Başında ta olan 7 harfli 186 kelime var. Ta ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ta olan kelimeler listesine ya da sonu ta ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ta bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AT, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TARAMAK
-
-
[-i]
Bir şeyin tellerini birbirinden ayırıp karışıklığını gidermek
- "Anası sabaha kadar saçlarını tarıyor, düşünüyor, ürküyordu." (Yahya Kemal)
-
Bir şey veya kimseyi bulmak, denetlemek için türlü yöntemlerden yararlanarak bir yeri sıkı bir biçimde aramak
- "Birdenbire uzun bir ışık, sol tarafımızdaki sırtları taradı." (Halide Edip Adıvar)
-
Bir şeyin içindeki gereksiz maddeleri tarak, tırmık vb. ile ayıklamak, taraklamak
-
Taşın yüzünü dişli çelik kalemle işlemek
-
Makineli tüfek vb. ateşli silahlarla sürekli olarak bir yere ateş etmek
-
[-de]
Kafasından geçirmek, belli belirsiz düşünmek
- "Belleğimde taradığım yazarların yarısına yakını hastalıklı idiler." (Haldun Taner)
-
Derleme ve araştırma yapmak için bir yayını dikkatle gözden geçirmek veya gerekli kelime, cümle ve yazıları tespit etmek
- "Dergileri taramak."
-
Dikkatle bakmak, süzmek
-
Tarayıcı aracılığıyla kâğıt üzerindeki resim, yazı vb. simgeleri bilgisayar ortamına aktarmak
-
[-i]
Bir şeyin tellerini birbirinden ayırıp karışıklığını gidermek
- TABETME
-
-
[isim]
Tabetmek işi
-
[isim]
Tabetmek işi
- TANIŞMA
-
-
[isim]
Tanışmak işi
- "Bu saat, deniz yolculuklarının tatlı ve samimi tanışmalara en müsait olan saatidir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Tanışmak işi
- TAKİPÇİ
-
-
[isim]
Takip eden, izleyen kimse
-
[isim]
Takip eden, izleyen kimse
- TAKİBAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kovuşturma
- "Hakkımda takibat yapılacağından korkmayarak size anlatabilirim." (Burhan Felek)
-
[isim]
Kovuşturma
- TAADDÜT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çoğalma, sayısı artma
-
[isim]
Çoğalma, sayısı artma
- TATLICI
-
-
[isim]
Tatlı yapan veya satan kimse
-
Tatlı satılan yer
-
Tatlıyı seven kimse
-
[isim]
Tatlı yapan veya satan kimse
- TALİMAR
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Baş bodoslamasından omurgaya kadar uzanan, cıvadra donanımına desteklik etmek amacıyla konulan ekleme
-
[isim]
Baş bodoslamasından omurgaya kadar uzanan, cıvadra donanımına desteklik etmek amacıyla konulan ekleme
- TAKINTI
-
-
[isim]
Bir durum ve sorunla ilişkisi olan başka durum veya sorun
- "Uykum kaçınca aklım bir şeye takılır ve o takıntıyı savuşturuncaya kadar gözüme uyku girmez." (Burhan Felek)
-
Bütünlemeye kalınan ders
-
Küçük, önemsiz borç
-
Bir şeye hastalık derecesinde düşkünlük, obsesyon
- "Sözünü ettiğim takıntı bana rahmetli babamdan miras kaldı." (Ahmet Ümit)
-
Bir kimseyle kurulan ilişki
-
[isim]
Bir durum ve sorunla ilişkisi olan başka durum veya sorun
- TAKIRTI
-
-
[isim]
Bir şeyin çıkardığı kuru ve sert ses
- "Yüksek ökçelerin takırtısından evin en üst katının da kımıldadığını duyardık." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Bir şeyin çıkardığı kuru ve sert ses
- TAKLACI
-
-
[isim]
Takla atan kimse
-
[isim]
Takla atan kimse
- TAKILMA
-
-
[isim]
Takılmak işi
- "Kuru gevezeliği aşmayan türden takılmalar ile uzayıp giden komediler..." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Takılmak işi
- TANINIŞ
-
-
[isim]
Tanınma işi veya biçimi
-
[isim]
Tanınma işi veya biçimi
- TARDİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Beş dizelik bentlerden oluşan nazım parçası
-
[isim]
Beş dizelik bentlerden oluşan nazım parçası
- TARAKLI
-
-
[sıfat]
Tarağı olan
- "O, bizim köylülerin cebi ipek mendilli, aynalı, taraklı dışarlıklarından." (Necati Cumalı)
-
Başında tarak bulunan (kuş veya kadın)
-
Yol yol nakışlı
- "Taraklı kumaş."
-
Tarağı geniş olan (ayak)
-
[sıfat]
Tarağı olan
- TAZİMAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yüksek saygı
-
[isim]
Yüksek saygı
- TAHARET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Temizlik, temiz olma
-
Tuvalet ihtiyacınbı giderdikten sonra suyla temizlenme
-
İslam dini inanışlarına uygun olarak yapılan temizlik
-
[isim]
Temizlik, temiz olma
- TAHTACI
-
-
[isim]
Orman işletmelerinin izni doğrultusunda ağaçları işleyen, budayan, doğrayan kişi
-
[isim]
Orman işletmelerinin izni doğrultusunda ağaçları işleyen, budayan, doğrayan kişi
- TAKATLİ
-
-
[sıfat]
Güçlü, dayanıklı
-
[sıfat]
Güçlü, dayanıklı
- TAZELİK
-
-
[isim]
Taze olma durumu, körpelik, taravet
-
Dinç, diri, canlı olma durumu
- "Eskiden söz açılınca yorgun belleğinden şaşılacak kadar tazelikle geçmişe döner, anılarını eksiksiz anlatmaya dalardı." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Taze olma durumu, körpelik, taravet