Başında sof olan 24 kelime var. Sof ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde sof olan kelimeler listesine ya da sonu sof ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında sof bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
SOFTALAŞMAK
SOFTALAŞMA
SOFİSTİKE, SOFİSTLİK
SOFİSTİK, SOFİYANE, SOFRALIK, SOFTALIK
SOFİLİK, SOFİYAN, SOFRACI, SOFTACA, SOFULUK
SOFİST, SOFİZM, SOFORA, SOFUCA
SOFRA, SOFTA, SOFYA
SOFA, SOFİ, SOFU
SOF
F O S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
FOS, SOF
2 Harfli Kelimeler
OF
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SOFTALAŞMAK
-
-
[nsz]
Bir görüşe, bir inanışa körü körüne bağlanmak, softa durumuna gelmek
-
[nsz]
Bir görüşe, bir inanışa körü körüne bağlanmak, softa durumuna gelmek
- SOFTALAŞMA
-
-
[isim]
Softalaşmak işi
-
[isim]
Softalaşmak işi
- SOFİSTLİK
-
-
[isim]
Sofist olma durumu
-
[isim]
Sofist olma durumu
- SOFİSTİKE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Aşırı ölçüde yapmacıklı davranan (kimse)
-
Aşırı karmaşık olan (durum)
-
[sıfat]
Aşırı ölçüde yapmacıklı davranan (kimse)
- SOFİYANE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Tasavvufla ilgili veya mutasavvıflara yakışır biçimde olan
-
[sıfat]
Tasavvufla ilgili veya mutasavvıflara yakışır biçimde olan
- SOFİSTİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Sofistlere özgü
-
Safsatalı, yanıltmalı
-
[sıfat]
Sofistlere özgü
- SOFTALIK
-
-
[isim]
Softa olma durumu
-
[isim]
Softa olma durumu
- SOFRALIK
-
-
[sıfat]
Sofrada yemeye yarayan
- "Sofralık üzüm. Sofralık zeytin."
-
[sıfat]
Sofrada yemeye yarayan
- SOFİLİK
-
-
[isim]
Sofi olma durumu
-
[isim]
Sofi olma durumu
- SOFİYAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sofiler
-
[isim]
Sofiler
- SOFRACI
-
-
[isim]
Saraylarda sofrayı kurma, kaldırma, yemeği dağıtma vb. işlerle görevlendirilmiş kimse
- "Çatlasan sofracı Rum'dan karı olmaz adama." (Mehmet Akif Ersoy)
-
[isim]
Saraylarda sofrayı kurma, kaldırma, yemeği dağıtma vb. işlerle görevlendirilmiş kimse
- SOFULUK
-
-
[isim]
Sofu olma durumu
- "Gerek baba gerek de ana tarafından sofuluk göreneğine vâris olamadım." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Sofuca davranma
- "Almanlar İstanbul'a gelince sofuluk taslıyorlar." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Sofu olma durumu
- SOFTACA
-
-
[zarf]
Softaya yaraşır bir biçimde
-
[zarf]
Softaya yaraşır bir biçimde
- SOFİZM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bilgicilik
-
[isim]
Bilgicilik
- SOFORA
-
-
[isim]
Çin kökenli olup Kore yarımadasında yetişen, 15-20 m boy atabilen, 1 m eninde gövdeye ulaşabilen, dalları uzun, hafif kıvrık ve koyu yeşil renkte olan bir tür ağaç (Sophora japonica)
-
[isim]
Çin kökenli olup Kore yarımadasında yetişen, 15-20 m boy atabilen, 1 m eninde gövdeye ulaşabilen, dalları uzun, hafif kıvrık ve koyu yeşil renkte olan bir tür ağaç (Sophora japonica)
- SOFUCA
-
-
Sofuya yaraşır biçimde
-
Sofuya yaraşır biçimde
- SOFİST
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sofizmden yana olan kimse, düşünce vb
-
[sıfat]
Safsatacı, yanıltıcı
-
[isim]
Sofizmden yana olan kimse, düşünce vb
- SOFTA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Medrese öğrencisi
- "Okuyanlardan biri on altı, on yedi yaşlarında genç bir softa." (Memduh Şevket Esendal)
-
İlmiyeden olanlara aşağılamak amacıyla verilen ad
-
Bir görüşe, bir inanışa körü körüne bağlanan kimse
- "İnandığından başka inanılacak şey olmadığına inanan insan softadır." (Orhan Veli Kanık)
-
Yaşadığı çağın gerisinde kalmış, geri kafalı kimse
- "Bizim moruk yeni kafalı görünmek ister amma halis muhlis softadır." (Peyami Safa)
-
[isim]
Medrese öğrencisi
- SOFRA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Masa, sini vb. şeylerin, yemek yemek üzere hazırlanmış durumu
- "Yemek vakti gelmiş, misafirler sofraya oturmuşlardı." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Sofrayı topladıktan sonra yanımıza uğramadı." (Memduh Şevket Esendal)
- "Hanımlar sessiz hareketlerle ortaya iki sofra kurmuşlardı." (Aka Gündüz)
-
Birlikte yemek yiyenlerin tümü
- "Bizim sofra çok şendir."
-
Genellikle tekerlek biçiminde, üzerinde yemek de yenebilen ayaklı hamur tahtası
- "Bir gün sofra masasının altına saklanmıştım da beni bir türlü bulamamıştın." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Halı göbeğinde daire biçimindeki çiçekli bölüm
-
Anüs
- "Çocuğun sofrası dışarı fırlamış."
-
[isim]
Masa, sini vb. şeylerin, yemek yemek üzere hazırlanmış durumu
- SOFYA
- ...