Başında tu olan 9 harfli 31 kelime var. Tu ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde tu olan kelimeler listesine ya da sonu tu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında tu bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
T U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
TU, UT
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TUTAMAÇLI
-
-
[sıfat]
Tutamacı olan
- "Ayağına geçirdiği tutamaçlı demirlerle tahta elektrik direklerine tırmanıp sigortaları değiştirmesi heyecan vericiydi." (Ayla Kutlu)
-
[sıfat]
Tutamacı olan
- TUTTURGAÇ
-
-
[isim]
Kâğıtları birbirine tutturmak için kullanılan telden yapılmış araç, ataş
-
[isim]
Kâğıtları birbirine tutturmak için kullanılan telden yapılmış araç, ataş
- TUTKALSIZ
-
-
[sıfat]
Tutkal sürülmemiş
-
İçinde tutkal bulunmayan
-
[sıfat]
Tutkal sürülmemiş
- TURFALAMA
-
-
[isim]
Turfalamak işi
-
[isim]
Turfalamak işi
- TUĞAMİRAL
-
-
[isim]
Deniz kuvvetlerinde, rütbesi albay ile tümamiral arasında bulunan amiral
-
[isim]
Deniz kuvvetlerinde, rütbesi albay ile tümamiral arasında bulunan amiral
- TURNAGÖZÜ
-
-
[isim]
Berrak ve parlak sarı
-
[sıfat]
Bu renkte olan
-
[isim]
Berrak ve parlak sarı
- TUZLATMAK
- ...
- TUZSUZLUK
-
-
[isim]
Tuzsuz olma durumu
-
[isim]
Tuzsuz olma durumu
- TURİSTLİK
- ...
- TUZAKLAMA
-
-
[isim]
Tuzaklamak işi veya durumu
-
[isim]
Tuzaklamak işi veya durumu
- TULUMBACI
-
-
[isim]
Mahallelerde bulundurulan yangın tulumbalarını, yangın olan yerlere götüren ve orada yangının söndürülmesine yardım eden kimse
- "Eski tulumbacıların bir koşuş tarzı vardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Tulumba yapan, satan veya onaran kimse
-
Külhanbeyi
-
[isim]
Mahallelerde bulundurulan yangın tulumbalarını, yangın olan yerlere götüren ve orada yangının söndürülmesine yardım eden kimse
- TUTTURMAK
-
-
[-i]
Tutmasını sağlamak
-
[nsz]
Bir işe başlayıp sürdürmek, bir şeyi yapmakta olmak
- "Urumeli Hisarı'na oturmuşum / Oturmuş da bir türkü tutturmuşum." (Orhan Veli Kanık)
-
[nsz]
Aklına koyup direnmek, ısrar etmek
- "Sakal diye tutturmuş, başka laf dinlemiyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-i]
Çivi, toplu iğne, çengelli iğne vb. ile iliştirmek, bağlamak
-
[nsz]
Hedefe vardırmak, değdirmek, isabet ettirmek
- "Taşı fırlattı ama tutturamadı." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[-i]
Takip etmek
- "Geldiği yolu tutturup gene tek başına mahalle kahvesinin kapısı önüne kadar geldi." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-i]
Tutmasını sağlamak
- TUTABİLME
- ...
- TUTUKLAMA
-
-
[isim]
Tutuklamak işi, tevkif
- "Muhalefeti ortadan kaldırmaya niyetli olan Damat Ferit Paşa'nın ilk işi bir sürü yeni tutuklamalar oldu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Tutuklamak işi, tevkif
- TUĞBAYLIK
-
-
[isim]
Tuğbayın görevi
-
[isim]
Tuğbayın görevi
- TUTSAKLIK
-
-
[isim]
Tutsak olma durumu, esirlik, esaret
-
[isim]
Tutsak olma durumu, esirlik, esaret
- TUNÇLAMAK
-
-
[-i]
Tunç durumuna getirmek
- "Güneşin tunçladığı yanakları solgun ve dudakları etrafında derin ıstırap hatları var." (Halide Edip Adıvar)
-
[-i]
Tunç durumuna getirmek
- TUTAMLAMA
-
-
[isim]
Tutamlamak işi
-
[isim]
Tutamlamak işi
- TUZLAŞMAK
- ...
- TURALAMAK
-
-
[-i]
İplik çilelerini turalarına ayırmak
-
Bazı oyunlarda, tura ile vurmak
-
Turlamak
-
[-i]
İplik çilelerini turalarına ayırmak