Başında ta olan 5 harfli 122 kelime var. Ta ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ta olan kelimeler listesine ya da sonu ta ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında ta bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AT, TA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

TAKSİ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Belli bir ücret karşılığı yolcu taşıyan, taksimetresi olan otomobil
    • "Taksi bir karışıklığın çıktığını görünce hemen gazlayıp uzaklaştı." (Çetin Altan)
    • "İbrahim caddeye çıkar çıkmaz bir taksi çevirdi." (Atilla İlhan)

TAHTA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Düz, enlice, uzun ve az kalın biçilmiş ağaç
    • "Çam tahtası. Gürgen tahtası."
  2. [sıfat] Bu ağaçtan yapılmış
    • "Bilet toplanan tahta parmaklıktan geçtik." (Ömer Seyfettin)
  3. Bu malzemeden oluşmuş yüzey, döşeme
    • "Yeni silinmiş tahtalar birkaç saniye içinde berbat oldu." (Reşat Nuri Güntekin)
  4. Sebze bahçelerinde ayrılan küçük yer
  5. Kara tahta

TAKVA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Allah'tan korkma
  2. Dinin yasak ettiği şeylerden sakınıp buyurduklarını yerine getirme, züht

TAALA
...
TANİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tınlama

TARİF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tanım
    • "Bu toplantıdan nasıl bir gönül bulantısıyla çıktığımı tarif edemem." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Bir işin yapılış yöntemini açıklama ve belirtme
  3. Bir şeyin bulunduğu yeri, çevre ile ilgisini belirterek açıklama

TANEN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Birçok bitkisel maddede bulunan, deri tabaklamada, hekimlikte kullanılan, tadı buruk bir madde

TAKAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir şeyi yapabilme, başarabilme gücü, güç, hâl, derman, kuvvet
    • "Hareket edebilecek ne vasıtamız ne takatimiz vardı." (Aka Gündüz)
    • "Sonra, artık takati kesilmiş gibi kendini bıraktı." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Günahlarımızın icmaline gelince ben tutamam, takatim yetmez." (Atilla İlhan)

TAVIR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Durum, davranış, vaziyet, hâl
    • "Dalgın, düşünceli bir tavırla işini görmeye devam etti." (Necati Cumalı)
    • "Bilgin değilim. Onun için yazılarımda da bilgince tavır takınmaktan çekinirim." (Orhan Veli Kanık)
    • "Parçasını söylerken aldığı tavır, insanı gülmekten katıltacak kadar komik." (Refik Halit Karay)
  2. Büyüklenme
    • "Bu adamın tavrı hiç çekilmez."

TALİP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] İsteyen, istekli
    • "Keşke bilmeksizin, tesadüfen, İsmail'in almak istediği bu kıza talip çıkmış bir adam vaziyetinde kalsaydım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. [isim] Genellikle evlenmek isteyen ve bu isteğini evleneceği kimseye bildiren erkek
    • "O taşralı müteahhidin ona talip olmasıyla bütün bu tasavvurlar bir anda yıkılıvermişti." (Haldun Taner)

TASNİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yapma, suni
  2. Düzme, uydurma, yakıştırma
  3. Yapıntı

TALAN

  1. [isim] Dağıtma
    • "Her uğradığı yerde çarşılar talandan geçer." (Falih Rıfkı Atay)

TABLA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Satıcı vb.nin kullandığı tahtadan tepsi
    • "Bir hurmacının tablasında üstlerine vuran güneş ışığıyla parıldayan hurmalara imrenmiş." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. [sıfat] Bir tepsinin aldığı miktarda olan
    • "Bir tabla balık döküldü."
  3. Soba, mangal vb. şeylerin altına konulan metalden veya tahtadan yapılan tepsiye benzer altlık
  4. Bir şeyin düz ve geniş bölümü
    • "Hokka takımı tablası. Çadır direği tablası."
  5. Küllük
    • "Tablada ruj izli sigara artıkları var." (Refik Halit Karay)
  6. Ağaçtan veya ağaç ürünlerinden hazırlanmış, büyük yüzeyli düzgün parça
  7. Genellikle Hindistan, Pakistan'da kullanılan, darbukaya benzer bir tür çalgı
  8. Makaraların yüzlerini oluşturan dış bölümleri

TALİH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Şans
    • "Bir talih eseri olarak ondan gelen cevap benim kendi bulduklarımı tuttu." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Her devirde talihi yaver gitmiş birisiydi." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Bir gelinden ziyade, zalim bir nezri yerine getirmek için talihin kucağına atılmış bir kurbana benziyordu." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
    • "Talihimize küseriz ama millî menfaat prensiplerinin bizim yüzümüzden kötülenmesini istemeyiz." (Falih Rıfkı Atay)

TALAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Evliliğin sona ermesi, erkeğin karısını boşaması

TAKIK
...
TAŞÇI

  1. [isim] Taş yontan, satan veya taş ocağından taş çıkaran kimse

TATAR

  1. [isim] Postayı süren kimse

TANIM

  1. [isim] Bir kavramın niteliklerini eksiksiz olarak belirtme veya açıklama, tarif

TARTI

  1. [isim] Ağırlık
    • "Bunun tartısı belli değil."
  2. Tartma aleti, çeki
  3. Oran, ölçü, karar
  4. Yelkenleri indirip kaldırmaya yarayan ip

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü