Sonunda yet olan 7 harfli 40 kelime var. YET ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde yet olan kelimeler listesine ya da başında yet olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E T Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

ET, EY, TE, YE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

MERİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yürürlük

ÜNSİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. Alışkanlık

ŞÖBİYET

  1. [isim] İnce yufkaların içine kaymak konulup üstüne dövülmüş fıstık serpilerek yapılan bir tür baklava

ZAFİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Arıklık, zayıflık
  2. Dermansızlık, güçsüzlük

KİFAYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yeterli miktarda olma, yetme, kâfi gelme
    • "Kazandığım para benim sade hayatıma kifayet ediyor." (Halide Edip Adıvar)
  2. Bir işi yapabilecek yetenekte olma, yeterlik, liyakat, iktidar

CİNAYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Adam öldürme
    • "Cinayetlerin ve intiharların sebebi kudret ve imkân arasındaki dengesizliktir." (Refik Halit Karay)
    • "İşgal kuvvetleri şu veya bu şekilde cinayetler işlemişlerdir." (Peyami Safa)
  2. Adam öldürme derecesinde ağır suç

HİDAYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Doğru yol, hak olan Müslümanlık yolu
    • "Önce onu sünnet ettirmiş, hidayete erdiği için adını da Hadi koymuş ve konağına almış." (Yusuf Ziya Ortaç)

TAZİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Taziye

İRSİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kalıtım

SİRAYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Hastalık başkalarına geçme, bulaşma
    • "Yapılan muayene neticesinde, hastalığın kimseye sirayetine meydan verilmeyecektir." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Yazın korkunç sıtması, gökyüzüne ve gökyüzünün yıldızlarına kadar sirayet eden bu küçük kasabayı terke hazırlanıyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Yayılma, dağılma
    • "Vehbi'nin bu şüphesi büyüklere sirayete başladı, çocuk bu fırtınada başka köye gitmiş olamaz." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Bu dedikodular bizim eve bile sirayet etti." (Aka Gündüz)

KEMİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Nicelik

VAZİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Konum
    • "Kasaba coğrafi vaziyeti yüzünden lodosu, poyrazı pek az tutan bir limanda kurulmuştur."
    • "İşgalden sonra Rumların bize karşı nasıl bir vaziyet aldıklarını da pekâlâ biliyorduk." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Karısı ve arkadaşı da bir müddet sustular, galiba bir şeyler düşündüler. Vaziyeti yine genç diplomat kurtardı." (Refik Halit Karay)
  2. Durum, tavır, hâl
    • "Vaziyetimi söyleyiniz, hemen gelir beni kurtarır." (Aka Gündüz)

AİDİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İlişkinlik

İLLİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Nedensellik

SAFİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Saflık

AYNİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Aynılık

ŞENİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gerçeklik

MAHİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Nitelik, vasıf, öz, asıl, esas, içyüz

KATİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kesinlik

BEGAYET

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [zarf] Son derece, pek çok, aşırı
    • "Kızım, evladım, sana söyleyeceğim sözler begayet mühim, begayet naziktir." (Reşat Nuri Güntekin)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü