Başında ça olan 5 harfli 62 kelime var. Ça ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ça olan kelimeler listesine ya da sonu ça ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında ça bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A Ç Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÇAKAL

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Etoburlardan, sürü hâlinde yaşayan, kurttan küçük bir yaban hayvanı (Canis aureus)
  2. Kurnaz, yalancı, düzenci, aşağılık kimse
  3. [sıfat] Titiz, huysuz, görgüsüz

ÇAYCI

  1. [isim] Çay demleyip satan kimse
    • "Elbet çarşıda bir kahve, bir çaycı dükkânı bulurum." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. Çay yetiştiricisi
  3. Çay içmeye düşkün, çay tiryakisi
  4. Çay demlenip satılan yer

ÇANTA

  1. [isim] Kösele, meşin, kumaş vb. hafif malzemeden yapılıp büyüklüğüne göre para, evrak, yiyecek vb. koyup taşımaya yarayan kap
    • "Yanından hiç ayırmadığı çantasında bir kütüphane bulursunuz." (Yusuf Ziya Ortaç)

ÇAPMA

  1. [isim] Çapmak işi

ÇAKIN

  1. [isim] Kıvılcım
  2. Şimşek

ÇAPAK

  1. [isim] Göz pınarında ve kirpiklerde birikerek pıhtılaşan veya kuruyan akıntı
  2. Madenler dövülürken sıçrayan ince, ufak parça
  3. Metal veya toprak eşya kenarlarında bulunan pürüz

ÇARIK

  1. [isim] İşlenmemiş sığır derisinden yapılan ve deliklerine geçirilen şeritle sıkıca bağlanan ayakkabı
    • "Tozla örtülmüş çarıklarının eskiliği belli olmuyor." (Ömer Seyfettin)
  2. Araba yokuş aşağı giderken tekerleği frenlemek için altına sürülen demir levha
  3. Para cüzdanı
    • "Kızı bu çarık sözünün para cüzdanı manasına geldiğini bilmeden dinler..." (Refik Halit Karay)

ÇATIK

  1. [sıfat] Çatılmış olan
    • "O çatık kara kaşlı, al yanaklı hanımın kucağına oturmak lazım gelmişti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

ÇANAK

  1. [isim] Toprak, metal vb. bir maddeden yapılmış yayvan, çukurca kap
    • "Oradaki sigara çanağından bir Gelincik alıp yaktıktan sonra anlattı." (Burhan Felek)
    • "Oh olsun... Vallahi memnun oldum, diyordu. Çanak tuttun. Şunun şurasında rahat sana battı mıydı?" (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Göz çukuru
    • "Kanlı çanaklarından fırlayan iri parlak gözleri, pek korkunç bakıyordu." (Ömer Seyfettin)
  3. Çiçeğin en dışında bulunan yeşil yaprakların tümü
  4. Çevresine göre alçakta bulunan, derinliği genişliğinden az olan arazi
  5. [sıfat] Göstermelik, yalan yanlış, önceden belirlenmiş sonucu almaya yönelik
    • "O sayfaları hazırlayanlar karşımızdaki cephenin dolduruşuyla bir çanak anket düzenlediler." (Refik Erduran)

ÇABUK

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Aceleci
    • "Çabuk ve kolay bir konuşma tarzı vardı." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Çağırınız kuzum, rica ederim çağırınız hem biraz çabuk olunuz" (Peyami Safa)
  2. [zarf] Alışılandan veya gösterilenden daha kısa bir zamanda, tez, yavaş karşıtı
    • "Yazıma çabuk cevap geldi." (Aka Gündüz)
  3. [ünlem] "Acele et, oyalanma" anlamlarında bir seslenme sözü

ÇAVLI

  1. [isim] Henüz ava alıştırılmamış doğan yavrusu

ÇALGI

  1. [isim] Müzik aleti, çalgı aleti, enstrüman
    • "Şu evde ne zaman iki tel çalgı çalsak mahalleli söylemediğini bırakmıyor." (Peyami Safa)
  2. Çalgı çalma, müzik
    • "Sokağın dibinde çalgı sesleri işiterek birkaç adım ilerledi." (Peyami Safa)
  3. Müzik topluluğu
    • "Çalgı, yerine geçmiş oturmuştu." (Ercüment Ekrem Talu)

ÇARHA
...
ÇANDI

  1. [isim] Çivisiz, birbirine geçirilme yöntemine göre kesilmiş hazır kereste
    • "Evi, ahırı, samanlığı babadan kalma, çandı yani çivisiz yapılmış keresteler birbirine geçirilerek yapılmış." (Halide Edip Adıvar)
  2. Tahta kapak veya tavan

ÇALKI

  1. [isim] Çalgıç
  2. Tırpan

ÇAMAT

  1. [isim] Avlanılmış balıkları elde taşımaya yarar çengel askı

ÇATAK

  1. [isim] İki dağ yamacının kesişmesi ile oluşmuş dere yatağı
    • "Karakaçanı, Armutdere çataklarında bu Bozdayı tepelediydi." (Memduh Şevket Esendal)
  2. [sıfat] Yapışık, ikiz (meyve)
  3. [sıfat] Kavgacı

ÇAPLA

  1. [isim] Maden kazımak için kullanılan çelik kalem

ÇAPUL

  1. [isim] Başkasının malını alma, plaçka
    • "Tanınmamak için yüzlerini karalayarak gece çapuluna çıkmış iki haydut." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Yağma

ÇATKI

  1. [isim] Uç uca, birbirine çatılan şeylerin bütünü
    • "Tüfek çatkısı."
  2. Sehpa
  3. Alından geçerek başın çevresine çember gibi bağlanan bağ, kaşbastı
    • "Alnında, başı ağrıdığı vakitlerdeki gibi beyaz tülbentten bir çatkı vardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  4. Bir işin bütününün veya parçalarının bir araya getirilmesinde uyulan yöntem

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü