Başında yak olan 9 harfli 16 kelime var. Yak ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde yak olan kelimeler listesine ya da sonu yak ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında yak bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KAY, YAK
2 Harfli Kelimeler
AK, AY, YA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- YAKUTUMSU
-
-
[sıfat]
Yakutu andıran, yakuta benzeyen, yakut gibi
-
[sıfat]
Yakutu andıran, yakuta benzeyen, yakut gibi
- YAKABİLME
- ...
- YAKIŞIKLI
-
-
[sıfat]
Güzel, gösterişli (erkek)
- "Genç bir adamdır ama hiç de yakışıklı sayılmaz." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Güzel, gösterişli (erkek)
- YAKALANMA
-
-
[isim]
Yakalanmak işi
-
[isim]
Yakalanmak işi
- YAKTIRMAK
-
-
[-i]
Yakma işini yaptırmak
-
[-i]
Yakma işini yaptırmak
- YAKAMOZLU
-
-
[sıfat]
Yakamozu olan
- "Yakamozlu lacivert göl perde perde açıldı, aydınlandı" (Reşat Enis)
-
[sıfat]
Yakamozu olan
- YAKALIKLI
-
-
[sıfat]
Yakalığı olan
- "Bu büyük salonda toplananların çoğu redingotlu, kolalı yüksek yakalıklı, fesli beylerdi." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Yakalığı olan
- YAKICILIK
-
-
[isim]
Yakıcı olma durumu
- "Güneşin yakıcılığı."
-
Yakı yapma işi
-
[isim]
Yakıcı olma durumu
- YAKINLAMA
- ...
- YAKINSAMA
-
-
[isim]
Yakınsamak işi
-
Aradaki açıklık sonsuz küçülerek fakat kesişmeden bir noktaya, bir limite doğru yaklaşma
-
[isim]
Yakınsamak işi
- YAKALANIŞ
-
-
[isim]
Yakalanma işi veya biçimi
-
[isim]
Yakalanma işi veya biçimi
- YAKALAYIŞ
- ...
- YAKALATMA
-
-
[isim]
Yakalatmak işi
-
[isim]
Yakalatmak işi
- YAKALAMAK
-
-
[-i]
Bir kimseyi veya bir şeyi elle tutmak
- "Üç ince dalı birleştirerek sıkıca yakaladım." (Refik Halit Karay)
-
Kaçan kimseyi ele geçirmek, derdest etmek
-
Bir kimsenin gitmesini engellemek, durdurmak
- "Bu defa Tevfik'i dükkânın kapısında yakaladılar, aynı şeyi ona açtılar." (Halide Edip Adıvar)
-
Bir kimseyi hoşa gitmeyecek bir durumda bulmak, bir kimsenin suçu ortaya çıkmak
- "Kocasını bir kadınla yakalamış."
-
Bir kimsenin suçluluğunu gösteren söz, bakış veya işareti fark etmek
-
Birdenbire etkisi altına almak
- "Yağmur bizi yolda yakaladı."
-
Arayarak veya rastlantı sonucu bulup bağlantı kurmak
- "Zehra, Yorgaki'nin müziğini herhangi bir yerinden yakalıyor." (Atilla İlhan)
-
Belirlemek, anlamak
- "Kız onun zayıf damarını yakalamıştı." (Tarık Buğra)
-
[-i]
Bir kimseyi veya bir şeyi elle tutmak
- YAKIVERME
- ...
- YAKLAŞMAK
-
-
[-e]
Arada az bir aralık kalacak biçimde ilerlemek, aradaki uzaklığı azaltmak veya büsbütün ortadan kaldırmak için ileri gitmek
- "Saat sekiz buçuğa yaklaşıyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Benzemek, andırmak, uygun olmak
-
Bir konuyu, bir sorunu ele alarak değerlendirmek
- "Gösteriye dayalı dallarla edebiyat arasındaki ayrıma ün kavramıyla yaklaşabiliriz." (Tomris Uyar)
-
Yakınlaşmak
- "Aydın vapuru geçmiş, Kınalı önlerine yaklaşıyor." (Sermet Muhtar Alus)
-
[-e]
Arada az bir aralık kalacak biçimde ilerlemek, aradaki uzaklığı azaltmak veya büsbütün ortadan kaldırmak için ileri gitmek