Sonunda zar olan 35 kelime var. ZAR ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde zar olan kelimeler listesine ya da başında zar olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
MASLAHATGÜZAR
DEPREMYAZAR, NOKTAİNAZAR
BİLGİYAZAR, SARFINAZAR
ESKİPAZAR, İVMEYAZAR, MÜSTAHZAR, OKURYAZAR, SÜREYAZAR, YENİPAZAR
BAŞYAZAR, BERGÜZAR, İSTİHZAR, PEMBEZAR, SESYAZAR, ŞENPAZAR
DOKUZAR, İNTİZAR, İŞGÜZAR, LALEZAR
İTİZAR, MAHZAR, OTUZAR
BİZAR, HAZAR, HIZAR, İHZAR, LEZAR, MEZAR, NAZAR, PAZAR, YAZAR
AZAR
ZAR
A R Z Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ARZ, ZAR
2 Harfli Kelimeler
AR, AZ, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MASLAHATGÜZAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir büyükelçinin temsilci olarak bulunduğu ülke dışına çıkması durumunda veya o ülkeye gelmesinden önce ona vekâlet eden diplomat, işgüder
-
[isim]
Bir büyükelçinin temsilci olarak bulunduğu ülke dışına çıkması durumunda veya o ülkeye gelmesinden önce ona vekâlet eden diplomat, işgüder
- NOKTAİNAZAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Görüş, görüş açısı
-
[isim]
Görüş, görüş açısı
- DEPREMYAZAR
-
-
[isim]
Depremlerin yerini, süresini, şiddetini tespit eden çok duyarlı cihaz, sismograf
-
[isim]
Depremlerin yerini, süresini, şiddetini tespit eden çok duyarlı cihaz, sismograf
- BİLGİYAZAR
-
-
[isim]
Elektronik sistemle dizgi yapan alet
-
[isim]
Elektronik sistemle dizgi yapan alet
- SARFINAZAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sayılmama, vazgeçme, dikkate almama
-
[isim]
Sayılmama, vazgeçme, dikkate almama
- MÜSTAHZAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kullanıma hazır duruma getirilmiş, hazırlanmış
-
[isim]
Önceden hazırlanarak eczanede bulundurulan hazır ilaç, preparat
-
[sıfat]
Kullanıma hazır duruma getirilmiş, hazırlanmış
- SÜREYAZAR
-
-
[isim]
Belirli bir işin kısa süresini çizerek belirleyen araç, kronograf
-
[isim]
Belirli bir işin kısa süresini çizerek belirleyen araç, kronograf
- YENİPAZAR
- ...
- OKURYAZAR
-
-
[sıfat]
Okuması yazması olan, öğrenim görmüş (kimse)
- "Şimdi Diyarbakır'ın okuryazar gençlerinin hepsi beni tanıyor." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Okuması yazması olan, öğrenim görmüş (kimse)
- ESKİPAZAR
- ...
- İVMEYAZAR
-
-
[isim]
Bir hareketin ivmesini çizerek belirleyen araç, akselerograf
-
[isim]
Bir hareketin ivmesini çizerek belirleyen araç, akselerograf
- İSTİHZAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hazırlama
-
Hatırlama, anımsama
-
[isim]
Hazırlama
- PEMBEZAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Genellikle gömlek yapımında kullanılan bir tür ince ve yumuşak bez
-
[sıfat]
Bu bezden yapılan
- "Ya şu pembezar gömlek?" (Orhan Veli Kanık)
-
[isim]
Genellikle gömlek yapımında kullanılan bir tür ince ve yumuşak bez
- BAŞYAZAR
-
-
[isim]
Bir gazete veya derginin başyazılarını yazan kimse, başmuharrir, sermuharrir
- "Tanin gazetesine ve başyazarına pek şiddetli bir dille çatmaktan kendimi alamamıştım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Bir gazete veya derginin başyazılarını yazan kimse, başmuharrir, sermuharrir
- SESYAZAR
-
-
[isim]
Gramofon
-
[isim]
Gramofon
- ŞENPAZAR
- ...
- BERGÜZAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Anmak için verilen hatıra, armağan, yadigâr
- "Büyük babanın zamanında bergüzarmış, ne yapayım, kıramadım." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[isim]
Anmak için verilen hatıra, armağan, yadigâr
- DOKUZAR
-
-
[sıfat]
Dokuz sayısının üleştirme biçimi, her birine dokuz, her defasında dokuzu bir arada olan
-
[sıfat]
Dokuz sayısının üleştirme biçimi, her birine dokuz, her defasında dokuzu bir arada olan
- İNTİZAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birinin gelmesini, bir şeyin olmasını bekleme, gözleme
- "Hastanede ilk günü ve ilk gecesi bu ümit ve intizar ile geçti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
İlenme, beddua, inkisar
-
[isim]
Birinin gelmesini, bir şeyin olmasını bekleme, gözleme
- İŞGÜZAR
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[sıfat]
Gereği yokken, genellikle kendini göstermek için işe karışan (kimse)
-
Eli işe yatkın, becerikli (kimse)
-
[sıfat]
Gereği yokken, genellikle kendini göstermek için işe karışan (kimse)