Sonunda z olan 3 harfli 50 kelime var. Z harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde z harfi olan kelimeler listesine ya da başında z harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

CAZ

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Başlangıçta Kuzey Amerika zencilerine aitken sonraları bütün dünyada benimsenen bir müzik türü
    • "Onlar alaturka dinlemek istiyor, siz caz dinlemek istiyormuşsunuz." (Çetin Altan)
  2. Bu müziği çalan orkestra
    • "Bunun lüks bir lokantası olacak hatta ileride bir caz bile temin edilecekti." (Reşat Nuri Güntekin)

KOZ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Ceviz
    • "Artık iki taraf da son kozlarını oynamak, sonlarının üzerine yürümek zorunda idiler." (Tarık Buğra)
    • "Mümeyyiz Efendi varsın bekçi ile kozunu pay etsin..." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. İskambil oyunlarında diğer kâğıtları alabilen, onlara üstün tutulan belirli renk ve işaretteki kâğıt
    • "Zavallının iratlarında oturan kiracılarla uğraşarak kırmadığı koz, çevirmediği dolap kalmıyordu." (Ömer Seyfettin)
  3. Başarı fırsatı olan elverişli durum, saldırış ve savunma fırsatı
    • "Başvurduğu bu olağanüstü tabiyede varlığını değil, yokluğunu koz olarak kullanmıştır." (Haldun Taner)
  4. Karşısındakini alt edecek etkili şey

ŞAZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Ayrık, kural dışı, müstesna

SAZ

  1. [isim] Genellikle su kıyılarında, bataklık yerlerde yetişen ince kamış, hasır otu, kiliz, kofa
    • "Köyün saz kaplı, karanlık çökmüş damlarına seslendi." (Halide Edip Adıvar)
  2. [sıfat] Bu kamıştan yapılmış

SİZ

  1. [zamir] Çokluk ikinci kişi zamiri
    • "... sizden iyi olmasın pek babacan, cana yakın bir adamdır." (Haldun Taner)
    • "Doktor 'size doyum olmaz' diye gülerek müsaade istedi. Ayağa kalktı." (Ömer Seyfettin)
  2. Bir kişiye saygı ve incelik belirtisi olarak kullanılan bir seslenme sözü

RUZ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Gün

ÇÖZ

  1. [isim] Bumbar, bağırsak
  2. Bumbarın yağı

MUZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Muzgillerden, sıcak bölgelerde yetişen, bir çenekli, çok yıllık bir bitki (Musa sapientum)
  2. Bu bitkinin kendine özgü hoş kokulu, tatlı, besleyici, kalın kabuklu, uzun meyvesi

GÜZ

  1. [isim] Sonbahar
  2. 22 Eylül ile 21 Aralık arasındaki mevsim
    • "Mevsim güzdü, bol üzüm ve incir vakti idi." (Osman Cemal Kaygılı)

GAZ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Tül

FAZ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Elektrik geriliminde evre

ARZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sunma
  2. Piyasaya mal sürülmesi
    • "Demin de arz ettiğim gibi karakolda izah ederim." (Tarık Buğra)
  3. Yüksek bir makama anlatma, bildirme

BÜZ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Künk

GİZ

  1. [isim] Sır
    • "O gün çözer gibi olmuştu Kütahya çinilerindeki dipdiri renklerin gizini." (Necati Cumalı)

KEZ

  1. [isim] Bazı sayı sıfatlarıyla birlikte kullanılarak bir olayın ve olgunun her bir tekrarlanışını bildiren söz, defa, kere, sefer
    • "İki kez İstanbul'a gittim."

RAZ
...
BİZ

  1. [zamir] Çokluk birinci kişiyi gösteren söz
    • "Biz, Türkler, bütün tarihî hayatımızca hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz!" (Atatürk)
    • "Şehir uşağıyız. Bize de mi lolo? Bu işin içinde bir karı dalaveresi olduğunu anladım." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Bazen teklik birinci kişi zamiri "ben" yerine kullanılan bir söz
    • "Biz kendisini aldığımız zaman vücudu pek ince idi." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

HIZ

  1. [isim] Çabukluk, sürat
    • "Hikâyede baştan sona kadar hareket ve hız olmalıdır." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Fırtına hızını aldı."
    • "Güneş hızını kaybedince bu yapışkan su donar, yapraklar ellenebilir, toplanabilir duruma gelir." (Necati Cumalı)
  2. Bir hareketten doğan güç, şiddet
    • "Yağmur şimdi hızını daha da arttırmıştı." (Haldun Taner)
    • "Münakaşa tekrar eski hızını alamayarak biraz sonra söndü." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. Çaba, güç, gayret, takat
  4. Alınan yolun harcanan zamana oranı, sürat

KÖZ

  1. [isim] Küçük kor parçası

TOZ

  1. [isim] Çok küçük ve hafif parçacıklara bölünmüş toprak
    • "Bu talihsiz taşra kentinde, yolun iki yanındaki yeşilleri tozdan yitmiş ağaçlara bakmak insanı daha bir yalnız kalmışlık duygusu içinde bırakıyor." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Uzaktaki yoldan açık bir otomobilin tozu dumana katarak kasabaya geldiği görüldü." (Haldun Taner)
  2. Çok küçük parçacıklara bölünmüş olan herhangi bir madde
    • "Bak gene bir tutam saçak tütün kalmadı. Bana yalnız tozları kalıyor." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Bu tozu dumana katarak kaçan canavara yetişmek tıknefes lalanın kârı değildi." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. [sıfat] Bu durumda olan
    • "Toz boya. Toz biber."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü