Başında ta olan 4 harfli 31 kelime var. Ta ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ta olan kelimeler listesine ya da sonu ta ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ta bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AT, TA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TAVA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yağ kızdırma, yiyecek kızartma vb. işlere yarayan, uzun saplı yayvan kap
-
Bu kapta pişmiş yemek
- "Balık tavası. Ciğer tavası."
-
Maden eritilen saplı pota
- "Kurşun tavası."
-
Kireç karıştırılan tekne
-
Deniz veya göllerde suların geri çekilmesiyle kuruyan bölüm
-
Gemilerde borda iskelesinin alt başındaki sahanlık
-
Fide yetiştirmek için ayrılmış toprak bölümü
-
[isim]
Yağ kızdırma, yiyecek kızartma vb. işlere yarayan, uzun saplı yayvan kap
- TABİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bağımlı
- "Sanki bütün kamara, bütün halk, onlara tabi, onlara mahkûmdu." (Peyami Safa)
- "Kooperatifler, devletin her türlü kontrol ve denetimine tabi olup siyasetle uğraşmaz..." (Anayasa)
-
[sıfat]
Bağımlı
- TALİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
İkinci derecede olan, ikincil
-
[sıfat]
İkinci derecede olan, ikincil
- TAHT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Hükümdarların oturduğu büyük, süslü koltuk
- "Mozaikten tapınaklar yapar, tunçtan kaleler, fil dişinden tahtlar kurarmışsın." (Refik Halit Karay)
- "Sultan Süleyman tahta çıkar çıkmaz, babası namına inşa ettirdiği cami 1522'de bitmiş ve halka açılmıştır." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Hükümdarlık makamı, hükümdarlık
-
[isim]
Hükümdarların oturduğu büyük, süslü koltuk
- TABL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Davul
-
[isim]
Davul
- TANE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Herhangi bir sayıda olan, adet
-
Bazı bitkilerin tohumu
- "Bu küllerin içinde, kavrulmuş buğday taneleri ... görüyorum." (Memduh Şevket Esendal)
-
Çekirdekli küçük meyve
- "Üzüm tanesi. Nar tanesi."
-
[isim]
Herhangi bir sayıda olan, adet
- TARH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çıkarma
-
Vergi koyma
-
Bahçelerde çiçek dikmeye ayrılmış yer
- "Çiçek tarhları üzerinde küçük sinek kümeleri görünüyor, birden kayboluyorlardı." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Çıkarma
- TAZI
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Genellikle tavşan avında kullanılan, uzun bacaklı, çekik karınlı, çok çevik bir köpek türü (Canis familiaris grajus hibernicus)
- "Tazının burnu iki kilometre ötedeki bıldırcın kokusunu duyabilir." (Haldun Taner)
-
[isim]
Genellikle tavşan avında kullanılan, uzun bacaklı, çekik karınlı, çok çevik bir köpek türü (Canis familiaris grajus hibernicus)
- TAAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Allah'ın buyruklarını yerine getirme, ibadet etme
-
[isim]
Allah'ın buyruklarını yerine getirme, ibadet etme
- TAPU
-
-
[isim]
Bir taşınmazın üstündeki mülkiyet hakkını gösteren belge
-
Tapu işlerinin yürütüldüğü kuruluş
-
[isim]
Bir taşınmazın üstündeki mülkiyet hakkını gösteren belge
- TAKT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yerinde konuşma veya davranma
-
[isim]
Yerinde konuşma veya davranma
- TAPI
-
-
[isim]
Tanrı
- "Karacaoğlan der ki taptığım tapı / Yıkılmaz Tanrı'nın yaptığı yapı" (Karacaoğlan)
-
[isim]
Tanrı
- TAAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yemek, yiyecek
- "Yemekte salçalı bir taam vardı." (Burhan Felek)
-
[isim]
Yemek, yiyecek
- TAYA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Dadı
-
[isim]
Dadı
- TAPİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Pokerde kâğıtlar dağıtılmadan önce oyunculardan birinin fiş veya parasını ortaya sürdükten sonra önünde fişi veya parası kalmadığını belirtmek için söylediği söz
-
[isim]
Pokerde kâğıtlar dağıtılmadan önce oyunculardan birinin fiş veya parasını ortaya sürdükten sonra önünde fişi veya parası kalmadığını belirtmek için söylediği söz
- TANK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Zırhlı ve silahlı, tekerlekleri paletli, motorlu savaş taşıtı
-
Su, yakıt vb. sıvıları depolamaya yarayan araç
- "Akaryakıt tankı."
-
[isim]
Zırhlı ve silahlı, tekerlekleri paletli, motorlu savaş taşıtı
- TAKA
-
-
[isim]
Doğu Karadeniz bölgesine özgü yelkenli bir tür kıyı teknesi
- "Taka ile deniz yolculuğunun nasıl geçtiğini anlatmayacağım." (Ercüment Ekrem Talu)
-
Bozuk, zor çalışan veya eski kara taşıtları için kulanılan bir söz
-
[isim]
Doğu Karadeniz bölgesine özgü yelkenli bir tür kıyı teknesi
- TAPA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Şişe gibi dar delikleri tıkamaya yarayan mantar, cam, tahta veya plastikten tıkaç, tıpa
-
Top mermisinin ucuna takılan ve mermi atıldıktan sonra patlamasını sağlayan ayarlı başlık
-
[isim]
Şişe gibi dar delikleri tıkamaya yarayan mantar, cam, tahta veya plastikten tıkaç, tıpa
- TARZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Özel oluş veya davranış biçimi, üslup, stil, janr
- "Şimdi beni meraka düşürmek suretiyle yine aynı zevki başka tarzda çıkarmakla meşgul..." (Refik Halit Karay)
-
Bir kimse için özel anlatım biçimi
- "Bu tarzda konuşmak doğru olmaz." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Güzel sanatlarda üslup, stil
- "Gotik tarzda bir yapı. Nedim tarzında bir gazel."
-
[isim]
Özel oluş veya davranış biçimi, üslup, stil, janr
- TABA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kuru tütün yaprağını andıran kızılımsı kahverengi
-
[sıfat]
Bu renkte olan
-
[isim]
Kuru tütün yaprağını andıran kızılımsı kahverengi