Başında ışı olan 52 kelime var. Işı ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ışı olan kelimeler listesine ya da sonu ışı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ışı bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
IŞIKLANDIRILMAK
IŞIKLANDIRILMA
IŞIKLANDIRMAK, IŞINLANDIRMAK
IŞIKLANDIRMA, IŞINLANDIRMA
IŞINIMÖLÇER
IŞIKLANMAK, IŞIKSIZLIK, IŞILDATMAK, IŞINLANMAK, IŞINLAYICI
IŞIKÇILIK, IŞIKKESEN, IŞIKLAMAK, IŞIKLANMA, IŞIKLILIK, IŞIKÖLÇER, IŞILATMAK, IŞILDAMAK, IŞILDATMA, IŞILDAYIŞ, IŞINLAMAK, IŞINLANMA, IŞINLILAR, IŞINÖLÇER
IŞIKLAMA, IŞILAMAK, IŞILATMA, IŞILDAMA, IŞILTILI, IŞINLAMA
IŞIKLIK, IŞIKSIZ, IŞILAMA, IŞILDAK, IŞITMAK
IŞIĞAN, IŞIKÇI, IŞIKLI, IŞILAK, IŞILTI, IŞIMAK, IŞINIM, IŞINLI, IŞINTI, IŞITIM, IŞITMA
IŞIMA
IŞIK, IŞIL, IŞIN
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- IŞIKLANDIRILMAK
-
-
[nsz]
Işıklandırılma işi yapılmak veya ışıklanması sağlanmak
-
[nsz]
Işıklandırılma işi yapılmak veya ışıklanması sağlanmak
- IŞIKLANDIRILMA
-
-
[isim]
Işıklandırılmak işi
-
[isim]
Işıklandırılmak işi
- IŞIKLANDIRMAK
-
-
[-i]
Işıklı duruma getirmek, aydınlatmak
-
[-i]
Işıklı duruma getirmek, aydınlatmak
- IŞINLANDIRMAK
-
-
[-i]
İnsan, hayvan veya herhangi bir materyal röntgen, gama, nötron vb. ışınların etkisinde kalmak
-
[-i]
İnsan, hayvan veya herhangi bir materyal röntgen, gama, nötron vb. ışınların etkisinde kalmak
- IŞIKLANDIRMA
-
-
[isim]
Işıklandırmak işi, aydınlatma
- "Anıtkabir'in ışıklandırma düzeni."
-
[isim]
Işıklandırmak işi, aydınlatma
- IŞINLANDIRMA
-
-
[isim]
Işınlandırmak işi
-
[isim]
Işınlandırmak işi
- IŞINIMÖLÇER
-
-
[isim]
Bir kaynağın bütün dalga boylarındaki toplam ışınımını ölçen araç, bolometre
-
[isim]
Bir kaynağın bütün dalga boylarındaki toplam ışınımını ölçen araç, bolometre
- IŞIKSIZLIK
-
-
[isim]
Işıksız, ışıktan yoksun olma durumu
- "Oradaki karanlık ışıksızlıktan gelme maddi bir karanlık değil." (Azra Erhat)
-
[isim]
Işıksız, ışıktan yoksun olma durumu
- IŞINLAYICI
-
-
[isim]
Yapısında bir ışıma kaynağı bulunan ve bir maddeyi ışınlamaya yarayan araç
-
[isim]
Yapısında bir ışıma kaynağı bulunan ve bir maddeyi ışınlamaya yarayan araç
- IŞIKLANMAK
-
-
[nsz]
Işıklı duruma gelmek, aydınlanmak, ışımak
- "Durum aynı kaldığı hâlde, onun duruma bakış açısı ışıklanır ve sevimli kahkahalarını atmaya başlardı." (Haldun Taner)
-
[nsz]
Işıklı duruma gelmek, aydınlanmak, ışımak
- IŞILDATMAK
-
-
[-i]
Işıldamasını sağlamak, ışıl ışıl parlatmak, parıldatmak
-
[-i]
Işıldamasını sağlamak, ışıl ışıl parlatmak, parıldatmak
- IŞINLANMAK
-
-
[nsz]
Işınlama işine konu olmak veya ışınlama işi yapılmak
-
[nsz]
Işınlama işine konu olmak veya ışınlama işi yapılmak
- IŞILDAYIŞ
- ...
- IŞIKLANMA
-
-
[isim]
Işıklanmak işi
-
[isim]
Işıklanmak işi
- IŞINLAMAK
-
-
[-i]
Bilim kurguya göre ışın gücüyle bir varlığı, atomlara ayırarak görünmez duruma getirmek veya atomlarını birleştirerek bir varlığı yeniden oluşturmak
-
Virüslerden başka mikroorganizmaların, özellikle mikropların bulaşmasını azaltmak amacıyla yiyecek maddelerini hafif iyonlaştırıcı ışınlara tutmak
-
Bir şeyi bir yerden başka bir yere hızla göndermek
-
[-i]
Bilim kurguya göre ışın gücüyle bir varlığı, atomlara ayırarak görünmez duruma getirmek veya atomlarını birleştirerek bir varlığı yeniden oluşturmak
- IŞINÖLÇER
-
-
[isim]
Işınların enerjiye dönüşmesini gösteren araç, radyometre
-
[isim]
Işınların enerjiye dönüşmesini gösteren araç, radyometre
- IŞILATMAK
-
-
[-i]
Parıldatmak
-
[-i]
Parıldatmak
- IŞIKÖLÇER
-
-
[isim]
Işık şiddetini veya enerjisini ölçen araç, fotometre
-
Bir ışık kaynağının, belli uzaklıkta oluşturduğu aydınlığı ölçme işinde kullanılan araç, fotometre
-
[isim]
Işık şiddetini veya enerjisini ölçen araç, fotometre
- IŞIKÇILIK
-
-
[isim]
Işıkçının işi veya mesleği
-
[isim]
Işıkçının işi veya mesleği
- IŞILDAMAK
-
-
[nsz]
Titrek, parlak bir ışık saçmak, parıldamak
- "Kızın yolunu beklerken karardıklarını, gölgelendiklerini, sonra kız gelince sevinçle ışıldadıklarını görmüştü." (Necati Cumalı)
-
[nsz]
Titrek, parlak bir ışık saçmak, parıldamak