Sonunda ta olan 5 harfli 47 kelime var. TA ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ta olan kelimeler listesine ya da başında ta olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AT, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GIPTA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İmrenme, imrenti
- "Gıptayla bakıp zaman zaman gökyüzüne / Rüzgârları hür, kuşları hür zannederiz." (Arif Nihat Asya)
- "Hayatı bu kadar basit ve formüllü gören samimi insanların bu zihniyetlerine gıpta ettim." (Aka Gündüz)
-
[isim]
İmrenme, imrenti
- MAKTA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kemikten yapılmış kalem ucunu düzeltmeye yarayan araç
- "Bu tabakta kamış kalem, kalemtıraş, kalemi yarmaya ve ucunu düzeltmeye yarayan kemik makta ... vardır." (Refik Halit Karay)
-
Divan edebiyatında gazelin veya kasidenin son beyti
-
Kesit
-
[isim]
Kemikten yapılmış kalem ucunu düzeltmeye yarayan araç
- HASTA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Sağlığı bozuk olan, esenliği yerinde olmayan, hastalanmış, rahatsız
- "Annem o evin önü sofalı bir odasında hasta yatıyordu." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Aşırı düşkün, tutkun
- "Maç hastası."
-
Parasız, züğürt
-
Zihinsel yetenekleri bozulmuş olan
-
[sıfat]
Sağlığı bozuk olan, esenliği yerinde olmayan, hastalanmış, rahatsız
- SUNTA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Doğramacılıkta kereste olarak kullanılan, sıkıştırılmış talaş ve yongadan yapılan tahta
-
[isim]
Doğramacılıkta kereste olarak kullanılan, sıkıştırılmış talaş ve yongadan yapılan tahta
- VOLTA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bir halatı bir yere bir kez dolama veya babalara yöntemince sarma
- "Çaylarını içtikten sonra Şifa ile Moda arasında üç aşağı beş yukarı volta atmak üzere davranırlar." (Salâh Birsel)
-
Zincirin demire veya iki zincirin birbirine dolanması
- "Onu, odamın penceresinden, her sabah kahvaltıdan önce, verandada bir aşağı bir yukarı volta vururken görürdüm." (Necati Cumalı)
-
Geminin rüzgâra karşı gidebilmek için sağa sola zikzak yapması
-
Sürekli aşağı yukarı gidip gelme, yürüme, dolaşma
-
[isim]
Bir halatı bir yere bir kez dolama veya babalara yöntemince sarma
- NAFTA
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Petrolden 100-250 °C arasında damıtılan ürün
-
[isim]
Petrolden 100-250 °C arasında damıtılan ürün
- SUSTA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Köpeğin arka ayakları üzerinde durması
-
[isim]
Köpeğin arka ayakları üzerinde durması
- DELTA
-
Kelime Kökeni : Yunanca
-
[isim]
Yunan alfabesinin dördüncü harfi (D)
-
Bir ırmağın çatallanarak denize veya göle kavuştuğu yerde oluşan üçgen biçimli ova, çatal ağız
-
[isim]
Yunan alfabesinin dördüncü harfi (D)
- MEVTA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ölü, ölmüş kimse
- "Kimi mevtasına kefen biçmiyor / Kimi helal rızkı yiyip içmiyor." (Seyrani)
-
[isim]
Ölü, ölmüş kimse
- TAHTA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Düz, enlice, uzun ve az kalın biçilmiş ağaç
- "Çam tahtası. Gürgen tahtası."
-
[sıfat]
Bu ağaçtan yapılmış
- "Bilet toplanan tahta parmaklıktan geçtik." (Ömer Seyfettin)
-
Bu malzemeden oluşmuş yüzey, döşeme
- "Yeni silinmiş tahtalar birkaç saniye içinde berbat oldu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Sebze bahçelerinde ayrılan küçük yer
-
Kara tahta
-
[isim]
Düz, enlice, uzun ve az kalın biçilmiş ağaç
- DİKTA
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Hiçbir şart olmaksızın körü körüne uyulması gereken buyruk
-
[isim]
Hiçbir şart olmaksızın körü körüne uyulması gereken buyruk
- TAFTA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir tür sert, ipekli kumaş
-
[sıfat]
Bu kumaştan yapılmış
- "Söylemeyi unuttum, ben sana gri tafta çarşafımı verecektim, daha yirmi gün evvel yaptırdım ve hiç giymedim." (Peyami Safa)
-
[isim]
Bir tür sert, ipekli kumaş
- ZARTA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yellenme
-
[isim]
Yellenme
- HAYTA
-
-
[isim]
Osmanlıların ilk dönemlerinde eyalet askerlerinin uç boylarında görevli sınıflarından biri
-
Başıboş, bir baltaya sap olamamış, apaş, holigan, serseri
- "Ötedeki masada birtakım hayta gençler cıvık cıvık gülüşüyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Osmanlıların ilk dönemlerinde eyalet askerlerinin uç boylarında görevli sınıflarından biri
- PASTA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
İçine katılmış türlü maddelerle özel bir tat verilmiş, fırında veya başka bir yolla pişirilerek hazırlanmış bir tür hamur tatlısı
-
[isim]
İçine katılmış türlü maddelerle özel bir tat verilmiş, fırında veya başka bir yolla pişirilerek hazırlanmış bir tür hamur tatlısı
- LORTA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Ayakkabı kalıbının çapı
- "Baş lorta. Orta lorta. Aşağı lorta."
-
[isim]
Ayakkabı kalıbının çapı
- LAVTA
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Mızrapla çalınan, gövdesi uttan küçük bir çalgı
-
[isim]
Mızrapla çalınan, gövdesi uttan küçük bir çalgı
- TURTA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Üzeri yufka kaplı, meyveli veya kakaolu bir pasta çeşidi
-
[isim]
Üzeri yufka kaplı, meyveli veya kakaolu bir pasta çeşidi
- SALTA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Köpeğin arka ayakları üzerine ayağa kalkması
-
[isim]
Köpeğin arka ayakları üzerine ayağa kalkması
- SULTA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Otorite
- "Hepimiz insanız Süleyman, aynı mayanın sultasındayız." (Turan Oflazoğlu)
-
Yetke
-
[isim]
Otorite