Sonunda uh olan 15 kelime var. UH ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde uh olan kelimeler listesine ya da başında uh olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
TAVAZZUH
ÇUHÇUH, MECRUH, MEFSUH, MEKRUH
GÜRUH, MATUH, SABUH, VUZUH
ERUH
NUH, RUH, ŞUH, TUH, YUH
H U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
HU
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TAVAZZUH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Açıklık kazanma, aydınlanma
- "Vaziyet tavazzuh edinceye kadar gizlenmekten aylardır yüzünü görmedim." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Açıklık kazanma, aydınlanma
- ÇUHÇUH
-
-
[isim]
Çocuk dilinde tren
-
Lokomotifin çalışırken çıkardığı ses
- "Kocaman lokomotifler çuhçuhlarıyla istim boşaltarak gidip geliyorlardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Çocuk dilinde tren
- MEKRUH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
İslam dininde, dinî bakımdan yasaklanmadığı hâlde yapılmaması istenen
-
İğrenç, tiksindirici
-
[sıfat]
İslam dininde, dinî bakımdan yasaklanmadığı hâlde yapılmaması istenen
- MECRUH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Yaralı
- "Harbiye nazırıyla sadrazamı vurmuşlar. Ahmet Rıza tehlikeli surette mecruh..." (Ömer Seyfettin)
-
İncinmiş olan (kimse)
-
Yaralı
- MEFSUH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Feshedilmiş, kaldırılmış, dağıtılmış, bozulmuş
-
[sıfat]
Feshedilmiş, kaldırılmış, dağıtılmış, bozulmuş
- MATUH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bunamış, bunak
-
[sıfat]
Bunamış, bunak
- GÜRUH
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Değersiz, aşağı görülen, küçümsenen topluluk, derinti, sürü
- "Bu artist güruhu balolardan hoşlanmazlar." (Peyami Safa)
-
[isim]
Değersiz, aşağı görülen, küçümsenen topluluk, derinti, sürü
- SABUH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sabah vakti içilen içki
-
[isim]
Sabah vakti içilen içki
- VUZUH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Açık olma durumu, açıklık, aydınlık
- "Bu akşam bilhassa, Şevki'nin fikrindeki vuzuh onu düşündürdü." (Halide Edip Adıvar)
-
Açıklık
-
[isim]
Açık olma durumu, açıklık, aydınlık
- ERUH
- ...
- NUH
- ...
- TUH
-
-
[ünlem]
"Yazıklar olsun, vah vah" anlamlarında bir söz, tu
- "Tuh sana! Böyle mi yapacaktın?"
-
[ünlem]
"Yazıklar olsun, vah vah" anlamlarında bir söz, tu
- ŞUH
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Neşeli ve serbest (kadın)
- "O kadar oynak, o kadar şuh, o kadar cana yakın kadındı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Neşeli ve serbest (kadın)
- YUH
-
-
[ünlem]
Birine karşı beğenilmeyen veya öfke duyulan bir durumda haykırılan söz, yuha
- "Bu yeni kişilik artık Beşiktaş tribününden hakeme yuh çekemez." (Haldun Taner)
-
[ünlem]
Birine karşı beğenilmeyen veya öfke duyulan bir durumda haykırılan söz, yuha
- RUH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dinlerin ve dinci felsefelerin insanda vücuttan ayrı bir varlık olarak kabul ettiği öz, tin
- "Birinin yukarıdan topladığını öteki sokağa taşır, konak soyulduğu hâlde, kimsenin ruhu bile duymaz." (Halide Edip Adıvar)
- "-Ne var ruhum? -Hiç!" (Ömer Seyfettin)
- "Hepsi örslerinin üzerine birer mum yakmışlar, pederlerinin ruhunu şad ediyorlar." (Ömer Seyfettin)
- "Hiçbir şey söylemeden ruhunu teslim etmiş." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
En önemli nokta, öz
- "Lakin oyunun ruhunu anlamak mümkün değil." (Memduh Şevket Esendal)
- "Saz dinleyenlerden bazılarının gözlerinde yaş olur, ruhlarında güneş açardı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Esans
- "Bazısı ruh koklatır, bazısı alnına sirke sürer, bazısı kollarını, bileklerini ovuşturur." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Canlılık, duygu
- "Nesri gibi güzel bir ruhu olan Falih Rıfkı Türk gazeteciliğini bir vatan hizmeti telakki etmiş ve kutsi bir vazife gibi ifa ediyor." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Bedeni etkin kılan canlılık ilkesi, bedenin hayat gücü
-
[isim]
Dinlerin ve dinci felsefelerin insanda vücuttan ayrı bir varlık olarak kabul ettiği öz, tin