Başında olan 5 harfli 40 kelime var. Sı ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde sı olan kelimeler listesine ya da sonu sı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında sı bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

I S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

IS

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

SINMA

  1. [isim] Sınmak işi veya durumu

SIRIM

  1. [isim] Bazı işlerde sicim yerine kullanılan, sicim kalınlığında, ince ve uzun, esnek deri parçası
    • "Şimdi, altmışını geçmiş olmasına rağmen, sırım gibi bir vücudu vardı." (Reşat Nuri Güntekin)

SIKÇA

  1. [zarf] Oldukça sık

SITMA

  1. [isim] Anofel türü sivrisineğin sokmasıyla insandan insana bulaşan, titreme, ateş ve ter nöbetleriyle kendini gösteren bir hastalık, malarya
    • "Sıtma, bir on beş gün içinde beni, çocuğa döndürmüştü." (Sait Faik Abasıyanık)

SINAV

  1. [isim] Öğrencilerin veya bir işe girmek isteyenlerin bilgi derecesini anlamak için yapılan yoklama, imtihan, test
  2. Direnme, dayanışma, güç gerektiren, sonuçta bir deneyim kazandıran zor durum
    • "Evliliğin ilk yılları bir sınavdır."

SIMAK

  1. [-i] Kırmak, bozmak
  2. Yenmek, mağlup etmek

SIYGI

  1. [isim] Hacim
    • "Sayacağım adlar, vereceğim örnekler birkaç makale sıygısını doldurur, aşar, taşar bile..." (Refik Halit Karay)

SINIR

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] İki komşu devletin topraklarını birbirinden ayıran çizgi, hudut
    • "1920 baharı muhteşem bir mart sabahında Sultan Dağları'nın sınır çizdiği Batı Anadolu'ya kan ve barut kokularıyla geliverdi." (Tarık Buğra)
  2. Komşu il, ilçe, köy veya kişilerin topraklarını birbirinden ayıran çizgi
  3. Bir şeyin yayılabileceği veya genişleyebileceği son çizgi, uç
    • "Bataklığın sınırı. Ormanın sınırı."
  4. Bir şeyin nicelik bakımından inebileceği veya çıkabileceği en alt ve en üst sınır, limit
  5. Değişken bir büyüklüğün istenildiği kadar yaklaşabildiği durağan büyüklük, limit
  6. Uç, son

SIZMA

  1. [isim] Sızmak işi
  2. Kapı, pencere aralıklarından oda havasının değişmesi
  3. [sıfat] Sızdırılmış
    • "Sızma zeytinyağı."

SIRMA

  1. [isim] Altın yaldızlı veya yaldızsız ince gümüş tel
    • "Açık gri etrafı iki parmak kalınlığında sarı sırma işlemeli, gayet zarif bir kumaş." (Refik Halit Karay)
  2. [sıfat] Bu telden yapılmış veya bu tel gibi olan
    • "Altın yaldızlı ve siyah çiçekli aynalar duvarlara sırma kordonlarla asılıdır." (Salâh Birsel)
  3. Rütbe gösteren şerit

SIĞMA

  1. [isim] Sığmak işi veya durumu
    • "Sokağa bıraktıkları otomobile altı kişi sığmaya çalıştılar." (Peyami Safa)

SIFAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir kimsenin görev, ödev, toplumsal veya hukuki bakımdan yeri ve özelliği
    • "Başvezir sıfatıyla hükûmet işlerini idare eder." (Refik Halit Karay)
  2. Bir adı, nitelik, nicelik, yer, sıra vb. bakımından niteleyen, belirten kelime, ön ad
    • "Beyaz (ev), güzel (çocuk), beş (gün), bu (kitap) gibi."
  3. Yüz, kılık ve dış görünüş
    • "Takındığı bu sıfatı boynundaki kravattan fazla mühimsediği yoktu." (Falih Rıfkı Atay)

SIZAK

  1. [isim] Dağ sırtlarında, taş aralarından sızan su, küçük pınar

SIKMA

  1. [isim] Sıkmak işi
  2. Bir tür pantolon veya şalvar
  3. Bayat ekmeğin su ile ıslatılıp sıkılmasıyla elde edilen malzemeyi un, tuz ve suyla yoğurup hamur durumuna getirdikten sonra arasına kavrulmuş soğan, peynir konularak pişirilen bir yemek
  4. [sıfat] Sıkılmaya, suyu alınmaya elverişli (portakal)
  5. Dar bir tür kadın yeleği

SIRÇA

  1. [isim] Cam
    • "Mermere düşen sırça gibi tuz buz oldu." (Aka Gündüz)
  2. [sıfat] Camdan yapılmış
    • "Kadınlar kollarında birçok sırça bilezikler taşırlardı." (Yahya Kemal Beyatlı)

SIĞLA

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Günlük ağacı

SIÇMA

  1. [isim] Sıçmak işi

SIÇAN

  1. [isim] Sıçangillerden, fareden iri, zararlı birçok türü bulunan kemirgen, memeli hayvan (Rattus)
    • "Bir zamanlar hazinemiz tamtakırdı, sıçan düşse başı yarılırdı." (Talât Halman)
  2. Küçük yaştaki hırsız

SIVIK

  1. [sıfat] Yumuşak kıvamlı, suyu fazla
    • "Sıvık hamur."

SIRLI

  1. [sıfat] Sır (I) sürülmüş, sırı (I) olan
    • "Toprak olanları dahi pek zevkle yapılmış olup ekserisi cam gibi sırlıdır." (Falih Rıfkı Atay)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü