Başında sı olan 5 harfli 40 kelime var. Sı ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde sı olan kelimeler listesine ya da sonu sı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında sı bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
I S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
IS
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SIKÇA
-
-
[zarf]
Oldukça sık
-
[zarf]
Oldukça sık
- SIRIM
-
-
[isim]
Bazı işlerde sicim yerine kullanılan, sicim kalınlığında, ince ve uzun, esnek deri parçası
- "Şimdi, altmışını geçmiş olmasına rağmen, sırım gibi bir vücudu vardı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Bazı işlerde sicim yerine kullanılan, sicim kalınlığında, ince ve uzun, esnek deri parçası
- SINIK
-
-
[sıfat]
Kırık, çıkık
-
Yenilmiş, bozguna uğramış
-
[sıfat]
Kırık, çıkık
- SIYGI
-
-
[isim]
Hacim
- "Sayacağım adlar, vereceğim örnekler birkaç makale sıygısını doldurur, aşar, taşar bile..." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Hacim
- SIZIŞ
-
-
[isim]
Sızma işi veya biçimi
-
[isim]
Sızma işi veya biçimi
- SIRMA
-
-
[isim]
Altın yaldızlı veya yaldızsız ince gümüş tel
- "Açık gri etrafı iki parmak kalınlığında sarı sırma işlemeli, gayet zarif bir kumaş." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Bu telden yapılmış veya bu tel gibi olan
- "Altın yaldızlı ve siyah çiçekli aynalar duvarlara sırma kordonlarla asılıdır." (Salâh Birsel)
-
Rütbe gösteren şerit
-
[isim]
Altın yaldızlı veya yaldızsız ince gümüş tel
- SIÇAN
-
-
[isim]
Sıçangillerden, fareden iri, zararlı birçok türü bulunan kemirgen, memeli hayvan (Rattus)
- "Bir zamanlar hazinemiz tamtakırdı, sıçan düşse başı yarılırdı." (Talât Halman)
-
Küçük yaştaki hırsız
-
[isim]
Sıçangillerden, fareden iri, zararlı birçok türü bulunan kemirgen, memeli hayvan (Rattus)
- SIĞAÇ
- ...
- SIZAK
-
-
[isim]
Dağ sırtlarında, taş aralarından sızan su, küçük pınar
-
[isim]
Dağ sırtlarında, taş aralarından sızan su, küçük pınar
- SITMA
-
-
[isim]
Anofel türü sivrisineğin sokmasıyla insandan insana bulaşan, titreme, ateş ve ter nöbetleriyle kendini gösteren bir hastalık, malarya
- "Sıtma, bir on beş gün içinde beni, çocuğa döndürmüştü." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Anofel türü sivrisineğin sokmasıyla insandan insana bulaşan, titreme, ateş ve ter nöbetleriyle kendini gösteren bir hastalık, malarya
- SIMAK
-
-
[-i]
Kırmak, bozmak
-
Yenmek, mağlup etmek
-
[-i]
Kırmak, bozmak
- SINAİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Sanayi ile ilgili
-
[sıfat]
Sanayi ile ilgili
- SIKIM
-
-
[isim]
Sıkma işi
-
Kapalı elin alabildiği miktar
-
Bir defada sıkılan miktar
-
Ateşli silahlarda bir atış için yeterli olan miktar
-
[isim]
Sıkma işi
- SIĞIN
-
-
[isim]
Alageyik
-
[isim]
Alageyik
- SIFIR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kendi başına değeri olmayan, ondalık sayı sisteminde sağına geldiği rakamı on kere büyüten işaret (0)
- "Zannedersem kocamın ziyaretçileri de sıfıra indi." (Ömer Seyfettin)
- "Sıfırdan başladım, lisede kitabım, tıbbiyede beyaz gömleğim yoktu, bu ev, Ihlamur'daki klinik, altımdaki araba, hepsini ben yaptım." (Atilla İlhan)
- "Sonra ulusal sporumuzda hızla geriledik, çok geçmeden sıfırı tükettik." (Talât Halman)
-
Hiçbir değeri olmayan şey
-
[sıfat]
Olmayan, bulunmayan
- "Sıfır makyaj."
-
[sıfat]
Kötü, başarısız, verimsiz
- "Sorma, su içsem kilo alıyorum, bütün rejimleri denedim, netice sıfır." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Yeni, kullanılmamış
-
[isim]
Kendi başına değeri olmayan, ondalık sayı sisteminde sağına geldiği rakamı on kere büyüten işaret (0)
- SINMA
-
-
[isim]
Sınmak işi veya durumu
-
[isim]
Sınmak işi veya durumu
- SIRÇA
-
-
[isim]
Cam
- "Mermere düşen sırça gibi tuz buz oldu." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Camdan yapılmış
- "Kadınlar kollarında birçok sırça bilezikler taşırlardı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Cam
- SINDI
-
-
[isim]
Makas
-
[isim]
Makas
- SINAV
-
-
[isim]
Öğrencilerin veya bir işe girmek isteyenlerin bilgi derecesini anlamak için yapılan yoklama, imtihan, test
-
Direnme, dayanışma, güç gerektiren, sonuçta bir deneyim kazandıran zor durum
- "Evliliğin ilk yılları bir sınavdır."
-
[isim]
Öğrencilerin veya bir işe girmek isteyenlerin bilgi derecesini anlamak için yapılan yoklama, imtihan, test
- SIVAT
- ...