Sonunda ıra olan 15 kelime var. IRA ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ıra olan kelimeler listesine ya da başında ıra olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
VARDABANDIRA
ÇAYDAÇIRA, MUSANDIRA, ŞAMANDIRA
BALSIRA, BANDIRA, KANDIRA, KINDIRA, MANDIRA, MUHTIRA
HATIRA
ÇIRA, SIRA, ŞIRA
IRA
A I R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ARI, IRA
2 Harfli Kelimeler
AR, IR, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- VARDABANDIRA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Özellikle savaş gemilerinde işaret alıp vermekte usta er
-
[isim]
Özellikle savaş gemilerinde işaret alıp vermekte usta er
- MUSANDIRA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Evlerde yatak yorgan konulan yer, yüklük
- "Ocağın soluna gelen alçak musandıraya el yordamıyla çıktı. Büyük bir ayı pöstekisinden ibaret olan yatağına uzandı." (Ömer Seyfettin)
-
Mutfakta yüksek ve geniş raf
-
[isim]
Evlerde yatak yorgan konulan yer, yüklük
- ÇAYDAÇIRA
-
-
[isim]
Elazığ ve çevresinde kına gecesi veya düğünlerde, ellerde yanan mum taşınarak oynanan türkülü bir halk oyunu
-
Bu oyunun müziği
-
[isim]
Elazığ ve çevresinde kına gecesi veya düğünlerde, ellerde yanan mum taşınarak oynanan türkülü bir halk oyunu
- ŞAMANDIRA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Halkalarına tekne bağlamak için limanda demirlenmiş olan, içi boş, her yanı kapalı, çoğunlukla metalden yapılan fıçı vb., yüzer top
-
Denizde yol göstermeye, bir tehlikeyi veya geçiş yolunu haber vermeye yarayan yüzer cisim
-
Kapama düzenini sağlayan, metal veya plastikten yapılmış, suda yüzen top
-
Kandilde fitili tutmak için yağda yüzen telli mantar düzeni
-
[isim]
Halkalarına tekne bağlamak için limanda demirlenmiş olan, içi boş, her yanı kapalı, çoğunlukla metalden yapılan fıçı vb., yüzer top
- MUHTIRA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Herhangi bir şeyi hatırlatmak, uyarmak amacıyla yazılan yazı
-
Bir devletin başka bir devlete politik sorunlarla ilgili olarak yolladığı uyarı yazısı, diplomatik nota
-
Andıç
-
Günlük
-
[isim]
Herhangi bir şeyi hatırlatmak, uyarmak amacıyla yazılan yazı
- KINDIRA
-
-
[isim]
Sulak yerlerde yetişen, ince uzun yapraklarının kenarları keskin, koyu renkli bir tür çayır otu
-
[isim]
Sulak yerlerde yetişen, ince uzun yapraklarının kenarları keskin, koyu renkli bir tür çayır otu
- BANDIRA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bir geminin hangi devlete ait olduğunu gösteren bayrak
-
Yabancı devlet bayrağı
- "Fransız bandırası."
-
[isim]
Bir geminin hangi devlete ait olduğunu gösteren bayrak
- MANDIRA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Koyun, keçi vb. süt veren hayvanların barındırıldığı, süt ve süt ürünlerinin elde edildiği yer
- "Şehirden iki saat ötedeki mandırasından o gün satılacak koyunları ona getiriyor, ona kestiriyor." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Koyun, keçi vb. süt veren hayvanların barındırıldığı, süt ve süt ürünlerinin elde edildiği yer
- KANDIRA
- ...
- BALSIRA
-
-
[isim]
Yaprakların üzerinde oluşan bir tür küf
-
Bir tür kudret helvası
-
[isim]
Yaprakların üzerinde oluşan bir tür küf
- HATIRA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anı
- "İlk aşkın hatırası ne de olsa başka oluyor." (Halide Edip Adıvar)
-
Andaç, anmalık, yadigâr
-
[isim]
Anı
- ŞIRA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Henüz mayalanmamış üzüm suyu
-
Bazı meyve ve sebzelerin özü
- "Elma şırası."
-
Süzülmüş afyon
-
[isim]
Henüz mayalanmamış üzüm suyu
- ÇIRA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Çam vb. reçineli ağaçların yağlı ve çabuk yanmaya elverişli bölümü
-
Bu bölümden küçük küçük kesilerek hazırlanmış, tutuşturma ve aydınlatma işlerinde kullanılan parça
-
Lamba
-
[isim]
Çam vb. reçineli ağaçların yağlı ve çabuk yanmaya elverişli bölümü
- SIRA
-
-
[isim]
Yan yana, art arda olan şey veya kimselerin tümü, dizi
- "Şehir esnafı şekercisinden tutun da berberine kadar iki sıra durup kendisini alkışladılar." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Söz arasında, bir sırası düşünce Salim Bey feminist'i ondan da sordu." (Memduh Şevket Esendal)
-
Bu biçimdeki topluluğun durumu
- "Sırayı bozmayın."
- "Hani bazen sırası geliyor da maziye merbutiyet, filan diyoruz." (Memduh Şevket Esendal)
-
Belirli bir düzene ve niteliğe göre dizilme durumu
- "Boy sırası. Yaş sırası."
-
Bir şeye ayrılan, uygun görülen veya rastlayan zaman
- "Bu sırada, elinde paketiyle gelen Mustafa Efendi yaklaştı." (Memduh Şevket Esendal)
-
Tahtadan oturak
- "Oturacak yerler tahta sıralardan olur." (Salâh Birsel)
-
Dershane, meclis vb. yerlerde kullanılan ve oturup yazı yazacak biçimde yapılmış olan mobilya
-
Düzen
- "Sıraya girmek. Sıraya dizilmek."
-
Ardı, arkası, önü ve yanı kelimelerinden sonra gelerek tamlamalar kuran ve "ardından, arkasından, önünden, yanından, beraberinde" anlamlarında kullanılan bir söz
- "Ardı sıra gelmek. Arkası sıra koşmak. Önü sıra gitmek. Yanı sıra yürümek."
-
[isim]
Yan yana, art arda olan şey veya kimselerin tümü, dizi
- IRA
-
-
[isim]
Karakter
-
[isim]
Karakter