Başında ta olan 6 harfli 150 kelime var. Ta ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ta olan kelimeler listesine ya da sonu ta ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ta bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AT, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TARSİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sağlamlaştırma
- "Rusya, Fransa, İngiltere ve Avusturya ile o didintiler olmasaydı eserini daha az bir zamanda tarsin ederek halk karşısında da muvaffak olacaktı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Sağlamlaştırma
- TARAMA
-
-
[isim]
Taramak işi
-
Balık yumurtası ile yapılan bir tür meze
-
[sıfat]
Gölgeleri yol yol ve çizgi çizgi olan (resim, harita)
-
[isim]
Taramak işi
- TALKIN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Telkin
-
Ölü gömüldükten sonra mezar başında imamın söylediği dinî sözler, telkin
-
[isim]
Telkin
- TARALI
-
-
[sıfat]
Taranmış
-
[sıfat]
Taranmış
- TARÇIN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Defnegillerden, genellikle Asya'nın güneyinde yetişen ve değişik türleri bulunan bir ağaç (Cinnamomum)
-
Bu ağacın, içinde kokulu bir yağ bulunması dolayısıyla baharat gibi kullanılan kabuğu
- "Sakalının rengi kınaya, kokusu sirkelenmiş tarçına benzer." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Defnegillerden, genellikle Asya'nın güneyinde yetişen ve değişik türleri bulunan bir ağaç (Cinnamomum)
- TAHSİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Parayı alma, toplama
- "İcra yoluyla tahsile gideriz, o sonra parasını geri alır." (Burhan Felek)
- "Önce vergiyi kolay tahsil etmenin vesilesini hazırlasınlar." (Burhan Felek)
- "İyi tahsil görmüş gençlerden bir grup meydana getiririz." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Öğrenim
- "Oğullarının birini tahsil için İstanbul'a göndermiş, ikisini yanında alıkoymuştu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Parayı alma, toplama
- TAHRİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yazma, kitabet, kompozisyon
-
[isim]
Yazma, kitabet, kompozisyon
- TASHİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Düzeltme, düzelti
- "Ancak bir ehemmiyetsiz noktayı tashihe lüzum görüyoruz." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Yüzünü, hâl ve tavırlarını aynadan bakarak tashih etmeye çalışırdı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Düzeltme, düzelti
- TAKSİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Parçalara bölme, bölüştürme
- "Bu antlaşmalar, Osmanlı Devleti'nin taksimini öngörüyordu." (Atilla İlhan)
-
Bölme
-
Klasik Türk müziğinde faslın başında ve ortasında çalgıcının içinden geldiği biçimde yaptığı müzik
- "Davullar çalarken, kemanlar taksim yapıyor, kanunlar derin bir ezgi ile titreşirken bando coşuyor." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Parçalara bölme, bölüştürme
- TARİFE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Fiyat gösteren çizelge
- "Gazino tarifesi."
-
Taşıtların gidiş geliş zamanlarını gösteren çizelge
- "Yıpranır ceplerinde tren tarifeleri." (Behçet Necatigil)
-
İlaç, alet vb. şeylerin nasıl kullanılacağını açıklayan kâğıt, tanıtmalık, prospektüs
- "Bir ilacın tarifesi."
-
[isim]
Fiyat gösteren çizelge
- TARTMA
-
-
[isim]
Tartmak işi
-
Güreşte rakibi kucağa alıp ayağını yerden kesme
-
[isim]
Tartmak işi
- TAFLAN
-
-
[isim]
Gülgillerden, 2-6 m yükseklikte, kışın yapraklarını dökmeyen, çiçekleri salkım durumunda, beyaz veya yeşil olan, süs bitkisi olarak bahçelerde yetiştirilen küçük bir ağaç, karayemiş ağacı, karayemiş (Prunus laurocerasus)
-
[isim]
Gülgillerden, 2-6 m yükseklikte, kışın yapraklarını dökmeyen, çiçekleri salkım durumunda, beyaz veya yeşil olan, süs bitkisi olarak bahçelerde yetiştirilen küçük bir ağaç, karayemiş ağacı, karayemiş (Prunus laurocerasus)
- TAŞLIK
-
-
Taşı bol, taşlı (yer)
- "Atları erlerden birine bıraktılar, inişli yokuşlu taşlık bir keçi yolundan yürüdüler." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Taşla döşenmiş avlu, sofa, merdiven altı vb
- "Sokak kapısı vuruldu. Taşlıkta kadın sesleri duyuldu." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Kuş vb. hayvanların sindirim kanalları üzerinde bulunan kaslı, öğütücü mide, katı (II), konsa
-
Taşı bol, taşlı (yer)
- TAŞOVA
- ...
- TAVSIZ
-
-
[sıfat]
Tavlanmamış, tav verilmemiş
-
[sıfat]
Tavlanmamış, tav verilmemiş
- TATMİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İstenen bir şeyin gerçekleşmesini sağlama, gönül doygunluğuna erme, doyum
-
Cinsel isteklerini giderme
-
Doygunluk
- "Yalan söyleme ihtiyacını tatmin etmiş hâlde sustu." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
İstenen bir şeyin gerçekleşmesini sağlama, gönül doygunluğuna erme, doyum
- TAZICI
-
-
[isim]
Tazı yetiştiren veya satan kimse
-
[isim]
Tazı yetiştiren veya satan kimse
- TAKDİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kutsal sayma, kutsama
- "Kemerlerindeki kurşunların her birisini ayrı ayrı takdis ettim." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Kutsal sayma, kutsama
- TAVSİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Nitelendirme, niteliklerini söyleme
-
[isim]
Nitelendirme, niteliklerini söyleme
- TAHİNİ
- ...