Başında zayıf olan 11 kelime var. Zayıf ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde zayıf olan kelimeler listesine ya da sonu zayıf ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında zayıf bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
ZAYIFLATABİLMEK, ZAYIFLAYABİLMEK
ZAYIFLATABİLME, ZAYIFLAYABİLME
ZAYIFLATMAK
ZAYIFLAMAK, ZAYIFLATMA, ZAYIFLAYIŞ
ZAYIFLAMA
ZAYIFLIK
ZAYIF
A F I Y Z Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
5 Harfli Kelimeler
ZAYIF
4 Harfli Kelimeler
YAZI
3 Harfli Kelimeler
AYI, AZI, FAY, FAZ, YAZ
2 Harfli Kelimeler
AF, AY, AZ, FA, YA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ZAYIFLATABİLMEK
- ...
- ZAYIFLAYABİLMEK
- ...
- ZAYIFLAYABİLME
- ...
- ZAYIFLATABİLME
- ...
- ZAYIFLATMAK
-
-
[-i]
Zayıf olmasına yol açmak
- "Zayıflamaktan değil, onu zayıflatmaktan çekinmiyordum." (Falih Rıfkı Atay)
-
[-i]
Zayıf olmasına yol açmak
- ZAYIFLAMAK
-
-
[nsz]
Zayıf duruma gelmek
- "Paşa, kendisini görenleri tanımayacak kadar zayıflamıştı." (Ömer Seyfettin)
-
[nsz]
Zayıf duruma gelmek
- ZAYIFLATMA
-
-
[isim]
Zayıflatmak işi
-
[isim]
Zayıflatmak işi
- ZAYIFLAYIŞ
-
-
[isim]
Zayıflama işi veya biçimi
-
[isim]
Zayıflama işi veya biçimi
- ZAYIFLAMA
-
-
[isim]
Zayıflamak işi
- "Sanki pek şişman bir şeymiş gibi zayıflama hastalığına tutulmuştu." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Zayıflamak işi
- ZAYIFLIK
-
-
[isim]
Zayıf olma durumu
-
[isim]
Zayıf olma durumu
- ZAYIF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Eti, yağı az olan, sıska, cılız, arık (insan veya hayvan)
- "Uzun boylu, zayıf, ellilik bir hanım." (Sermet Muhtar Alus)
- "Güya bu sene biraz zayıf düşmüşüm." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Muhalefeti hep zayıf düşüren, muhalefeti hep hedefinden uzaklaştıran kusur, ondaki bu sonsuz kanma ve aldanma huyudur." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Kendisini en zayıf yerinden yakalamak istediğinden şüphelenir gibi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Görevini yapacak yeterli gücü olmayan
- "Zayıf bir ordu. Gözleri zayıf."
-
Sağlamlığı, dayanıklılığı olmayan
- "Zayıf bir yapı."
-
Önemli, güvenilir olmayan
- "Zayıf bir bilgi."
-
Çok az
- "Zayıf bir ihtimal."
-
Enerjisi, etkisi, yoğunluğu az olan
- "Radyoda uzak bir istasyonun zayıf sesini duydu. Zayıf ışık."
-
[isim]
Başarısızlığı gösteren not
-
Bilgi yönünden yeterli olmayan, yeteneksiz
- "Zayıf bir öğretmen."
-
Kişilik ve ruhsal yönden gereği kadar güçlü olmayan
- "Zayıf ve uydurma bir âşık bu cevaba karşı perişan olurdu." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Eti, yağı az olan, sıska, cılız, arık (insan veya hayvan)