Başında ü olan 3 harfli 4 kelime var. Ü harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ü harfi olan kelimeler listesine ya da sonu ü harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ü bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÜTÜ
-
-
[isim]
Genellikle giysilerin buruşukluklarını gidermek için bunların üzerinden geçirilen kızgın demir araç
-
Bu araçla yapılan iş
- "Garsonların yamalı bez ceketleri etüv ve ütü kokuyor." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Genellikle giysilerin buruşukluklarını gidermek için bunların üzerinden geçirilen kızgın demir araç
- ÜST
-
-
[isim]
Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı, fevk, alt karşıtı
- "Köyün üst tarafında, saman, taş ve yangın arasında, üstü sazlarla örtülmüş bir kulübenin önünde ateş yanıyor." (Halide Edip Adıvar)
- "... önlerine katıp köyün üst başındaki pınar yerine çıktılar." (Memduh Şevket Esendal)
- "Böyle üstü başı dökülen bir adama bu kadar yakınlık göstermesi karşısında şaşırıp kaldı." (Tahsin Yücel)
- "Bir çeşit ezbere okuyoruz, durmuyoruz metin üstünde, fikir üstünde." (Azra Erhat)
-
Bir şeyin görülen yanı, yüzü
- "Bu sefer taşın üstünden inip yere oturdu." (Memduh Şevket Esendal)
- "Behiç'le Siyret benden gizlediler, kabahat bizim üstümüzde kalır." (Peyami Safa)
- "Her biri, ayrı bir defter sayfasının gözden geçirilmesini üstüne aldı." (Peyami Safa)
- "Üstüne basa basa olmaz, dedi."
-
Bir şeyin dış yüzü, yüzey
- "Ağzında lokmayı birdenbire yutmaya kıyamıyor, dilinin üstünde gezdiriyordu." (Ömer Seyfettin)
- "Kız belli ki seni gözüne kestirmiş. Üstüne yıkılmak istiyor." (Erhan Bener)
-
Giyecek, giysi
- "Üstünü değiştirmek."
-
Birine göre yüksek aşamada olan kimse, mafevk
-
Vücut, beden
-
Artan, geriye kalan bölüm
- "Bir liranın üstü olarak uşağın getirdiği yetmiş beş kuruşu masanın üstünden kaldırmaz." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Birkaç şeyden birbirine göre yukarıda olan
- "Kadınların beni böyle göz hapsine almaları yüzünden üst düğmelerimi gevşetemiyordum." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Öte, arka
- "Ben onu Şehzade Camisi'nin üst yanında, sokak içi, eski ahşap bir evde tanıdım." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[sıfat]
Sınıflamalarda temel olarak alınan bir tipe göre ileri derecede olan
- "Üst makam. Üst rütbedekiler."
-
[isim]
Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı, fevk, alt karşıtı
- ÜRE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Azotlu besinlerin vücutta yanmasıyla oluşan, erimiş bir durumda idrarla dışarı atılan azotlu madde
-
Yapay reçine verniği ve tutkalı üretiminde kullanılan temel gereçlerden beyaz, billursu toz
-
[isim]
Azotlu besinlerin vücutta yanmasıyla oluşan, erimiş bir durumda idrarla dışarı atılan azotlu madde
- ÜYE
-
-
[isim]
Herhangi bir topluluğu oluşturan bireylerden her biri, aza
- "İkisi de şehrin satranç kulübü üyelerindendir." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Herhangi bir iş yerinde çalışabilmek, işçi sendikasına üye olmak veya olmamak şartına bağlanamaz." (Anayasa)
-
Omurgalılarda, kol ve bacaklar
-
[isim]
Herhangi bir topluluğu oluşturan bireylerden her biri, aza