Başında za olan 7 harfli 24 kelime var. Za ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde za olan kelimeler listesine ya da sonu za ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında za bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A Z Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AZ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ZADEGAN
- ...
- ZAVALLI
-
-
[sıfat]
Acınacak kadar kötü durumda bulunan, mutsuz
- "Zavallıyı saatlerce kendine getiremediler." (Haldun Taner)
-
Gücü bir şeye yetmeyen, âciz
- "Bunu idrak etmekten o kadar zavallı ve biçareydi ki." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
[sıfat]
Acınacak kadar kötü durumda bulunan, mutsuz
- ZAĞLAMA
-
-
[isim]
Kılağılama
-
[isim]
Kılağılama
- ZARARLI
-
-
[sıfat]
Zarar veren, zararı dokunan, dokuncalı, muzır, tahripkâr
- "Daha fazla tafsilata girmeyi bugün zararlı gördüğüm için bu konuda susacağım." (Burhan Felek)
-
[sıfat]
Zarar veren, zararı dokunan, dokuncalı, muzır, tahripkâr
- ZATÜRRE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sancı, ateş ve öksürükle beliren, tehlikeli bir akciğer hastalığı, batar
-
[isim]
Sancı, ateş ve öksürükle beliren, tehlikeli bir akciğer hastalığı, batar
- ZAHİRDE
-
-
[zarf]
Görünüşte
- "Zahirde rezaletin devam etmesine mâni olmak istiyordu." (Mithat Cemal Kuntay)
-
[zarf]
Görünüşte
- ZARAFET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zariflik
- "Sadece zarafetinizin, güzelliğinizin karşıdan hayranı olmuştum." (Samim Kocagöz)
-
[isim]
Zariflik
- ZAMPARA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Sürekli kadın peşinde koşan, kadınlara düşkün (erkek), kadıncıl, keskin, zendost
-
[sıfat]
Sürekli kadın peşinde koşan, kadınlara düşkün (erkek), kadıncıl, keskin, zendost
- ZAMANLI
-
-
[sıfat]
Zamanı olan
- "Üç zamanlı ölçü."
-
Uygun bir zamanda
-
[sıfat]
Zamanı olan
- ZAHİREN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Görünüşte, görünüşe göre
- "Zahiren ufak, ehemmiyetsiz, değersiz bir sebepten dolayı iki sevgili arasında bir nazlaşma kavgası." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[zarf]
Görünüşte, görünüşe göre
- ZARURET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zorunluluk
- "Kültür hâkim olduktan sonra, sanat ve hayat, mazi ve yeni zaruretler ne güzel uyuşuyor." (Falih Rıfkı Atay)
-
Gereklilik
-
Sıkıntı, yoksulluk, fakirlik
- "Kıyafetinden dışarılıklı ve zarurette olduğu anlaşılan bir kadın ... kahvelerden birine girdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Zorunluluk
- ZARFSIZ
- ...
- ZAFİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Arıklık, zayıflık
-
Dermansızlık, güçsüzlük
-
[isim]
Arıklık, zayıflık
- ZAPTİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Osmanlı İmparatorluğu'nda toplum güvenliğini sağlamakla görevli askerî polis kuruluşu
-
Bu kuruluştan olan er, zaptiye memuru
- "Sağında solunda birer zaptiye, dimdik duruyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Osmanlı İmparatorluğu'nda toplum güvenliğini sağlamakla görevli askerî polis kuruluşu
- ZAMANLA
-
-
[zarf]
Aradan süre geçtikçe, giderek
- "Basınımızın gelişmesini gözden geçirirsek görürüz ki zamanla konular uzmanlıklar arasında bölüşülür." (Necati Cumalı)
-
[zarf]
Aradan süre geçtikçe, giderek
- ZAĞARCI
-
-
[isim]
Osmanlı İmparatorluğu'nda padişahın av köpeklerine bakan görevli
-
[isim]
Osmanlı İmparatorluğu'nda padişahın av köpeklerine bakan görevli
- ZAMBİYA
- ...
- ZABİTAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Subaylar
-
[isim]
Subaylar
- ZAPPİNG
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Bakınız geçgeç
-
[isim]
Bakınız geçgeç
- ZARİFÇE
-
-
[zarf]
Zarife yakışır biçimde, hoşça, güzelce, zarifane
-
[zarf]
Zarife yakışır biçimde, hoşça, güzelce, zarifane