Sonunda s olan 4 harfli 58 kelime var. S harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde s harfi olan kelimeler listesine ya da başında s harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

LAOS
...
DERS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Öğretmenin öğrenciye belirli bir sürede verdiği bilgi
    • "Mektepten kaçmıyor, bazı derslerden zevk alıp saatlerce çalıştığım oluyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Metin'in bu dersi asma teklifi hiç hoşuma gitmedi doğrusu." (Adalet Ağaoğlu)
    • "Bu seneki tecrübe aynı zamanda bir de ders oldu." (Hüseyin Cahit Yalçın)
    • "İyi konuşurdu, ders vermek sanatını bilirdi."
  2. Bu bilgi aktarımı için ayrılan süre
    • "Dersin bitmesine beş dakika var."
    • "Yapılacak şey gördüğümüz vakalardan ders almaya çalışmaktır." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "İnek Şaban güzel ders çalışırdı boş sınıfta." (Rıfat Ilgaz)
    • "Evvela kendi kendisini cezalandırdı, sonra kendisi gibi yaşamak istemeyenlere ders verdi." (Peyami Safa)
  3. Öğrencinin öğrenmek zorunda olduğu bilgi
    • "Bir yakınlık kurmak için derslerini soracak oluyordu." (Necati Cumalı)
  4. Bir olayın bellekte bıraktığı öğretici iz, öğüt, ibret
    • "En iyisi, kıyının verdiği şu ekoloji dersini uygulamak mı dersiniz?" (Haldun Taner)

TERS

  1. Gerekli olan duruma karşıt, zıt
    • "Yerden göğe kadar haklı olan bir uyarıyı, içimizden bir arkadaş ters anlamış." (Haldun Taner)
    • "Daha sonra o eşsiz lidere ters düşmek bahtsızlığına kapılmıştır." (Haldun Taner)
    • "Hacı Ömer'in o gün ters tarafından kalktığına artık şüphe yoktu." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. [isim] Bir şeyin içe gelen yanı, arkası
    • "Elinin tersiyle küçük bir tokat vurmuştu." (Çetin Altan)
  3. [isim] Kesici bir aletin kesmeyen yanı
    • "Kollarına bıçağın tersiyle birkaç tane vurmuşlar." (Memduh Şevket Esendal)
  4. Uygun olmayan, elverişsiz, münasebetsiz
    • "Ters sözlerinle, fazilet iddialarınla beni hırpalama." (Hüseyin Cahit Yalçın)
  5. Gönül ve cesaret kırıcı, huysuz, sert
    • "Ters adamın işi de ters gider." (Memduh Şevket Esendal)
  6. [isim] Bir şeyin aksi, karşıtı
    • "Anlattığının tersi anlaşılınca utandı."

VAKS

Kelime Kökeni : Almanca

  1. [isim] Bal mumunun sanayide mat yüzeyleri parlak ve kaygan duruma getiren türü

FORS

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Devlet başkanının bulunduğu yerlere, amirallerin çalıştıkları kuruluşlara veya gemilere, generallerin garnizonlarına ve bu düzeydeki görevlilerin arabalarına çekilen üç veya dört köşeli bayrak
  2. Söz geçirirlik, saygınlık
  3. Gösterişlilik
  4. Gidon

EROS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Ruhsal çözümleme açısından cinsel eğilimler ve bundan doğan isteklerin tümü

JİPS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Alçı taşı

BAKS

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Gemiye hayvan yüklerken kullanılan sandık

NÜKS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir durumun veya olayın yeniden ortaya çıkması
    • "Hastalığı üç senede bir nüks eder." (Refik Halit Karay)

DANS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Müzik temposuna uyularak yapılan ve estetik değer taşıyan düzenli vücut hareketleri, raks
    • "Herkesin içinde dans öğrenmem şık olur." (Peyami Safa)
    • "Demin tek başına dans ederek yaptığım soytarılıklardan utanıyorum." (Refik Halit Karay)

İBİS

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Leyleksilerden, Afrika ve Batı Asya'nın sulak yerlerinde yaşayan bir kuş, Mısır turnası (İbis aethiopica)

ŞEMS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Güneş

HARS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tarla sürme
  2. Kültür

KROS

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Kırlarda ve ormanlarda, hendeklerden, yükseltilerden, çukurlardan ve akarsulardan geçerek yaya yapılan koşu

CİPS

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] İnce, yuvarlak kesilerek kızartılmış patates

BEİS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Engel, uymazlık
    • "Seyyit Ali, Yani'ye planlarını üstünkörü anlatmakta beis görmedi." (Ömer Seyfettin)
  2. Kötülük, zarar

PARS

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Kedigillerden, genellikle Asya ve Afrika'nın sıcak bölgelerinde yaşayan, postu benekli, bazen de düz siyah, çevik, yırtıcı, etçil, memeli hayvan, leopar, panter, pelenk (Panthera pardus)

REİS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Başkan
    • "İstanbul'un belediye reisi olmak çok şerefli fakat hiç de heves edilecek bir şey değildir." (Halide Edip Adıvar)
  2. Lider
  3. Küçük tekne kaptanı

PRES

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] İşletme, onarma, düzletme vb. işlemlerin uygulanması için bir nesneyi, iki ağırlık arasında mekanik olarak sıkıştırmaya yarayan alet, mengene, cendere
  2. Üzüm, elma, zeytin vb. meyve ve sebzeleri sıkarak suyunu, yağını çıkarmakta kullanılan alet veya araç
  3. Baskı

FÜRS
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü