Sonunda ta olan 5 harfli 47 kelime var. TA ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ta olan kelimeler listesine ya da başında ta olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AT, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GAİTA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İnsan dışkısı
-
[isim]
İnsan dışkısı
- BALTA
-
-
[isim]
Ağacı kesme, yarma, yontma vb. işlerde kullanılan ağaç saplı, demir araç
- "O kadınlar ihtiyar talebeye balta oluyorlar ve ona azami müsamahayı gösteriyorlar." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Sakın kesme, yaş ağaca balta vuran el onmaz." (Mehmet Emin Yurdakul)
- "Etrafına gölge salmayan, yemiş vermeyen hangi kütük baltadan kurtulur?" (Halide Edip Adıvar)
- "Baltayı taşa mı vurduk, diyor, iyice görmemiş olacağım." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Ağacı kesme, yarma, yontma vb. işlerde kullanılan ağaç saplı, demir araç
- HARTA
-
-
[isim]
"Sırasız, saygısız davranışlarda bulunmak" anlamındaki hartası hurtası olmamak deyiminde geçen bir söz
-
[isim]
"Sırasız, saygısız davranışlarda bulunmak" anlamındaki hartası hurtası olmamak deyiminde geçen bir söz
- MUŞTA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Karşısındakine vurmak için özel olarak açılmış deliklerine parmakların geçirilmesi ile kullanılan demir parçası
-
Kunduracıların, derileri vurarak inceltmek için kullandıkları metalden tokmak
-
Parmağın biri bükülüp sivriltilerek vurulan yumruk
-
[isim]
Karşısındakine vurmak için özel olarak açılmış deliklerine parmakların geçirilmesi ile kullanılan demir parçası
- TAFTA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir tür sert, ipekli kumaş
-
[sıfat]
Bu kumaştan yapılmış
- "Söylemeyi unuttum, ben sana gri tafta çarşafımı verecektim, daha yirmi gün evvel yaptırdım ve hiç giymedim." (Peyami Safa)
-
[isim]
Bir tür sert, ipekli kumaş
- YAFTA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Üzerine asıldığı veya yapıştırıldığı şeylerle ilgili bir bilgi veren yazılı kâğıt parçası
- "Zamanın uzunluğuna rağmen bu firmanın yaftasını hâlâ aklımda tutuyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Üzerine asıldığı veya yapıştırıldığı şeylerle ilgili bir bilgi veren yazılı kâğıt parçası
- İHATA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kuşatma
-
Kavrayış, anlayış
- "Biz, zengin burjuvalıkla değil, irfan ve ihatamızla övünüyoruz." (Asaf Halet Çelebi)
-
[isim]
Kuşatma
- HASTA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Sağlığı bozuk olan, esenliği yerinde olmayan, hastalanmış, rahatsız
- "Annem o evin önü sofalı bir odasında hasta yatıyordu." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Aşırı düşkün, tutkun
- "Maç hastası."
-
Parasız, züğürt
-
Zihinsel yetenekleri bozulmuş olan
-
[sıfat]
Sağlığı bozuk olan, esenliği yerinde olmayan, hastalanmış, rahatsız
- HAFTA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Birbiri ardınca gelen yedi günlük dönem
- "O, hafta sekiz, gün dokuz bizdedir!"
-
[isim]
Birbiri ardınca gelen yedi günlük dönem
- SUNTA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Doğramacılıkta kereste olarak kullanılan, sıkıştırılmış talaş ve yongadan yapılan tahta
-
[isim]
Doğramacılıkta kereste olarak kullanılan, sıkıştırılmış talaş ve yongadan yapılan tahta
- LAVTA
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Mızrapla çalınan, gövdesi uttan küçük bir çalgı
-
[isim]
Mızrapla çalınan, gövdesi uttan küçük bir çalgı
- ÇANTA
-
-
[isim]
Kösele, meşin, kumaş vb. hafif malzemeden yapılıp büyüklüğüne göre para, evrak, yiyecek vb. koyup taşımaya yarayan kap
- "Yanından hiç ayırmadığı çantasında bir kütüphane bulursunuz." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Kösele, meşin, kumaş vb. hafif malzemeden yapılıp büyüklüğüne göre para, evrak, yiyecek vb. koyup taşımaya yarayan kap
- LASTA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kuzey Avrupa'da kullanılan, 2000 kg'a yakın gemi yüklerine ve büyük miktardaki ticaret mallarına değer biçmeye yarayan kütle ölçü birimi
-
[isim]
Kuzey Avrupa'da kullanılan, 2000 kg'a yakın gemi yüklerine ve büyük miktardaki ticaret mallarına değer biçmeye yarayan kütle ölçü birimi
- TURTA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Üzeri yufka kaplı, meyveli veya kakaolu bir pasta çeşidi
-
[isim]
Üzeri yufka kaplı, meyveli veya kakaolu bir pasta çeşidi
- CARTA
-
-
[isim]
Yellenme
-
[isim]
Yellenme
- BAŞTA
-
-
[zarf]
İlk olarak
- "Arabacı mola verdiği zaman başta o büyük kızla büyük oğlan olmak üzere çocuklar aşağı atladı." (Osman Cemal Kaygılı)
- "İpekçilikte Bursa başta gelir."
-
Özellikle
-
[zarf]
İlk olarak
- ZARTA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yellenme
-
[isim]
Yellenme
- ADETA
- ...
- KAHTA
- ...
- VARTA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tehlikeli durum
- "O insanlar ki hayatın bir bakıma ne korkunç vartaları olabileceğini vaktinde anlamışlar, işlerini becerip kılıçlarını kuşanmışlar..." (Peyami Safa)
- "Bu uzun zaman boyunca, kim bilir neler çekmiş, ne vartalardan atlamıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Her türlü vartayı kazasız belasız atlatıp..." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Tehlikeli durum