Başında vu olan 47 kelime var. Vu ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde vu olan kelimeler listesine ya da sonu vu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında vu bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
VURDUMDUYMAZLIK
VURDUMDUYMAZ
VUKUFSUZLUK, VURGUNCULUK, VURUŞKANLIK, VUZUHSUZLUK
VURGULAMAK
VULGARİZE, VURDURMAK, VURGULAMA, VURGUNLUK, VURUCULUK
VUKUFSUZ, VURDURMA, VURGUNCU, VURGUSUZ, VURULMAK, VURUNMAK, VURUŞKAN, VURUŞMAK, VUZUHSUZ
VUKUFLU, VURGULU, VURMALI, VURULMA, VURULUŞ, VURUNMA, VURUNTU, VURUŞMA
VUALET, VUKUAT, VURGUN, VURMAK, VURTUT, VURUCU, VUSLAT
VUKUF, VULVA, VURAÇ, VURGU, VURMA, VURUK, VURUŞ, VUSUL, VUZUH
VUKU, VURU
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- VURDUMDUYMAZLIK
-
-
[isim]
Aldırmazlık, aldırışsızlık, umursamazlık
- "Vefakârlığı da öyleydi. Genel unutkanlığa, vurdumduymazlığa karşı içinden gelen bir tepki idi." (Haldun Taner)
- "Şimdi böyle bir iftira karşısında bizim için vurdumduymazlıktan gelmeye imkân kalır mıydı?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Aldırmazlık, aldırışsızlık, umursamazlık
- VURDUMDUYMAZ
-
-
[sıfat]
Anladığı hâlde anlamamış gibi davranan, umursamaz, aldırmaz, aldırışsız, duygusuz
- "... ne saygısız, ne vurdumduymaz misafirdi bunlar..." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[sıfat]
Anladığı hâlde anlamamış gibi davranan, umursamaz, aldırmaz, aldırışsız, duygusuz
- VUKUFSUZLUK
-
-
[isim]
Bilgisizlik
-
[isim]
Bilgisizlik
- VURGUNCULUK
-
-
[isim]
İleride meydana gelebilecek fiyat dalgalanmalarından yararlanarak kazanç sağlama, ihtikâr, spekülasyon
-
[isim]
İleride meydana gelebilecek fiyat dalgalanmalarından yararlanarak kazanç sağlama, ihtikâr, spekülasyon
- VURUŞKANLIK
-
-
[isim]
Dövüşkenlik
-
[isim]
Dövüşkenlik
- VUZUHSUZLUK
-
-
[isim]
Vuzuhsuz olma durumu, belirsizlik
-
[isim]
Vuzuhsuz olma durumu, belirsizlik
- VURGULAMAK
-
-
[-i]
Vurgu ile söylemek
-
Bir yazı veya konuşmada sürekli olarak öne sürülen, önemle belirtilmek istenen düşünceye dikkati çekmek, belli bir noktayı altını çizerek belirtmek
-
Belirlemek, damgasını vurmak
-
[-i]
Vurgu ile söylemek
- VURUCULUK
-
-
[isim]
Vurucu olma durumu
-
[isim]
Vurucu olma durumu
- VURGULAMA
-
-
[isim]
Vurgulamak işi
- "Şaşırtmak için bu acayip vurgulamaya aşırı bir ciddilikle devam ediyor." (Haldun Taner)
-
[isim]
Vurgulamak işi
- VURDURMAK
-
-
[-i]
Vurmasına yol açmak
- "Hafif sesli bütün aletleri susturup davulu sabaha kadar vurdurmak istiyorum." (Falih Rıfkı Atay)
-
Vurmasını sağlamak
-
[-i]
Vurmasına yol açmak
- VURGUNLUK
-
-
[isim]
Vurgun olma, gönül kaptırma durumu
-
[isim]
Vurgun olma, gönül kaptırma durumu
- VULGARİZE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Halk için yapılan
- "Vulgarize yayınlar."
-
[sıfat]
Halk için yapılan
- VUZUHSUZ
-
-
[sıfat]
Açık olmama durumu, belirsiz
-
[sıfat]
Açık olmama durumu, belirsiz
- VURGUSUZ
-
-
[sıfat]
Vurgu ile söylenmeyen
- "Vurgusuz kelime."
-
[sıfat]
Vurgu ile söylenmeyen
- VURGUNCU
-
-
Para dalgalanmalarından yararlanarak kolay yoldan kazanç elde eden, muhtekir, spekülatör
- "Yukarıdaki hikâyemin kahramanlarıyla dolu binbir çarşıda, binbir vurguncuyu yakalamak imkânsızdır." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Para dalgalanmalarından yararlanarak kolay yoldan kazanç elde eden, muhtekir, spekülatör
- VURUŞMAK
-
-
[nsz]
Birbirini vurmak, dövüşmek
-
Savaşmak, çarpışmak
-
[nsz]
Birbirini vurmak, dövüşmek
- VURULMAK
-
-
[nsz]
Vurma işine konu olmak
- "Yatak odasının kapısı vuruluyordu." (Mithat Cemal Kuntay)
-
[-e]
Âşık olmak, gönül kaptırmak, sevdalanmak
- "Kim söylemiş beni / Süheyla'ya vurulmuşum diye." (Orhan Veli Kanık)
-
[nsz]
Vurma işine konu olmak
- VURUŞKAN
-
-
[sıfat]
Dövüşken
-
[sıfat]
Dövüşken
- VUKUFSUZ
-
-
[sıfat]
Bilgisiz
-
[sıfat]
Bilgisiz
- VURUNMAK
-
-
[nsz]
Kendine vurmak
-
Giyinmek, örtünmek
- "Yaşmak vurunmak."
-
Koymak
-
[nsz]
Kendine vurmak