Başında sırt olan 19 kelime var. Sırt ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde sırt olan kelimeler listesine ya da sonu sırt ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında sırt bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
SIRTLAYABİLMEK
SIRTLANGİLLER, SIRTLAYABİLME
SIRTLANMAK
SIRTARMAK, SIRTÇILIK, SIRTIKARA, SIRTLAMAK, SIRTLANMA, SIRTLAYIŞ
SIRTARIŞ, SIRTARMA, SIRTLAMA, SIRTÜSTÜ
SIRTLAN, SIRTLIK
SIRTAR, SIRTÇI
SIRT
I R S T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
SIRT
3 Harfli Kelimeler
SIR, TIR, TIS
2 Harfli Kelimeler
IR, IS
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SIRTLAYABİLMEK
- ...
- SIRTLANGİLLER
-
-
[isim]
Omurgalı hayvanlardan memeliler sınıfına giren birçok türü içine alan etçil hayvanlar familyası
-
[isim]
Omurgalı hayvanlardan memeliler sınıfına giren birçok türü içine alan etçil hayvanlar familyası
- SIRTLAYABİLME
- ...
- SIRTLANMAK
- ...
- SIRTLANMA
- ...
- SIRTLAYIŞ
- ...
- SIRTARMAK
-
-
[nsz]
Sırıtmak
-
Açıkta kalarak görünmek
-
Karşı koymaya hazırlanmak
-
[nsz]
Sırıtmak
- SIRTLAMAK
-
-
[-i]
Sırtına alıp yüklenmek
- "O gece yarısı yatağı benimki sırtladı, ben çocuğu sardım, sarmaladım." (Halide Edip Adıvar)
-
Birinin, bir şeyin sorumluluğunu, yükünü veya geçimini üzerine almak
- "Gazete satan Babuş daracık omuzlarıyla bir aileyi sırtlayacak." (Peyami Safa)
-
[-i]
Sırtına alıp yüklenmek
- SIRTIKARA
-
-
[isim]
Lüferin bir türü
-
[isim]
Lüferin bir türü
- SIRTÇILIK
-
-
[isim]
Hamallık
-
[isim]
Hamallık
- SIRTARIŞ
- ...
- SIRTLAMA
-
-
[isim]
Sırtlamak işi
-
[isim]
Sırtlamak işi
- SIRTARMA
-
-
[isim]
Sırtarmak işi
-
[isim]
Sırtarmak işi
- SIRTÜSTÜ
-
-
[zarf]
Sırtı yerde olmak üzere
- "İkide bir kendini sırtüstü saman dalgalarının içine atarak yüzme taklidi yapıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Sırtüstü yatıp gözlerinizi kara bir bezle bağlayın." (Haldun Taner)
-
[zarf]
Sırtı yerde olmak üzere
- SIRTLIK
-
-
[isim]
Sırt dayayacak yer
-
[isim]
Sırt dayayacak yer
- SIRTLAN
-
-
[isim]
Sırtlangillerden, genellikle leşle beslenen, etçil, postu benekli bir hayvan, yeleli kurt (Hyaena)
-
[isim]
Sırtlangillerden, genellikle leşle beslenen, etçil, postu benekli bir hayvan, yeleli kurt (Hyaena)
- SIRTAR
-
-
[isim]
Kelergillerden bir balık türü
-
[isim]
Kelergillerden bir balık türü
- SIRTÇI
-
-
[isim]
Hamal
-
[isim]
Hamal
- SIRT
-
-
[isim]
Omurgalı veya omurgasız hayvanlarda boyundan kuyruk sokumuna kadar uzanan üst bölüm
- "Arabacı katırın sırtına binmiş." (Falih Rıfkı Atay)
- "Anladım ki hayat savaşının birinci büyük dönümünde Ayşe'nin sırtı yere gelmişti." (Halide Edip Adıvar)
- "Pardösüyü sırtıma geçirdim." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Çelişki içinde konuşur ve sırtında yumurta küfesi olmadığından dün ak dediğine bugün rahatlıkla kara diyebilir." (Haldun Taner)
-
İnsanlarda boyundan bele kadar uzanan üst bölüm, göğüs karşıtı
- "Batı âlemi Türkiye'den vazgeçemez, bizi yalnız bırakamaz, askerî ihtiyaçlarımıza sırt çeviremez..." (Talât Halman)
- "Sırtına bir şey almadan sokağa fırladı."
-
Kesici araçların kesmeyen kenarı
- "Bıçağın sırtı."
-
Dağların veya tepelerin üst bölümü
- "Beşiktaş sırtları pırıl pırıl, aradaki boğaz parçası masmaviydi." (Orhan Veli Kanık)
-
İnsanın üstü
- "Ona ikinci rastlayışımda sırtında bir pardösü vardı." (Haldun Taner)
-
Bir şeyin üstü, üst bölümü
-
Dikilmiş veya ciltlenmiş kitaplarda dikişin bulunduğu bölüm
-
[isim]
Omurgalı veya omurgasız hayvanlarda boyundan kuyruk sokumuna kadar uzanan üst bölüm