Başında ters olan 20 kelime var. Ters ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ters olan kelimeler listesine ya da sonu ters ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ters bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
TERSİNİRLİK
TERSLENMEK, TERSLEŞMEK
TERSANELİ, TERSBEŞİK, TERSİNMEK, TERSLEMEK, TERSLENİŞ, TERSLENME, TERSLEŞME, TERSLEYİŞ
TERSİNİR, TERSİNME, TERSİYER, TERSLEME
TERSANE, TERSİNE, TERSLİK
TERSİM
TERS
E R S T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
REST, SERT, STER, TERS
3 Harfli Kelimeler
RET, SER, SET, TER
2 Harfli Kelimeler
ER, ES, ET, RE, SE, TE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TERSİNİRLİK
-
-
[isim]
Tersinir bir olayın özelliği
-
[isim]
Tersinir bir olayın özelliği
- TERSLEŞMEK
-
-
[nsz]
Terslik etmek, zıt davranmak
- "O sessiz, sakin insan birden tersleşti." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[nsz]
Terslik etmek, zıt davranmak
- TERSLENMEK
-
-
[nsz]
Tersleme işine konu olmak
-
Aksilik etmek, terslik göstermek
-
[nsz]
Tersleme işine konu olmak
- TERSİNMEK
-
-
[nsz]
Geri dönmek, rücu etmek
-
Hiddetlenmek, aksilik etmek
-
[nsz]
Geri dönmek, rücu etmek
- TERSBEŞİK
-
-
[isim]
Sırtüstü yatışta kollarla, bükülü durumdaki dizleri kavrayarak sırt üzerinde baş ve ayak yönünde sallanma, yuvarlanma
-
[isim]
Sırtüstü yatışta kollarla, bükülü durumdaki dizleri kavrayarak sırt üzerinde baş ve ayak yönünde sallanma, yuvarlanma
- TERSLENME
-
-
[isim]
Terslenmek işi
-
[isim]
Terslenmek işi
- TERSANELİ
-
-
[isim]
Osmanlı İmparatorluğu'nda deniz subayı ve eri
- "Kocasına hem esmer diye hem de tersaneli diye varmıştır." (Haldun Taner)
-
[isim]
Osmanlı İmparatorluğu'nda deniz subayı ve eri
- TERSLEŞME
-
-
[isim]
Tersleşmek işi
-
[isim]
Tersleşmek işi
- TERSLEMEK
-
-
[-i]
Bir kimseye gönül kırıcı, sert söz söylemek veya gönül kırıcı davranmak, azarlamak
- "Kaç defa tersledim, yine uslanmadı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[-i]
Bir kimseye gönül kırıcı, sert söz söylemek veya gönül kırıcı davranmak, azarlamak
- TERSLENİŞ
- ...
- TERSLEYİŞ
- ...
- TERSİYER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Üçüncül
-
[sıfat]
Üçüncül
- TERSİNİR
-
-
[sıfat]
Bir olayın ortaya çıkma şartlarındaki sonsuz küçük bir değişikliğin etkisiyle herhangi bir anda yön değiştirebilen (kimyasal, fiziksel ve mekanik dönüşüm)
-
[sıfat]
Bir olayın ortaya çıkma şartlarındaki sonsuz küçük bir değişikliğin etkisiyle herhangi bir anda yön değiştirebilen (kimyasal, fiziksel ve mekanik dönüşüm)
- TERSİNME
-
-
[isim]
Tersinmek işi veya durumu
-
[isim]
Tersinmek işi veya durumu
- TERSLEME
-
-
[isim]
Terslemek işi
-
[isim]
Terslemek işi
- TERSANE
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Gemi yapılan yer, gemilik, tezgâh
-
[isim]
Gemi yapılan yer, gemilik, tezgâh
- TERSLİK
-
-
[isim]
Ters olma durumu veya tersçe davranış, aksilik
- "Tersliğe bakın ki o sıralar piyasada bir metre tel bile yoktur." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Ters olma durumu veya tersçe davranış, aksilik
- TERSİNE
-
-
[zarf]
Beklenilenin, umulanın aksine, karşıt olarak, bilakis, aksine
- "Tersine ... Hasan araya girer de olmaz diye korkuyorum." (Halide Edip Adıvar)
- "Ya hesapları tersine dönüverirse, o vakit başımıza gelecek belada ortağız kardeşim!." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[zarf]
Beklenilenin, umulanın aksine, karşıt olarak, bilakis, aksine
- TERSİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Resmini yapma
- "Bu, resimde eşyayı hendese şekilleriyle tezlendirerek tersim etmek değil midir?" (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Resmini yapma
- TERS
-
-
Gerekli olan duruma karşıt, zıt
- "Yerden göğe kadar haklı olan bir uyarıyı, içimizden bir arkadaş ters anlamış." (Haldun Taner)
- "Daha sonra o eşsiz lidere ters düşmek bahtsızlığına kapılmıştır." (Haldun Taner)
- "Hacı Ömer'in o gün ters tarafından kalktığına artık şüphe yoktu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Bir şeyin içe gelen yanı, arkası
- "Elinin tersiyle küçük bir tokat vurmuştu." (Çetin Altan)
-
[isim]
Kesici bir aletin kesmeyen yanı
- "Kollarına bıçağın tersiyle birkaç tane vurmuşlar." (Memduh Şevket Esendal)
-
Uygun olmayan, elverişsiz, münasebetsiz
- "Ters sözlerinle, fazilet iddialarınla beni hırpalama." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Gönül ve cesaret kırıcı, huysuz, sert
- "Ters adamın işi de ters gider." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Bir şeyin aksi, karşıtı
- "Anlattığının tersi anlaşılınca utandı."
-
Gerekli olan duruma karşıt, zıt