Başında tu olan 8 harfli 53 kelime var. Tu ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde tu olan kelimeler listesine ya da sonu tu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında tu bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
T U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
TU, UT
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TUTKALLI
-
-
[sıfat]
Tutkal sürülmüş
-
İçinde tutkal bulunan
- "Ellerime sıvaşan ince, nefis kokulu ve tutkallı sütü hissetmekteyim." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Tutkal sürülmüş
- TUTTURUŞ
-
-
[isim]
Tutturma işi veya biçimi
-
[isim]
Tutturma işi veya biçimi
- TURALAMA
-
-
[isim]
Turalamak işi
-
[isim]
Turalamak işi
- TUŞLAMAK
-
-
[-i]
Telefonun tuşlarına basmak
-
[-i]
Telefonun tuşlarına basmak
- TUHAFLIK
-
-
[isim]
Tuhaf olma durumu, yabansılık, garabet
-
Tuhaf davranış
- "Zaten ayrılması sırasında elimi sıkışı, yüzüme bakışı, acelesi ve tuhaflığı bir vedaya benziyordu." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Tuhaf olma durumu, yabansılık, garabet
- TUTTURUK
-
-
[sıfat]
İnatçı, takıntılı
-
[sıfat]
İnatçı, takıntılı
- TUTTURMA
-
-
[isim]
Tutturmak işi
-
[isim]
Tutturmak işi
- TUZLANMA
-
-
[isim]
Tuzlanmak işi
-
[isim]
Tuzlanmak işi
- TUZLULUK
-
-
[isim]
Tuzlu olma durumu
-
Bir litre suda erimiş bulunan tuzların gram olarak belirlenmesi
-
[isim]
Tuzlu olma durumu
- TUZLUMSU
-
-
[sıfat]
Tuzluyu andıran, tuzluya benzeyen, tuzlu gibi
-
[sıfat]
Tuzluyu andıran, tuzluya benzeyen, tuzlu gibi
- TUTUNMAK
-
-
[-e]
Tutup bırakmamak, dayanmak, sarılmak veya asılmak
- "Evinin bahçesinin kapısını açtım ve kapanmayan panjurlarına tutunarak odasına girdim." (Memduh Şevket Esendal)
-
[nsz]
Aynı yerde ve durumda kalmak, direnmek, dayanmak
- "Düşman ordusu ordumuz karşısında tutunamadı."
-
[nsz]
Kendini kabul ettirmek, kendine bir yer sağlamak
-
[nsz]
Kendi üzerine koymak, kullanmak
- "Yaşmak tutunmak. Sülük tutunmak."
-
Sataşmak, çıkışmak
- "... anam sabahleyin evine giden Naime adındaki kıza tutunmuş. İkisini de ağlatıncaya kadar söylemiş." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-e]
Tutup bırakmamak, dayanmak, sarılmak veya asılmak
- TUFALAMA
- ...
- TURİZMCİ
-
-
[isim]
Turizm işleriyle uğraşan kimse
-
[isim]
Turizm işleriyle uğraşan kimse
- TUTKUSUZ
-
-
[sıfat]
Tutkusu olmayan, ihtirassız
-
[sıfat]
Tutkusu olmayan, ihtirassız
- TUHAFİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çorap, mendil, eldiven gibi giyim ile kurdele, dantel gibi giysi süsüne yarar şeyler
-
[isim]
Çorap, mendil, eldiven gibi giyim ile kurdele, dantel gibi giysi süsüne yarar şeyler
- TUTAMLIK
-
-
Bir tutam kadar
-
Bir tutam kadar
- TURFANDA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Mevsimin başında ilk yetişen (meyve, sebze)
-
Yeni, ilk kez ortaya çıkan
-
[sıfat]
Mevsimin başında ilk yetişen (meyve, sebze)
- TUTUŞMAK
-
-
[-e]
Birbirini tutmak, birbirine ilişip dokunmak
-
Bir işe başlamak, girişmek
- "İki ordu bir harbe daha tutuştular." (Falih Rıfkı Atay)
-
[nsz]
Yanmaya başlamak, ateş almak
- "Bu fenerleri birbirine bağlayan çiçekli askılardaki küçük lambalar tutuştu." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[nsz]
Kızarmak, kızıllaşmak
- "Karşı dağlarda tutuşmuş gibi gül bahçeleri / Koyu bir kırmızılık gökten ayırmada yeri." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[-e]
Birbirini tutmak, birbirine ilişip dokunmak
- TURGUTLU
- ...
- TUTUKSUZ
-
-
[sıfat]
Tutuklanmadan yargılanan
-
[zarf]
Tutuklanmadan
-
[sıfat]
Tutuklanmadan yargılanan