Başında şe olan 6 harfli 34 kelime var. Şe ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde şe olan kelimeler listesine ya da sonu şe ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında şe bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EŞ, ŞE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ŞEYTAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hz. Âdem'e secde etmediği için cennetten kovulan, insanları Allah'ın emirlerine karşı kışkırtan, kötülüğe yönelten cin, iblis
- "Gül tenli, kor dudaklı, kömür sürmeli / Şeytan diyor ki sarmalı, yüz kere öpmeli." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Ama çocukluk işte, şeytan dürttü, ya herrü ya merrü diyerek birden yukarı baktım." (Haldun Taner)
- "Birden, şeytan geçmiş gibi bir sükût oldu." (Haldun Taner)
- "Şeytan kulağına kurşun, hiçbirimiz hasta olmadık."
-
Kötü düşünceli, kötü niyetli kimse
- "O gecenin sabahı şeytanın aldattığı vücudunu soğuk suda temizlerdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Çok kurnaz, uyanık (kimse)
-
[isim]
Hz. Âdem'e secde etmediği için cennetten kovulan, insanları Allah'ın emirlerine karşı kışkırtan, kötülüğe yönelten cin, iblis
- ŞEŞBEŞ
-
-
[isim]
Tavla oyununda atılan zarlardan birinin altı, öbürünün beşli gelmesi
-
[isim]
Tavla oyununda atılan zarlardan birinin altı, öbürünün beşli gelmesi
- ŞEVKLİ
-
-
[sıfat]
Şevki olan
- "Ben onun kadar şevkli oyuncu tanımadım." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Şevki olan
- ŞENAAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İğrençlik, kötülük, alçaklık
- "Bir müsteşarı elinde bulundurmak için her türlü şenaate katlanabileceğine inanmıyordu." (Peyami Safa)
-
[isim]
İğrençlik, kötülük, alçaklık
- ŞEHVET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Cinsel istek, kösnü
- "Düşman zabitinin gözlerinde şehvet arzuları yandı." (Reşat Enis)
-
Aşırı istek
- "Her sabah masamıza yeni bir şehvetle geçtik." (Haldun Taner)
-
[isim]
Cinsel istek, kösnü
- ŞEKLEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Biçim bakımından, biçim yönünden
-
[zarf]
Biçim bakımından, biçim yönünden
- ŞEVKET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Büyüklük, ululuk, yücelik, heybet
-
[isim]
Büyüklük, ululuk, yücelik, heybet
- ŞEFAAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birinin suçunun bağışlanması veya dileğinin yerine getirilmesi için o kimseyle Tanrı arasında peygamberin yaptığı aracılık
-
[isim]
Birinin suçunun bağışlanması veya dileğinin yerine getirilmesi için o kimseyle Tanrı arasında peygamberin yaptığı aracılık
- ŞERİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Şeriatla ilgili
-
[sıfat]
Şeriatla ilgili
- ŞEŞPER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Savaş araçlarından altı dilimli topuz
-
[isim]
Savaş araçlarından altı dilimli topuz
- ŞEVVAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hicri takvime göre ramazandan sonra gelen ay, bayram ayı
-
[isim]
Hicri takvime göre ramazandan sonra gelen ay, bayram ayı
- ŞEFFAF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Saydam
-
[sıfat]
Saydam
- ŞERBET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Meyve suyu ile şekerli su karıştırılarak yapılan içecek
- "Biraz sonra gümüş bir tepsi içinde ahududu şerbeti getirdiler." (Ahmet Haşim)
-
Belli törenlerde konuklara sunulan şekerli içecek
- "Hemen o haftalarda bir sabah Muhsin Beylerin evinde nikâh şerbetleri içildi." (Memduh Şevket Esendal)
-
Bazı maddelerin suda eritilmişi
- "Gübre şerbeti. Çimento şerbeti."
-
Sözlenmek veya nişanlanmak üzere tarafların anlaşması durumunda tören yapılarak içilen içecek
-
[isim]
Meyve suyu ile şekerli su karıştırılarak yapılan içecek
- ŞEHNAZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde bir makam adı
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde bir makam adı
- ŞERİAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kur'an'daki ayetlere, Hz. Muhammed'in sözlerine dayanan İslam kanunu, İslam hukuku
- "Ben bir şey yapamam, şeriatın kestiği parmak acımaz, ne yapayım, Allah acısın." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Kur'an'daki ayetlere, Hz. Muhammed'in sözlerine dayanan İslam kanunu, İslam hukuku
- ŞERARE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kıvılcım
- "Bir şerare aydınlığında, aklından bin şey geçti." (Peyami Safa)
-
[isim]
Kıvılcım
- ŞEBNEM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Çiy
-
[isim]
Çiy
- ŞEFKAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Acıyarak ve koruyarak sevme, sevecenlik
- "Devleti adaletle, şefkatle, mürüvvetle idare ederdi." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Acıyarak ve koruyarak sevme, sevecenlik
- ŞEHEVİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Şehvetle ilgili, kösnül, erotik
-
[sıfat]
Şehvetle ilgili, kösnül, erotik
- ŞERAİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Şartlar, koşullar
- "İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır." (Atatürk)
-
[isim]
Şartlar, koşullar