Başında a olan 4 harfli 284 kelime var. A harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde a harfi olan kelimeler listesine ya da sonu a harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında a bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

AĞVA
...
ARAF
...
AYAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Karı, eş
    • "Çocuklar uyumuştur / Efendi gazete okur / Ayali dikiş dikmektedir." (Orhan Veli Kanık)

ALDI

  1. "söylemeye başladı" anlamında kullanılan bir söz
    • "Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı." (Necati Cumalı)
    • "Uykuysa, uyumak bir marifetse al uykuyu diyerek akşama kadar uyudum." (Tarık Buğra)
    • "Al sana bir bela daha!"
    • "Al takke ver külah, kırsal kesimi çocuğunu okutmanın yararına inandırdık." (Atilla İlhan)

AYIT

  1. [isim] Mine çiçeğigillerden, Akdeniz çevresinde yetişen, mavi, beyaz veya menekşe renginde çiçekler açan, 1-2 m boyunda bir ağaççık, hayıt (Vitex agnus-castus)

APAZ

  1. [isim] Avuç

ARZU

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] İstek, dilek
    • "Kendi arzumla Anadolu'ya gitmek kararını verdim." (Refik Halit Karay)
    • "Koşmak, raksetmek, tehlikeli jimnastik hünerleri icra etmek arzuları duyuyordum." (Ömer Seyfettin)
    • "Arzum kaldı toprağında taşında." (Halk türküsü)
    • "Düşündüğüm, arzu ettiğim gibi saf bulduğum bu adama hürmet ederdim." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Heves
    • "İçimde nice zamandan kalma bir arzu var." (Atilla İlhan)

AVRO

  1. [isim] Avrupa Birliği'nin ortak para birimi, ekü

AŞIK

  1. [isim] Aşık kemiği
    • "Yonca, bu iki erkek çocuktan ayrı bir yaratık olduğunu, onlarla aşık atamayacağını bilir ..." (Oktay Rifat)
  2. Aşırma

ANÜS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sindirim sisteminin sonunda bulunan ve dışkının atılmasına yarayan çıkış deliği, makat, şerç

AYLI

  1. [sıfat] Üzerinde ay biçimi bulunan
    • "Beyaz aylı kırmızı bir bayrak."
  2. Ay ışığı olan, mehtaplı
    • "Aylı geceler."
  3. Gebe

AĞIZ

  1. [isim] Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk
    • "Yusuf Efendi biçareye ağız açtırmıyordu."
    • "Gelgelelim Akif, Berlin'e gidip de oradaki kahveleri gördüğü vakit ağız değiştirmek zorunda kalır." (Salâh Birsel)
    • "Kolonya dökmekten, şeker tutmaktan, iyi gözükeceğim diye ağız etmekten yoruldu." (Lâtife Tekin)
    • "Ben nasıl ağız kullanıyorsam sen de o yolda konuş."
  2. Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü
    • "Küçük bir ağız."
    • "Aman efendim, bendenize bir ağız açtılar, donakalmışım." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Çok şükür, ağzı laf yapandan çok, eli işe yatkın aydınlara muhtaç olduğumuzu, anlar gibiyiz." (Atilla İlhan)
    • "Hey zavallı balık, diyor, ağzın var dilin yok" (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Kapların veya içi boş şeylerin açık tarafı
    • "Ağızları kopmuş bir çay takımının arasına gizlenmiş, koyu renkli bir cildi oradan alarak bana uzattı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  4. Bir akarsuyun denize veya göle döküldüğü yer, munsap
    • "Çay ağzı."
  5. Koy, körfez, liman, yol vb. yerlerin açık yanı
    • "Körfezin ağzı. Yol ağzında."
  6. Birkaç yolun birbirine kavuştuğu yer, kavşak
  7. Kesici aletlerin keskin tarafı
    • "Çelik ağızlı, küçük gül makasını kâğıdından çıkardı." (Refik Halit Karay)
  8. Bir dilin sınırları içinde, bölgelere ve sınıflara göre değişen söyleyiş özelliği
    • "Anlaşılmaz, garip köylü ağızlarıyla konuşuluyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
  9. Üslup, ifade özelliği
    • "Ertesi günü bazı gazeteler bu haberin bir noktasını yarı resmî bir ağızla tekzip ettiler." (Tarık Buğra)
  10. Uç, kenar
    • "Topun ağzında. Uçurumun ağzında."
  11. Birini yanıltmak, kandırmak amacıyla dolambaçlı birtakım sözler söyleme özelliği
  12. Bir bölge ezgilerinde görülen özelliklerin tümü

AYOL

  1. [ünlem] Genellikle kadınların kullandığı bir seslenme sözü
    • "Ayol! Sen nerelerde kaldın?"

ABES

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Gereksiz, yersiz, boş
    • "Artık söylemekte bir mahzur olmadığından gizlemek abes." (Refik Halit Karay)
    • "Annem eniştemizin bu son sözlerini dinlemeyi artık abes bulurdu." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Yazarlarımızın çoğu yalnızca kendi ürünlerinin ne amaçla üretildiğini sayıp dökerek bir anlamda abesle iştigal ediyorlar." (Tomris Uyar)
  2. Akla ve gerçeğe aykırı
  3. [zarf] Gereksiz bir biçimde

AĞSI

  1. [sıfat] Ağ görünüşünde olan, ağ gibi örülmüş olan

AORT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kalbin sol karıncığından çıkan ve vücuda kırmızı kan dağıtan büyük atardamar

AŞIM

  1. [isim] Aşma işi
  2. Erkek hayvanın dişisiyle çiftleşmesi
    • "Hayvan aşım istasyonu."

AZAT

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Serbest bırakma
    • "Zavallı kuş birdenbire sendeledi, azat olduğuna inanmıyor gibi durdu." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Okullarda paydos
  3. [sıfat] Serbest bırakılmış olan

AKRA
...
ARMA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Bir devletin, bir hanedanın veya bir şehrin sembolü olarak kabul edilmiş resim, harf veya şekil, ongun
  2. Geminin yürümesine hizmet eden direk, seren, ip, halat ve yelken takımı

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü