Sonunda şe olan 4 harfli 12 kelime var. ŞE ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde şe olan kelimeler listesine ya da başında şe olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EŞ, ŞE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- RAŞE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Titreyiş, ürkme
- "Doktor Hikmet, ilk defa olarak ölüm korkusunun raşesini ta yüreğinin içinde hissetti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Titreyiş, ürkme
- GİŞE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İstasyon, sinema, banka, mağaza ve bazı giriş kapılarında bilet veya para alıp verilen, çoğu küçük pencere biçiminde olan yer
- "Gişeden biletlerimizi alarak büyükşehrin bahçesini geziyoruz." (Ahmet Haşim)
-
[isim]
İstasyon, sinema, banka, mağaza ve bazı giriş kapılarında bilet veya para alıp verilen, çoğu küçük pencere biçiminde olan yer
- İAŞE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yedirip içirme, besleme, bakma
- "İaşe son derece fena idi, açıkçası kıtlık vardı." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Yedirip içirme, besleme, bakma
- ARŞE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tren, troleybüs, tramvay vb. elektrikle işleyen taşıtlarda telden elektrik akımı almaya yarayan, yukarıya doğru uzanmış demir yay
-
Keman yayı
-
[isim]
Tren, troleybüs, tramvay vb. elektrikle işleyen taşıtlarda telden elektrik akımı almaya yarayan, yukarıya doğru uzanmış demir yay
- LAŞE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Leş
-
[isim]
Leş
- KAŞE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Toz ilaçların içine konulduğu, yutulmaya uygun, güllaçtan küçük kap
- "Cebinden bir hap kutusu çıkarıp iki kaşeyi bir arada yuttu." (Haldun Taner)
-
[isim]
Toz ilaçların içine konulduğu, yutulmaya uygun, güllaçtan küçük kap
- MEŞE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kayıngillerden, üç yüz kadar türü arasında, kış yaz yapraklarını dökmeyenleri de bulunan, kerestesi dayanıklı bir orman ağacı (Quercus)
-
[sıfat]
Bu ağaçtan yapılmış olan
-
[isim]
Kayıngillerden, üç yüz kadar türü arasında, kış yaz yapraklarını dökmeyenleri de bulunan, kerestesi dayanıklı bir orman ağacı (Quercus)
- KUŞE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Özen isteyen baskı işlerinde kullanılan, parlak, düzgün, pürüzsüz, kaygan kâğıt
-
[isim]
Özen isteyen baskı işlerinde kullanılan, parlak, düzgün, pürüzsüz, kaygan kâğıt
- KÖŞE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Birbirini kesen iki çizginin, iki düzlemin oluşturduğu açı, zaviye
- "Kutunun sivri köşesi."
- "Kemanın ince gıy gıylarına boş mağaralardaki ses akisleri gibi öten pes perdeden bir öksürük köşe tutuyor." (Halide Edip Adıvar)
- "Böyle bir köşeye atılmak, iktidardan uzak kalmak, diri diri gömülmekti benim için." (Turan Oflazoğlu)
- "Bir köşeye çekilip ölümü beklemek." (Ömer Seyfettin)
-
İki duvarın birleştiği girintili veya çıkıntılı yer
- "Seniha Hanım parmağını odanın köşesine uzattı." (Peyami Safa)
-
İki sokağın veya caddenin kesiştiği yer
- "Türk kadınları alacalı bir ipek kumaş gibi köşeye birikmişlerdi." (Ömer Seyfettin)
-
Bölüm, yer veya yan
- "Burgaz'ın sokaklarında her köşeden Türkçe işitiliyor." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Kuytu, tenha veya ücra yer
-
Kimsenin kolay kolay uğramadığı yer
- "İlk adımda otel, han, kahve köşeleri bulmak ihtiyacı baş gösterecek." (Refik Halit Karay)
-
Futbol alanını oluşturan yan ve kale çizgilerinin kesişme noktalarından her biri, korner
-
[isim]
Birbirini kesen iki çizginin, iki düzlemin oluşturduğu açı, zaviye
- FİŞE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bazı mobilya kilitlerinin içinde bulunan, birbirinin benzeri fakat farklı ölçüdeki uçları yaylı kilit elemanı
-
[isim]
Bazı mobilya kilitlerinin içinde bulunan, birbirinin benzeri fakat farklı ölçüdeki uçları yaylı kilit elemanı
- NEŞE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mutlu olmaktan doğan ve dışa vurulan sevinç, şetaret
- "Zaferin bütün neşesi bu ihtiyarda idi." (Falih Rıfkı Atay)
- "O günden sonra Canan'ın uzun müddet neşesi kaçtı." (Peyami Safa)
-
Hafif sarhoşluk, çakırkeyif olma
-
[isim]
Mutlu olmaktan doğan ve dışa vurulan sevinç, şetaret
- ŞİŞE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İçerisine sıvı konulan, cam veya plastikten yapılmış, dar ağızlı uzun kap
- "Önünde yarım kiloluk bir şarap şişesi yarı yarıya boştu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Bu kabın aldığı miktarda olan
- "Olsa da bu zavallıya hiç olmazsa bir şişe kan verilse!" (Memduh Şevket Esendal)
-
Gaz lambasında fitil çevresine konulan cam koruyucu
-
[isim]
İçerisine sıvı konulan, cam veya plastikten yapılmış, dar ağızlı uzun kap