, felek
    • "Bir hafta içinde kayıplar ve kazanmalarla şansım değişti." (Refik Halit Karay)
    • "Şansı yaver gittiği takdirde orta boylu, uzun saçlı esmerine kavuşabilecekti." (Ayşe Kulin)

ŞEMS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Güneş

ABUS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Somurtkan (kimse)
  2. Çatık, asık (yüz)
    • "Abus çehreli bir adamın ne namazı ne niyazı ne zekâtı ne orucu makbuldür." (Ömer Seyfettin)
  3. Garip, acayip
    • "Genç, esmer kız tahayyül ediyor, zihninde müphem hayallere karışan abus suallere cevap veremiyordu." (Ömer Seyfettin)

LÜKS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. Giyimde, eşyada, harcamada aşırı gitme, gösteriş, şatafat
    • "Lüksleri, rahatları, eğlenceleri yerindedir." (Necati Cumalı)
  2. [sıfat] Gösterişli, şatafatlı
    • "Bu lüks lokantada öğle yemeği yiyor." (Tarık Buğra)
  3. [sıfat] Gereksinim dışı olan
  4. [sıfat] Aşırı, fazla

REİS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Başkan
    • "İstanbul'un belediye reisi olmak çok şerefli fakat hiç de heves edilecek bir şey değildir." (Halide Edip Adıvar)
  2. Lider
  3. Küçük tekne kaptanı

PENS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Giysilerde bazı yerlerden içeriye doğru daraltılarak dikilmiş bölüm
  2. Kıskaç biçiminde iğne
  3. Pense
    • "Önce topu ateşe gösterdi, elinin yandığını anlayınca uzun bir pensle tuttu, ateşe uzattı." (Rıfat Ilgaz)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü