Başında üz olan 37 kelime var. Üz ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde üz olan kelimeler listesine ya da sonu üz ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında üz bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
ÜZENGİLENMEK
ÜZENGİLEMEK, ÜZENGİLENME
ÜZENGİLEME, ÜZÜMGÜNEŞİ
ÜZENGİSİZ, ÜZÜMCÜLÜK, ÜZÜNTÜSÜZ
ÜZENGİLİ, ÜZERİNDE, ÜZGÜNLÜK, ÜZÜNTÜLÜ
ÜZERİNE, ÜZERLİK, ÜZGÜSÜZ, ÜZÜLMEK, ÜZÜMSÜZ, ÜZÜNÇLÜ
ÜZENGİ, ÜZENTİ, ÜZGÜLÜ, ÜZÜLME, ÜZÜMCÜ, ÜZÜMLÜ, ÜZÜMSÜ, ÜZÜNTÜ
ÜZERE, ÜZERİ, ÜZGÜN, ÜZLÜK, ÜZMEK, ÜZÜCÜ, ÜZÜNÇ
ÜZGÜ, ÜZME, ÜZRE, ÜZÜM
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÜZENGİLENMEK
-
-
[nsz]
Hayvana üzengi ile vurulmak
-
[nsz]
Hayvana üzengi ile vurulmak
- ÜZENGİLENME
-
-
[isim]
Üzengilenmek işi
-
[isim]
Üzengilenmek işi
- ÜZENGİLEMEK
-
-
[-i]
Koşturmak için hayvana üzengi ile vurmak
-
[-i]
Koşturmak için hayvana üzengi ile vurmak
- ÜZENGİLEME
-
-
[isim]
Üzengilemek işi
-
[isim]
Üzengilemek işi
- ÜZÜMGÜNEŞİ
-
-
[isim]
İnce uzun gövdeli, ön kanatlı ve ince duyargalı küçük kelebek
-
[isim]
İnce uzun gövdeli, ön kanatlı ve ince duyargalı küçük kelebek
- ÜZÜMCÜLÜK
-
-
[isim]
Üzüm yetiştirme ve satma işi
-
[isim]
Üzüm yetiştirme ve satma işi
- ÜZENGİSİZ
-
-
[sıfat]
Üzengisi bulunmayan
-
[zarf]
Üzengi olmaksızın
-
[sıfat]
Üzengisi bulunmayan
- ÜZÜNTÜSÜZ
-
-
[sıfat]
Üzüntüsü olmayan, sıkıntısız, acısız
-
[zarf]
Üzüntüsüz bir biçimde, üzüntüsü olmadan
-
[sıfat]
Üzüntüsü olmayan, sıkıntısız, acısız
- ÜZERİNDE
-
-
[zarf]
Üstünde
- "Donanan minareler sanki yolun üzerinde yakılan meşalelerdir." (Ruşen Eşref Ünaydın)
- "Klasik yazarlarımızın yapıtları üzerinde durmak, hepimiz için bir görev." (Selim İleri)
- "Hasılı ne yaptı yaptı, elektrikli süpürge üzerinde kaldı." (Haldun Taner)
-
... ile ilgili, üzerine
- "Hacı Ömer'in hatırı için gecelerce başımı soğuk su ile ıslatarak kitaplar üzerinde çalıştım." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[zarf]
Üstünde
- ÜZÜNTÜLÜ
-
-
[sıfat]
Üzüntüsü olan, acılı, müteessir
- "Ara sıra, saate üzüntülü bir göz atıyordu." (Peyami Safa)
-
Üzüntü veren
- "Onu güldüren ve bizi ağlatan bu uzun ve üzüntülü oyun feleğin sabrını tüketti." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[zarf]
Üzüntülü bir biçimde, üzüntülü olarak
-
[sıfat]
Üzüntüsü olan, acılı, müteessir
- ÜZGÜNLÜK
-
-
[isim]
Üzgün olma durumu, neşesizlik
-
[isim]
Üzgün olma durumu, neşesizlik
- ÜZENGİLİ
-
-
[sıfat]
Üzengisi bulunan
-
[sıfat]
Üzengisi bulunan
- ÜZERİNE
-
-
[zarf]
Üstüne
- "Üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma şerefim üzerine ant içerim." (Anayasa)
- "Üzerimize çöken şimşekli, yıldırımlı havanın bana verdiği helecanı yeniden duyuyorum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Korku, su içen bir ceylana saldıran kurt gibi üzerime çullandı."
- "Aldım eve getirdim kuşu. Başka zaman olsa üzerime ölü toprağı serpilmiş gibi uyurdum. Gece uyku girmedi gözüme. Arada bir uyanıp kuşa baktım." (Tarık Dursun K)
-
Hakkında
- "Dil üzerine bir yazı."
- "Söylediklerini hepimiz ayrı ayrı üzerimize almıştık, susuyor ve sıkılıyorduk." (Ömer Seyfettin)
-
...-den dolayı
- "Onun gelmesi üzerine ortalık düzeldi. Bu söz üzerine herkes rahat etti."
- "Fakat haydi beni boşadınız. Almanya'da sevdiğiniz bir başka kadını üzerime aldınız neyse." (Ömer Seyfettin)
-
...-den sonra
- "Bunca hazırlık üzerine yola çıkmamak insanı üzer."
-
[zarf]
Üstüne
- ÜZGÜSÜZ
-
-
[sıfat]
Üzgü vermeyen, eziyetsiz
-
[sıfat]
Üzgü vermeyen, eziyetsiz
- ÜZÜNÇLÜ
-
-
[sıfat]
Üzüntülü
- "İçlerinden biri titrek ve üzünçlü bir sesle hicazkâr üzerinde gezinmeye başladı." (Salâh Birsel)
-
[sıfat]
Üzüntülü
- ÜZÜLMEK
-
-
[nsz]
Üzme işine konu olmak
- "Karısının düştüğü bu hâle üzülmek şöyle dursun ona çok defa dadı kalfa muamelesi etmekten çekinmezdi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Üzüntü duymak, kaygılanmak
- "Bu apartmandan başka yere gideceksiniz diye üzülüyorum." (Peyami Safa)
-
[nsz]
Üzme işine konu olmak
- ÜZERLİK
-
-
[isim]
Sedef otugillerden, yaprakları almaşık, çiçekleri beyaz renkte, susama benzeyen tohumları acı olan, halk hekimliğinde tedavi amaçlı, tütsü olarak kullanılan bir bitki (Peganum harmala)
- "Miniminiyken o da benim gibi üzerlikle tütsülenmiştir." (Refik Halit Karay)
-
Bu bitkinin tohumlarından yapılan nazarlık veya süs olarak kullanılan eşya
-
[isim]
Sedef otugillerden, yaprakları almaşık, çiçekleri beyaz renkte, susama benzeyen tohumları acı olan, halk hekimliğinde tedavi amaçlı, tütsü olarak kullanılan bir bitki (Peganum harmala)
- ÜZÜMSÜZ
-
-
[sıfat]
İçinde üzüm olmayan
-
[sıfat]
İçinde üzüm olmayan
- ÜZENGİ
-
-
[isim]
Eyerin iki yanında asılı bulunan ve hayvana binildiğinde ayakların basılmasına yarayan, altı düz demir halka
- "İyi süvarilik gururuyla ayaklarını üzengiden çıkarmış, dizginleri bırakmış." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Eyerin iki yanında asılı bulunan ve hayvana binildiğinde ayakların basılmasına yarayan, altı düz demir halka
- ÜZENTİ
-
-
[isim]
Manevi hazdan yoksunluk
- "Şu iftara çağrılış bile üzenti gibi geldi, kendimden sıkıldım." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Manevi hazdan yoksunluk