Başında za olan 6 harfli 24 kelime var. Za ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde za olan kelimeler listesine ya da sonu za ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında za bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A Z Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AZ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ZAKKUM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zakkumgillerden, Akdeniz ülkelerinde yetişen, çiçekleri beyaz veya pembe renkli, kışın yapraklarını dökmeyen zehirli bir ağaççık, ağı ağacı, ağı çiçeği (Nerium oleander)
-
[isim]
Zakkumgillerden, Akdeniz ülkelerinde yetişen, çiçekleri beyaz veya pembe renkli, kışın yapraklarını dökmeyen zehirli bir ağaççık, ağı ağacı, ağı çiçeği (Nerium oleander)
- ZAĞARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yakanın üzerine dikilen kürk
-
[isim]
Yakanın üzerine dikilen kürk
- ZAYİAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yitikler, kayıplar
-
[isim]
Yitikler, kayıplar
- ZANAAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İnsanların maddeye dayanan gereksinimlerini karşılamak için yapılan, öğrenimle birlikte deneyim, beceri ve ustalık gerektiren iş, sınaat
- "Âşık Mehmet yalnız bir zanaat sahibi değil, bir sanatkârdı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
El ustalığı isteyen işler
-
[isim]
İnsanların maddeye dayanan gereksinimlerini karşılamak için yapılan, öğrenimle birlikte deneyim, beceri ve ustalık gerektiren iş, sınaat
- ZAHİRE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gereğinde kullanılmak için saklanan tahıl, aşlık
- "Zihnini, cerre çıktığı vakit toplayacağı paradan, biriktireceği zahireden başka hiçbir fikir işgal edemezdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Gereğinde kullanılmak için saklanan tahıl, aşlık
- ZAHTER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir çeşit kekik (Thymus longicaulis)
-
[isim]
Bir çeşit kekik (Thymus longicaulis)
- ZARURİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Zorunlu
- "Bu iskemlelerin böyle karşılıklı dizilmesi zaruridir." (Halit Fahri Ozansoy)
-
Gerekli
-
[sıfat]
Zorunlu
- ZAHİRİ
- ...
- ZAĞSIZ
-
-
[sıfat]
Kılağısız
-
[sıfat]
Kılağısız
- ZAYİÇE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yıldızların, belli bir zamandaki yerlerini, durumlarını gösteren çizelge
-
[isim]
Yıldızların, belli bir zamandaki yerlerini, durumlarını gösteren çizelge
- ZAMANE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İçinde bulunulan zaman, dönem
- "Karısı, evin hayatını, kendisi yokken en akıllı adamlar gibi zamaneye uydurmuştu." (Ömer Seyfettin)
-
Yakınma veya hafifseme yoluyla şimdiki zaman
-
[isim]
İçinde bulunulan zaman, dönem
- ZAGREB
- ...
- ZAMKLI
-
-
[sıfat]
Üstüne zamk sürülmüş
-
[sıfat]
Üstüne zamk sürülmüş
- ZANGOÇ
-
Kelime Kökeni : Ermenice
-
[isim]
Kilise hizmetini gören ve çan çalan kimse
-
[isim]
Kilise hizmetini gören ve çan çalan kimse
- ZAMSIZ
-
-
[sıfat]
Fiyatı arttırılmamış
-
[sıfat]
Fiyatı arttırılmamış
- ZAHMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sıkıntı, güçlük, yorgunluk, eziyet, meşakkat
- "Yalnız rica ederim, bir an için bir zahmet ve fedakârlık daha yapın." (Halit Fahri Ozansoy)
- "Yolda çok zahmet çekmiş, bereket versin Paris sefareti erkânından biri kendisine refakat etmiş." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Benim için yine yorulacaksınız, zahmete katlanacaksınız, dedi." (Refik Halit Karay)
- "Bunun için büyük zahmetlere girmeye gerek yoktur." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Sıkıntı, güçlük, yorgunluk, eziyet, meşakkat
- ZAFRAN
-
-
[isim]
Safran
-
[isim]
Safran
- ZAZACA
- ...
- ZAMBAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zambakgillerden, 90-100 cm yüksekliğinde, güzel ve iri çiçekli, çok yıllık bir süs bitkisi (Lilium candidum)
-
[isim]
Zambakgillerden, 90-100 cm yüksekliğinde, güzel ve iri çiçekli, çok yıllık bir süs bitkisi (Lilium candidum)
- ZAVİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Köşe
- "Dipteki zaviyeden içeriye doğru veranda şeklinde bir girinti yapıp salonun cumba köşesine dayanır." (Halit Fahri Ozansoy)
-
Küçük tekke
-
Anlayış, görüş, bakış açısı
- "Herkes etrafındakilere hususi bir zaviyeden, sırf kendi görüşüyle bakıyor." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Açı
-
[isim]
Köşe