Başında ta olan 6 harfli 150 kelime var. Ta ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ta olan kelimeler listesine ya da sonu ta ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ta bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AT, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TAYVAN
- ...
- TANDEM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İki kişilik bisiklet
-
İki kişilik yamaç paraşütüyle yapılan uçuş
-
Futbolda savunmanın gerisinde görev yapan oyuncunun arkasındaki tek kişi
-
Kürek sporunda ikişer kürek kullanılarak yapılan tekne yarışı kategorisi
-
[isim]
İki kişilik bisiklet
- TASLAK
-
-
[isim]
Bir şeyi, bir sanat veya edebiyat eserini ana çizgileriyle, türlü bölümleriyle belirten ön çalışma, eskiz
- "Evet diye devam ettim, hikâyen henüz taslak hâlinde." (Refik Halit Karay)
-
Usta olmadığı hâlde kendini ustaymış gibi göstermeye çalışan kimse
-
[isim]
Bir şeyi, bir sanat veya edebiyat eserini ana çizgileriyle, türlü bölümleriyle belirten ön çalışma, eskiz
- TAZMİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zararı ödeme
-
[isim]
Zararı ödeme
- TASDİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Doğrulama
- "Bütün kadınlar da bu iki şahidi tasdik ettiler." (Aka Gündüz)
-
Onay, onaylama
-
[isim]
Doğrulama
- TATMAK
-
-
[-i]
Dil yardımıyla bir şeyin tadının nasıl olduğunu anlamak
- "Ben de tadabilir miyim? Çok merak ediyorum." (Tarık Buğra)
-
Bir şeyden az miktarda yemek veya içmek
- "O meşhur beyaz şaraplarını tattık." (Haldun Taner)
-
Bir duruma uğramış olmak
- "Yaşamın her acısını tatmış."
-
Duymak, hissetmek
-
[-i]
Dil yardımıyla bir şeyin tadının nasıl olduğunu anlamak
- TAPULU
-
-
[sıfat]
Tapusu olan
- "Tapulu tarla."
-
Emri altında, mülkiyetinde
- "Babasının tapulu şoförüymüşüm, peşin para vermiş gibi çıkıştı." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Tapusu olan
- TAKILI
-
-
[sıfat]
Takılmış, tutturulmuş, asılmış
- "Bütün dava şimdi Trakya'daki bu sınırlama keyfiyetine takılı kalmıştı." (Ali Naci Karacan)
-
[sıfat]
Takılmış, tutturulmuş, asılmış
- TALKIM
-
-
[isim]
Ana sapın bir çiçekle sonuçlandığı, büyümeyi yan sapların sürdürdüğü bir tür uzama biçimi
-
[isim]
Ana sapın bir çiçekle sonuçlandığı, büyümeyi yan sapların sürdürdüğü bir tür uzama biçimi
- TAHRİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyin aslını bozma, kalem oynatma, değiştirme
- "Ben sözleri tahrif ederek tercüme ettim." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Bir şeyin aslını bozma, kalem oynatma, değiştirme
- TARTIŞ
-
-
[isim]
Tartma işi veya biçimi
-
[isim]
Tartma işi veya biçimi
- TAŞSIZ
-
-
[sıfat]
Taşı olmayan
-
[sıfat]
Taşı olmayan
- TAFLAN
-
-
[isim]
Gülgillerden, 2-6 m yükseklikte, kışın yapraklarını dökmeyen, çiçekleri salkım durumunda, beyaz veya yeşil olan, süs bitkisi olarak bahçelerde yetiştirilen küçük bir ağaç, karayemiş ağacı, karayemiş (Prunus laurocerasus)
-
[isim]
Gülgillerden, 2-6 m yükseklikte, kışın yapraklarını dökmeyen, çiçekleri salkım durumunda, beyaz veya yeşil olan, süs bitkisi olarak bahçelerde yetiştirilen küçük bir ağaç, karayemiş ağacı, karayemiş (Prunus laurocerasus)
- TAHRİŞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tırmalanma, tırmalama
-
Yakarak kaşındırma
-
[isim]
Tırmalanma, tırmalama
- TAMPON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir deliği kapamaya yarayan, herhangi bir maddeden yapılmış büyük tıkaç
-
Bir darbenin şiddetini azaltmaya yarayan, içi yumuşak maddeyle dolu şey
-
Çarpışmaların etkisini azaltmak için vagonların, otomobillerin ön ve arkalarında bulunan donanım
-
Kanı silmek, durdurmak için kullanılan gazlı bez yumağı veya sterilize edilmiş pamuklu özel parça
-
Bir darbenin, çatışmanın şiddetini azaltan etken
-
[isim]
Bir deliği kapamaya yarayan, herhangi bir maddeden yapılmış büyük tıkaç
- TAMBUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Klasik Türk müziğinin başlıca çalgılarından biri olan, yay veya mızrapla çalınan, uzun saplı, telli çalgı
- "... eczacı İhsan Bey'in tamburundan ağır tınlamalı birtakım sesler geliyordu." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Klasik Türk müziğinin başlıca çalgılarından biri olan, yay veya mızrapla çalınan, uzun saplı, telli çalgı
- TAMLIK
-
-
[isim]
Eksik olmama durumu
-
Olgunluk
- "... binbir çeşit meziyet, fazilet, tamlık ve kemal..." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Eksik olmama durumu
- TARALI
-
-
[sıfat]
Taranmış
-
[sıfat]
Taranmış
- TAHLİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çözümleme
- "Duyduklarımı tahlil etmek lazımsa sevinç, keder gibi hisler değildi." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Kalabalığı kısa ve kuş bakışı bir tahlilden geçirelim." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Çözümleme
- TAVSİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Nitelendirme, niteliklerini söyleme
-
[isim]
Nitelendirme, niteliklerini söyleme