Başında çı olan 5 harfli 25 kelime var. Çı ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde çı olan kelimeler listesine ya da sonu çı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında çı bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇIKAK
-
-
[isim]
Çıkılacak yer, çıkıt, mahreç
-
Boğumlanma noktası
-
[isim]
Çıkılacak yer, çıkıt, mahreç
- ÇIKTI
-
-
[isim]
Üretim sonucu ortaya çıkan ürün, girdi karşıtı
-
Artık
- "Sanayi çıktısı."
-
Bilgisayarda yazılan bir metnin kâğıda dökülmüş biçimi
-
Mezuniyet belgesi
-
[isim]
Üretim sonucu ortaya çıkan ürün, girdi karşıtı
- ÇINGI
-
-
[isim]
Kıvılcım
-
Parça, zerre
-
[isim]
Kıvılcım
- ÇIDAM
-
Kelime Kökeni : Moğolca
-
[isim]
Sabır
-
[isim]
Sabır
- ÇIRPI
-
-
[isim]
Dal, budak kırpıntısı
- "Bir çırpıya benzeyen kolunu sol tarafta bir yere uzattı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Boyalı ve gergin bir sicimi yay gibi çekip bırakmak yoluyla çizgi çizme
- "Çırpı vurmak."
-
Çok zayıf
-
[isim]
Dal, budak kırpıntısı
- ÇIKIK
-
-
[isim]
Bir kemik veya organın yerinden çıkmış olması
- "Kolunda çıkık var."
-
[sıfat]
Yerinden çıkmış (kemik veya organ)
-
[sıfat]
Çıkıntısı olan
- "Bu adam, elli beş, altmış yaşlarında, boynu biraz yana çarpılmış, çıkık alınlı, çökük yanaklı, kara kuru bir ihtiyardı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Bir kemik veya organın yerinden çıkmış olması
- ÇIRAK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Zanaat öğrenmek için bir ustanın yanında çalışan kimse
- "Bu çocuğu sekiz yaşındayken, araba boyacısına çırak vermişler." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Dükkânda ayak işlerine bakan kimse
- "Ekseriya bahçıvan, uşak, bakkal çırağı ile karşılaşırdım." (Refik Halit Karay)
-
Saray, daire vb. büyük yerlerde yıllarca hizmet ettikten sonra geçimi sağlanarak başka yerde yaşamasına izin verilen kimse
-
[isim]
Zanaat öğrenmek için bir ustanın yanında çalışan kimse
- ÇIKIT
-
-
[isim]
Çıkak
-
[isim]
Çıkak
- ÇIKRA
-
-
[isim]
Sık çalı
-
[isim]
Sık çalı
- ÇIĞIR
-
-
[isim]
Çığın kar üzerinde açtığı iz
- "Hepsi birden Atatürk'ün açmakta olduğu bir çığırda çalışıyorlardı." (Azra Erhat)
-
Hayvanların gide gele açtıkları ince yol, keçi yolu, patika
-
İz
- "Sabanın sapına çalımlı çalımlı sarılarak kuvvetli demirin açtığı çığır üzerinde ağır adımlarla yürümekteydi." (Nabizade Nazım)
-
Büyük hattatların sanat yolu
- "Mustafa Rakım çığırı."
-
Yeni bir biçim, yöntem veya yol
- "Edebiyatımızda büyük bir çığırın ilk ve güçlü öncüsü olan bu hikâyeler..." (Haldun Taner)
-
[isim]
Çığın kar üzerinde açtığı iz
- ÇITIR
- ...
- ÇIBAN
-
-
[isim]
Vücudun herhangi bir yerinde oluşan ve çoğu, deride şişkinlik, kızartı, ağrı ve ateş ile kendini gösteren irin birikimi
-
[isim]
Vücudun herhangi bir yerinde oluşan ve çoğu, deride şişkinlik, kızartı, ağrı ve ateş ile kendini gösteren irin birikimi
- ÇIKAN
-
-
[isim]
Çıkarma işleminde bütünden alınan sayı
-
[isim]
Çıkarma işleminde bütünden alınan sayı
- ÇIKIM
- ...
- ÇIPIR
-
-
[isim]
Yonga
-
[isim]
Yonga
- ÇIKIŞ
-
-
[isim]
Çıkma işi veya biçimi
- "Çiğ patatesle patlıcanı düşününüz, sıcak külden çıkışına bakınız, ne leziz yemektir." (Refik Halit Karay)
-
Bir yerden çıkmak için kullanılan yer
-
Yokuş
-
Güreşte cazgırın alana çıkardığı pehlivanların izleyicilere doğru yürüyerek çalım yapmaya başlaması
-
Mezuniyet, okul bitirme
-
Çıkış belgesi
-
Beklenilmeyen bir sırada yapılan sert konuşma
-
Uçağın bir havaalanından başka bir havaalanına gitme süreci, sorti
-
Kuşatılmış bir bölgedeki birliklerin yaptığı saldırı
-
Verilen bir işaretle yarışa başlama, depar
-
[isim]
Çıkma işi veya biçimi
- ÇIKMA
-
-
[isim]
Çıkmak işi
-
Bir yapının üst katlarından dışarıya doğru uzanmış bölüm, balkon
-
Hamamdan çıkarken kullanılan havlu ve kurulanma takımı, çıkacak
-
Bir yazı sayfasının kenarına metinle ilgili olarak yazılan ek, derkenar
-
Desteklemek amacıyla verilen para
-
[sıfat]
Çıkmış
- "Saraydan çıkma İstanbul eşyalarını görünce bunların hakikatine inanmak lazım geldiğini anlamış." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Eski, kullanılmış
- "Çıkma jant."
-
[isim]
Çıkmak işi
- ÇIFIT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Hileci, düzenbaz
-
[sıfat]
Hileci, düzenbaz
- ÇIVMA
-
-
[isim]
Çıvmak işi
-
[isim]
Çıvmak işi
- ÇIRAĞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Mum, kandil, lamba vb. ışık veren araç
-
Işık
-
[isim]
Mum, kandil, lamba vb. ışık veren araç