Sonunda un olan 6 harfli 42 kelime var. UN ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde un olan kelimeler listesine ya da başında un olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TAYFUN
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Çin Denizi'nde ve Hint Denizi'nde görülen güçlü kasırga
-
[isim]
Çin Denizi'nde ve Hint Denizi'nde görülen güçlü kasırga
- BUNGUN
-
-
[sıfat]
Sıkıntılı
-
[sıfat]
Sıkıntılı
- VURGUN
-
-
[isim]
Kolayca ve haksız ele geçen kazanç
- "İkinci Dünya Savaşı yıllarında Harun'un paralarını kullanarak vurduğu vurgunlarla bugünkü mertebesine ulaşmıştır belki." (Atilla İlhan)
-
Sıcak, soğuk, dolu vb. etkilerle ürünlerde görülen zarar
- "Dolu vurgunu elma."
-
Çok derinlerdeki suyun basıncı dolayısıyla iki akıntı arasında sıkışıp kalma, düzenli hava alıp verememe, birden su yüzüne çıkma vb. durumlarda dalgıcın uğradığı inme veya ölüm
-
[sıfat]
Silahla yaralanmış olan
-
[sıfat]
Birine veya bir şeye vurulmuş, bağlanmış, sevmiş olan, sevdalı, âşık
- "Onun da kendisine vurgun olduğuna gönülden inanmaktadır." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Kolayca ve haksız ele geçen kazanç
- KUSKUN
-
-
[isim]
Hayvanın kuyruğu altından geçirilerek eyere bağlanan kayış
- "O başta: kuskunu kopmuş eğerli düldüller / Bu başta: Paldım düşmüş semerli bülbüller." (Mehmet Akif Ersoy)
-
[isim]
Hayvanın kuyruğu altından geçirilerek eyere bağlanan kayış
- MAZMUN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlam, kavram
-
Divan edebiyatında bazı kavramları dolaylı anlatmak için kullanılan nükteli ve sanatlı söz
-
[isim]
Anlam, kavram
- DUYGUN
-
-
[sıfat]
Duygulu, duyar, hassas
- "Bizim kız biraz hayalci, biraz romantik, biraz çokça duygun olsaydı belki başka şeyler de öğrenecekti." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Duygulu, duyar, hassas
- YOKSUN
-
-
[sıfat]
Belli bir şeyden kendisinde olmayan, belli bir şeyin yokluğunu çeken, mahrum
- "Ahmet Kerim'i epeyce tatlı bir zevkten yoksun kılan bu söz, Samim'e irade dışı bir âcizlik gibi gelir ve onu gülmeden katıltırdı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Kadın konularında sağduyudan hayli yoksun oluşu kalıtımsaldı." (Refik Erduran)
-
[sıfat]
Belli bir şeyden kendisinde olmayan, belli bir şeyin yokluğunu çeken, mahrum
- DİLHUN
- ...
- MEDYUN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Verecekli, borçlu
-
[sıfat]
Verecekli, borçlu
- KORGUN
- ...
- MEFTUN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Tutkun, gönül vermiş, vurulmuş
- "Şehriban'a hayran, meftun, mecnunca bağlı idim." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Tutkun, gönül vermiş, vurulmuş
- GÖKSUN
- ...
- KURŞUN
-
-
[isim]
Atom numarası 82, atom ağırlığı 207,21, yoğunluğu 11,3 olan, 327,4 °C'de eriyen, yumuşak ve bükülgen, mavimtırak esmer renkte bir element (simgesi Pb)
- "Yarın, öbür gün Arap çeteleri ile sarılacaksınız, Peygamberin yeşil kubbesine kurşun atacaklar." (Falih Rıfkı Atay)
- "Suriye'de bel kemiğine bir kurşun dokunmuştu." (Ömer Seyfettin)
- "Gurbet acısı kurşun gibi içine çökmüştü şimdi." (Haldun Taner)
- "Az bir sürede bütün köy bu kurşunları sıkanın Hasan olduğunu öğrendi." (Yahya Kemal)
-
[sıfat]
Bu elementten yapılmış
- "Kurşun boru."
-
Tüfek, tabanca vb. hafif ateşli silahlarda kullanılan mermi
- "Kanatları kurşunla parçalanmış bir kartal / Benim gibi seyreder, yerden, mavilikleri." (Yaşar Nabi Nayır)
-
[isim]
Atom numarası 82, atom ağırlığı 207,21, yoğunluğu 11,3 olan, 327,4 °C'de eriyen, yumuşak ve bükülgen, mavimtırak esmer renkte bir element (simgesi Pb)
- KUZGUN
-
-
[isim]
Ötücü kuşlar takımının kargagiller familyasından, Kuzey Amerika'nın dağlık, fundalık yerlerinde bulunan, tüyleri siyah renkte olup mavi renkte parlayan bir kuş türü, karakarga (Corvus corax)
- "Atasözlerinde, ya devlet başa, ya kuzgun leşe demişiz." (Burhan Felek)
- "Belki kuzguna yavrusu güzel görünür, diyeceksiniz ama inanın bu sokaktaki en güzel ev bizimkiydi." (Ahmet Ümit)
-
[isim]
Ötücü kuşlar takımının kargagiller familyasından, Kuzey Amerika'nın dağlık, fundalık yerlerinde bulunan, tüyleri siyah renkte olup mavi renkte parlayan bir kuş türü, karakarga (Corvus corax)
- COŞKUN
-
-
[sıfat]
Coşmuş olan
- "Hayır, sular ne kadar coşkun olsa ben giderim." (Tevfik Fikret)
-
[sıfat]
Coşmuş olan
- DOLGUN
-
-
[sıfat]
Dolarak biçimi yuvarlaklaşmış
- "Dolgun yastık."
-
Şişmana yakın, balıketinde
- "Dolgun karnını güçlükle taşıyan genç bir kadın gelip oturdu." (Burhan Felek)
-
Çok, bol, fazla, yüksek (ücret, para vb.)
- "İlk işi babasını memnun etmek için ona dolgun bir maaşa geçtiğini yazmak olmuş." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Öfke, kızgınlık, kırgınlık vb. duygularla dolu
- "Müftüye karşı adamakıllı dolgundu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Birbirine uyan, uyum gösteren
- "Atasözleri, çoğu zaman dolgun kafiyelere yaslanıyorlar." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
[sıfat]
Dolarak biçimi yuvarlaklaşmış
- BARBUN
- ...
- SARDUN
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Balıkçıların kullandığı bir tür halat
-
[isim]
Balıkçıların kullandığı bir tür halat
- SORGUN
-
-
[isim]
Sepetçi söğüdü
-
[isim]
Sepetçi söğüdü
- MESKUN
- ...