Başında ta olan 8 harfli 227 kelime var. Ta ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ta olan kelimeler listesine ya da sonu ta ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ta bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AT, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TABİİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeye veya bir kimseye bağlı olma, bağımlılık, bağlılık
-
Uyruk
- "Fransız tabiiyetine girivermişler o zaman." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Bir şeye veya bir kimseye bağlı olma, bağımlılık, bağlılık
- TANELEME
-
-
[isim]
Tanelemek işi
-
[isim]
Tanelemek işi
- TANIŞMAK
-
-
[nsz]
Birbirini tanır duruma gelmek
- "Bu sefer, bir sürü aktör ve tiyatroseverle tanıştı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[nsz]
Birbirini tanır duruma gelmek
- TATBİLİR
-
-
[isim]
Damak zevki olan ve yiyeceklerini titizlikle seçen kimse, gurme
-
[isim]
Damak zevki olan ve yiyeceklerini titizlikle seçen kimse, gurme
- TARTIŞMA
-
-
[isim]
Birbirine karşıt düşünceleri karşılıklı savunma
- "Karşısındakilerin tartışmaları çabuk bıraktıklarına da dikkat etmedi." (Tarık Buğra)
- "İki yandan gelen arabaların orada yolu tıkadığı tartışma götürmez." (Salâh Birsel)
- "Ateşli tartışmalara girdiği zaman bile ölçüyü kaçırmazdı." (Haldun Taner)
-
Ağız kavgası, münakaşa
- "Belki de komşulardan çekindiğinden tartışmayı kesmek gereğini duyuyor." (Haldun Taner)
-
Bir sorun üzerine sözle veya yazılı olarak karşılıklı, bazen de sertçe savunma
- "Bir yazarın eserini anlamak için onun kişiliği üzerine bilgi edinmek gerekir mi sorunu öteden beri edebiyatçılar arasında geniş tartışmalara yol açmıştır." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Birbirine karşıt düşünceleri karşılıklı savunma
- TAVSAMAK
-
-
[nsz]
Bir iş, bir durum vb. gücünü, hızını kaybetmek, yavaşlamak, gevşemek
- "Sonra sonra ziyaretler seyrekleşti, gitgide büsbütün tavsadı." (Haldun Taner)
-
[nsz]
Bir iş, bir durum vb. gücünü, hızını kaybetmek, yavaşlamak, gevşemek
- TAFSİLAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ayrıntı
- "Evvelki tafsilat ve odada geçen sözler onlara yaramazdı ki söyleyeyim." (Aka Gündüz)
- "Size bugün uzun uzadıya tafsilatını verecek değilim." (Refik Halit Karay)
- "Daha fazla tafsilata girmeyi bugün zararlı gördüğüm için bu konuda susacağım." (Burhan Felek)
-
[isim]
Ayrıntı
- TAHAKKÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Baskı, zorbalık, hükmetme
- "Sen böyle karı tahakkümü altında mı kalacaksın?" (Memduh Şevket Esendal)
- "O, işbaşına geldiği zaman etrafındakilere böyle tahakküm ederdi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Baskı, zorbalık, hükmetme
- TAKALLÜS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kasılma
- "Beynim uğulduyor, gözlerimin havası kıvılcımlanıyor, parmaklarım takallüs ediyor." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Kasılma
- TAPALAMA
-
-
[isim]
Tapalamak işi, tıpalama
-
[isim]
Tapalamak işi, tıpalama
- TAVATTUN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yurt edinme
-
[isim]
Yurt edinme
- TAVUKLAR
-
-
[isim]
Tavuksular takımının bir alt takımı
-
[isim]
Tavuksular takımının bir alt takımı
- TAKKESİZ
-
-
[sıfat]
Takkesi olmayan
-
[sıfat]
Takkesi olmayan
- TAYLAMAK
-
-
[nsz]
Kısrak doğurmak
-
[nsz]
Kısrak doğurmak
- TANITICI
-
-
[sıfat]
Tanıtma işini yapan, tanıtan
- "Tanıtıcı yayınlar."
-
[isim]
Piyasaya yeni çıkarılmış ilaç, kitap vb. şeyleri tanıtan kimse, propagandist
-
[sıfat]
Tanıtma işini yapan, tanıtan
- TATLILIK
-
-
[isim]
Tatlı olma durumu
-
Sevimlilik, hoşluk, şirinlik
- "Kaba bir tatlılığı vardı konuşurken." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Tatlı olma durumu
- TAKADDÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Öncelik
- "İşgale takaddüm eden günlerde çevirdikleri fırıldakları..." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Öncelik
- TAHLİLCİ
- ...
- TAŞINMAK
-
-
[nsz]
Taşıma işi yapılmak
-
[-e]
Başka bir yere gitmek, göçmek
- "Evi gezdim pek beğendim, ne yapıp yapıp oraya taşınmalıyız." (Peyami Safa)
-
[-e]
Bir yere sık sık gitmek
- "Bir ay mahkemeye taşındı."
-
[nsz]
Taşıma işi yapılmak
- TAHDİDAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sınırlamalar, kısıntılar
-
[isim]
Sınırlamalar, kısıntılar