Sonunda şık olan 54 kelime var. ŞIK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde şık olan kelimeler listesine ya da başında şık olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
KARMAKARIŞIK
BAĞLILAŞIK
ÇALAKAŞIK, DAYANIŞIK
BAĞDAŞIK, BAĞLAŞIK, ÇAPRAŞIK, KARMAŞIK, KAYNAŞIK, SARMAŞIK, SIRNAŞIK, TOPLAŞIK, YAKLAŞIK, YOZLAŞIK
ALMAŞIK, ANLAŞIK, ARDIŞIK, AYRIŞIK, BAĞIŞIK, BARIŞIK, BULAŞIK, ÇAKIŞIK, ÇATIŞIK, DANIŞIK, DOLAŞIK, GÜNAŞIK, KARIŞIK, KATIŞIK, KIPIŞIK, KIRIŞIK, KIZIŞIK, MAYIŞIK, SIKIŞIK, SIVAŞIK, SIVIŞIK, TANIŞIK, TIKIŞIK, YAKIŞIK, YANAŞIK, YAPIŞIK, YARAŞIK, YIĞIŞIK, YILIŞIK, YIVIŞIK
ALIŞIK, APIŞIK, ODAŞIK, ŞIKŞIK
DIŞIK, KAŞIK, PIŞIK
AŞIK, IŞIK
ŞIK
I K Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KIŞ, ŞIK
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KARMAKARIŞIK
-
-
Dağınık, düzensiz, çok karışık
- "Taranmamış, karmakarışık kumral saçları, kocaman bir ağzı, fevkalade muntazam ve güzel dişleri vardı." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Benim köy sükûnuma yuva olmak üzere düşündüğüm bu odacık karmakarışık olmuş." (Halit Ziya Uşaklıgil)
-
Huzursuz, kararsız, karmaşık
- "Başımın içinde bir sis ve hep ona bağlı karmakarışık hayaller var." (Peyami Safa)
-
Dağınık, düzensiz, çok karışık
- BAĞLILAŞIK
-
-
[isim]
Biri ötekine bağlı olarak var olan, biri olmadan öteki düşünülemeyen iki şeyin bu ilişki yönünden durumu
-
[isim]
Biri ötekine bağlı olarak var olan, biri olmadan öteki düşünülemeyen iki şeyin bu ilişki yönünden durumu
- DAYANIŞIK
-
-
[sıfat]
Üyeleri arasında dayanışma bulunan (millet, topluluk, sınıf vb.), mütesanit
-
[sıfat]
Üyeleri arasında dayanışma bulunan (millet, topluluk, sınıf vb.), mütesanit
- ÇALAKAŞIK
-
-
[zarf]
Soluk almadan yiyerek
-
[zarf]
Soluk almadan yiyerek
- BAĞLAŞIK
-
-
[sıfat]
Aralarında anlaşma veya sözleşme sağlanmış olan (kimse veya topluluk), müttefik
-
Sonuç, sebep gibi birbiriyle sıkı sıkıya bağlı ve karşılıklı bağımlı olan (nesne, terim)
-
[sıfat]
Aralarında anlaşma veya sözleşme sağlanmış olan (kimse veya topluluk), müttefik
- SARMAŞIK
-
-
[isim]
Sarmaşıkgillerden, koyu yeşil renkli, değişik biçimli yaprakları olan, sap ve dallarından çıkan küçük ek köklerle dik, düz yerlere yapışarak tırmanan bitki (Hedera helix)
- "Rüzgârın balkon sarmaşıklarında ıslıklar çaldığı bir akşamdı." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Sarmaşıkgillerden, koyu yeşil renkli, değişik biçimli yaprakları olan, sap ve dallarından çıkan küçük ek köklerle dik, düz yerlere yapışarak tırmanan bitki (Hedera helix)
- BAĞDAŞIK
-
-
[sıfat]
Her yeri aynı özelliği gösteren, mütecanis, homojen
-
[sıfat]
Her yeri aynı özelliği gösteren, mütecanis, homojen
- TOPLAŞIK
-
-
[sıfat]
Bir araya getirilmiş, toplu hâle getirilmiş
-
[sıfat]
Bir araya getirilmiş, toplu hâle getirilmiş
- YOZLAŞIK
- ...
- KARMAŞIK
-
-
[sıfat]
İçinde aynı cinsten birçok öge bulunan, birbirine az çok aykırı birçok şeyden oluşan, mudil
- "Karmaşık bir sorun. Karmaşık bir düşünce."
-
Çözeltide kendisini oluşturan parçalara iki yönlü olarak ayrışan (iyon veya birleşik), kompleks
-
Ögelerinin veya gerekli işlemlerin sayısının çokluğu, çeşitliliği yüzünden anlaşılması, yapılması güç olan, komplike
-
[sıfat]
İçinde aynı cinsten birçok öge bulunan, birbirine az çok aykırı birçok şeyden oluşan, mudil
- YAKLAŞIK
-
-
[sıfat]
Gerçek değeri ve miktarı değil, ondan az fazla veya eksik bir niceliği gösteren, aşağı yukarı bir değerlendirme yapılarak bulunan, takribî
- "Yaklaşık bir hesap. Yaklaşık bir sayı."
-
[sıfat]
Gerçek değeri ve miktarı değil, ondan az fazla veya eksik bir niceliği gösteren, aşağı yukarı bir değerlendirme yapılarak bulunan, takribî
- KAYNAŞIK
-
-
Birbirine kaynamış, kaynaşmış
-
Kıpırdak, oynak (kadın)
-
Birbirine kaynamış, kaynaşmış
- ÇAPRAŞIK
-
-
[sıfat]
Karışık, dolaşık, girift
- "Çapraşık akıntılar birden düz yön aldı." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
Anlaşılması, çözülmesi veya içinden çıkılması güç, karışık, muğlak
- "Benimseyemediği çapraşık bir dünyanın binbir dolabı içinde bunalmış genç bir öğrenciyi hatırlatıyordu." (Etem İzzet Benice)
-
[sıfat]
Karışık, dolaşık, girift
- SIRNAŞIK
-
-
[sıfat]
Can sıktığına, rahatsız ettiğine aldırmadan bir kimseden sürekli, yalvarırcasına istekte bulunan ve bu isteğinde direnen (kimse)
-
[sıfat]
Can sıktığına, rahatsız ettiğine aldırmadan bir kimseden sürekli, yalvarırcasına istekte bulunan ve bu isteğinde direnen (kimse)
- YAKIŞIK
-
-
[isim]
Uygunluk, yaraşma
- "Onu gece yarısı sokağın ortasına atıvermek yakışık almazdı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Yakışıklı delikanlı
-
[isim]
Uygunluk, yaraşma
- SIKIŞIK
-
-
[sıfat]
Sıkışmış bir durumda olan
- "Size bu kadar ücreti niye ödemekteyiz, böyle sıkışık anlarımızda?" (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Sıkışmış bir durumda olan
- KATIŞIK
-
-
İçine başka şeyler karışmış olan, karışık, karma, mahlut
-
İçine başka şeyler karışmış olan, karışık, karma, mahlut
- DANIŞIK
-
-
[isim]
Olmayan bir durumu varmış gibi göstermek veya olduğundan başka anlatmak için önceden yapılan anlaşma, muvazaa
-
[isim]
Olmayan bir durumu varmış gibi göstermek veya olduğundan başka anlatmak için önceden yapılan anlaşma, muvazaa
- YARAŞIK
-
-
[isim]
Yaraşma, uyma, uygunluk
-
[isim]
Yaraşma, uyma, uygunluk
- BARIŞIK
-
-
[sıfat]
Başkası ile barış durumunda bulunan, dargın veya düşman olmayan, sevecen, hoşgörülü
- "O özel gün, dinsel bir bayramsa daha bir duygusallaşıyor, herkesle, dünyayla daha bir barışık oluyor." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Başkası ile barış durumunda bulunan, dargın veya düşman olmayan, sevecen, hoşgörülü