Sonunda üm olan 5 harfli 30 kelime var. ÜM ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde üm olan kelimeler listesine ya da başında üm olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ALBÜM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Fotoğraf, pul vb.ni dizip saklamaya yarayan bir tür defter
-
Herhangi bir konu ile ilgili kısa açıklamalar verilerek resimler basılmış olan kitap
- "Kelebek albümü. Bitki albümü. Ankara albümü."
-
Uzunçalar
- "Yeni albümünün parçalarını arka arkaya seslendirmeye başladığında, dünya soluğunu tutmuştu." (Murathan Mungan)
-
[isim]
Fotoğraf, pul vb.ni dizip saklamaya yarayan bir tür defter
- DÖKÜM
-
-
[isim]
Kalıba dökme işi ve bunun yapılış yöntemi
- "Bu hesapların dökümlerini alıp sizlere vereceğim." (Nazlı Eray)
-
Kumaşın dökümlü olma niteliği
-
Bir şeyi ayrıntılı olarak ortaya koyma
- "Hesabın dökümü."
-
Dökülme zamanı
- "Yaprak dökümü."
-
[sıfat]
Kalıba dökülerek yapılan
-
[isim]
Kalıba dökme işi ve bunun yapılış yöntemi
- SÜYÜM
-
-
[isim]
İğneye geçirilen bir sap iplik
-
[isim]
İğneye geçirilen bir sap iplik
- TÜRÜM
-
-
[isim]
Varlıkların oluşumu
-
Bütün var olanların Allah'tan, ondan hiçbir şey eksiltmeksizin çıkması
-
[isim]
Varlıkların oluşumu
- GÖRÜM
-
-
[isim]
Görme yetisi
- "Trahom hastalığı, tedavi edilmezse görümü yok etmeye kadar varabilir."
-
[isim]
Görme yetisi
- GÖZÜM
-
-
gözümün nuru
- "İşkembe ayıklamaktan, bulaşık yıkamaktan göz açamıyordum." (Orhan Kemal)
- "Daha ileride denizin yüzünü birdenbire allak bullak eden akıntıya benzer bir çırpıntı oluyor, bu çırpıntı göz açıp kapayıncaya kadar kesiliyor." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Göz alabildiğine uzanan yeşil tepelerin, ruha ferahlık veren bir munis enginliği vardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Kocakarı yöntemlerine inanmayı göz ardı ettiğini söyleyemezdim." (Ayşe Kulin)
-
gözümün nuru
- BÜKÜM
-
-
[isim]
Bükme işi
-
Bir şeyin bükülmüş yeri, kat, kıvrım
- "Cebine koyarken kâğıt yere düştü, bükümü açıldı." (Burhan Felek)
-
Bir kerede eğrilmiş iplik, yün miktarı
-
[isim]
Bükme işi
- ZULÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Güçlü bir kimsenin yasaya veya vicdana aykırı olarak başkasını uğrattığı kötü durum, kıygı, acımasızlık, haksızlık, eziyet, cefa
- "Nöbetçinin siyah süngüsü zorbalığın ve zulmün bir timsali gibi gözlerimin önünden geçiyordu." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[isim]
Güçlü bir kimsenin yasaya veya vicdana aykırı olarak başkasını uğrattığı kötü durum, kıygı, acımasızlık, haksızlık, eziyet, cefa
- YÜKÜM
-
-
[isim]
Yükümlülük
- "Vergi yükümü yasayla konulur."
-
[isim]
Yükümlülük
- CÜRÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Suç
-
Yanlışlık, kusur veya hata
- "Onun çalışmasını bozan, hassasiyetini körleten her şey cürümdür." (Haldun Taner)
-
[isim]
Suç
- SÖNÜM
-
-
[isim]
Bir salınım hareketinin genliğinin türlü dirençlerin etkisiyle küçülmesi, itfa
- "Bir sarkaç salınımının sönümü, içinde bulunduğu ortamın direncine bağlıdır."
-
Bir borcun her yıl ödenen taksitlerle belli bir zaman sonunda ödenmiş olması, itfa
- "Bir borcun sönümü için her yıl verilmesi gereken taksit, vade uzunluğuna, ana borca ve faiz fiyatına bağlıdır."
-
[isim]
Bir salınım hareketinin genliğinin türlü dirençlerin etkisiyle küçülmesi, itfa
- GÖÇÜM
-
-
[isim]
Bazı kimyasal maddelerin veya ışık, ısı, elektrik vb. güçlerin etkisiyle protoplazmanın yanaşma veya uzaklaşma biçiminde olan yer değiştirmesi, taksi
-
[isim]
Bazı kimyasal maddelerin veya ışık, ısı, elektrik vb. güçlerin etkisiyle protoplazmanın yanaşma veya uzaklaşma biçiminde olan yer değiştirmesi, taksi
- GÜDÜM
-
-
[isim]
Yönetme işi, idare
-
Bilişimde, bir olaylar dizisini, bir süreci veya bir aracı yöneltme ve düzenlemeyle ilgili işlevlerin bütünü
-
[isim]
Yönetme işi, idare
- ÇÖKÜM
-
-
[isim]
Çökme biçimi, inhitat
-
[isim]
Çökme biçimi, inhitat
- KUDÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mehter takımlarında ve tekkelerde kullanılmış olan, metal kâseli, küçük iki davuldan oluşmuş usul vurma aracı
-
[isim]
Mehter takımlarında ve tekkelerde kullanılmış olan, metal kâseli, küçük iki davuldan oluşmuş usul vurma aracı
- ÜĞRÜM
-
-
[isim]
Çoğunlukla ayın neden olduğu, yerin dönme ekseninin yaptığı koni hareketindeki dönemsel salınım, nütasyon
-
[isim]
Çoğunlukla ayın neden olduğu, yerin dönme ekseninin yaptığı koni hareketindeki dönemsel salınım, nütasyon
- SÖKÜM
-
-
[isim]
Sökme işi
- "Pancar sökümü."
-
[isim]
Sökme işi
- ÖLÇÜM
-
-
[isim]
Ölçme işi
-
Ölçülerek elde edilen sonuç
- "Bu alanın ölçümü iki kilometrekaredir."
-
Ölçümleme sonucu, takdir
-
[isim]
Ölçme işi
- POLÜM
- ...
- DÜĞÜM
-
-
[isim]
İplik, ip, halat vb. bükülebilir şeyleri kıvırıp kendi üzerine veya birbirine dolayarak yapılan boğum
- "Küpeşte tahtasının deliğinden de geçir, düğüm at." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Anlaşılamayan, çözülemeyen karışık durum
- "İçi ne kadar karışık olursa olsun, bu samimiyet her düğümü çözer." (Peyami Safa)
-
Edebî eserlerde çapraşık olguların çözümlenmeden önce toplandığı en büyük merak unsuru
-
Gelen ve yansımış dalgaların girişimiyle oluşan kararlı dalgalarda titreşim genliğinin sıfır olduğu noktalardan her biri
- "Ardışık iki düğüm arası bir yarım dalga uzunluğudur."
-
[isim]
İplik, ip, halat vb. bükülebilir şeyleri kıvırıp kendi üzerine veya birbirine dolayarak yapılan boğum