Başında sini olan 20 kelime var. Sini ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde sini olan kelimeler listesine ya da sonu sini ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında sini bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
SİNİRLENEBİLMEK
SİNİRLENDİRMEK, SİNİRLENEBİLME
SİNİRLENDİRME
SİNİRLENMEK, SİNİRSİZLİK
SİNİRLEMEK, SİNİRLENİŞ, SİNİRLENME, SİNİRLİLİK
SİNİRLEME
SİNİRSEL, SİNİRSİZ
SİNİRCE, SİNİRLİ
SİNİZM
SİNİK, SİNİR, SİNİŞ
SİNİ
N S İ İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
SİNİ
3 Harfli Kelimeler
İNİ, SİN
2 Harfli Kelimeler
İN, İS, Sİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SİNİRLENEBİLMEK
- ...
- SİNİRLENDİRMEK
-
-
[-i]
Sinirlenmesine sebep olmak
- "Aklıma gelince sinirlendiriyor, hasta ediyor." (Nurullah ataç)
-
[-i]
Sinirlenmesine sebep olmak
- SİNİRLENEBİLME
- ...
- SİNİRLENDİRME
-
-
[isim]
Sinirlendirmek işi
-
[isim]
Sinirlendirmek işi
- SİNİRSİZLİK
-
-
[isim]
Sinirsiz olma durumu
-
[isim]
Sinirsiz olma durumu
- SİNİRLENMEK
-
-
[nsz]
Duygu ve davranışlarını denetleyemeyecek duruma gelmek, öfkelenmek, köpürmek, feveran etmek
- "Elindeki mendili didikleyerek dudaklarını ısırarak yürüyor, gittikçe sinirleniyordu." (Peyami Safa)
-
[nsz]
Duygu ve davranışlarını denetleyemeyecek duruma gelmek, öfkelenmek, köpürmek, feveran etmek
- SİNİRLİLİK
-
-
[isim]
Sinirli olma durumu veya sinirli bir biçimde davranma, asabilik, asabiyet
- "Çıplak ayağını o ana kadar görmediğim bir sinirlilikle oynatmaya başladı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Sinirli olma durumu veya sinirli bir biçimde davranma, asabilik, asabiyet
- SİNİRLENME
-
-
[isim]
Sinirlenmek işi
-
[isim]
Sinirlenmek işi
- SİNİRLEMEK
-
-
[-i]
Etin içindeki kas kirişlerini ve kalın zarları ayıklamak
-
Savaşlarda, hasmın altındaki Atın art ayak kirişlerini kılıçla kesmek
-
Sindirmek, hazmetmek
-
[-i]
Etin içindeki kas kirişlerini ve kalın zarları ayıklamak
- SİNİRLENİŞ
-
-
[isim]
Sinirlenme işi veya biçimi
-
[isim]
Sinirlenme işi veya biçimi
- SİNİRLEME
-
-
[isim]
Sinirlemek işi
-
[isim]
Sinirlemek işi
- SİNİRSİZ
-
-
[sıfat]
Siniri olmayan
-
Kolayca sinirlenmeyen, sakin
-
[sıfat]
Siniri olmayan
- SİNİRSEL
-
-
[sıfat]
Sinirle ilgili, sinir bakımından, asabi
-
[sıfat]
Sinirle ilgili, sinir bakımından, asabi
- SİNİRLİ
-
-
[sıfat]
İçinde sinir bulunan
- "Sinirli et."
-
Kolayca ve çabuk sinirlenen, asabi
- "İskele memuru, zayıf, kuru, sinirli bir adamdı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
İçinde sinir bulunan
- SİNİRCE
-
-
[isim]
Nevroz
-
[isim]
Nevroz
- SİNİZM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İnsanın erdem ve mutluluğa, hiçbir değere bağlı olmadan, bütün gereksinmelerden sıyrılarak bağımsız olarak erişebileceğini savunan Antisthenes'in öğretisi, kinizm
-
[isim]
İnsanın erdem ve mutluluğa, hiçbir değere bağlı olmadan, bütün gereksinmelerden sıyrılarak bağımsız olarak erişebileceğini savunan Antisthenes'in öğretisi, kinizm
- SİNİK
-
-
[sıfat]
Sinmiş, yılmış, pusmuş
- "Bundan zevk alan ve bazı kere de bununla kadının sempatisini kazanan sinik erkeklerden biri de Atıf'tır." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Sinmiş, yılmış, pusmuş
- SİNİR
-
-
[isim]
Duyu ve hareket uyarılarını beyinden organlara, organlardan beyne ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet
- "Koket ruhu artık yüzünün sinirlerini idare etmiyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
- "... moda deyince çıldırmaz, çok gülerse siniri tutup sonra yarım saat ağlamaz." (Memduh Şevket Esendal)
- "Bu söz sarhoş olmayan zevcesinin fena hâlde sinirine dokunmuş." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Genç kadının korkudan sinirleri bozuldu." (Haldun Taner)
-
Rahatsız edici, hastalık derecesine varan özellik
- "Bu kadının bir siniri var, kan görünce bayılır."
-
Herhangi bir şey, bir olay karşısında tepki gösterme duyarlığı ve kişinin ruhsal niteliği
- "Sende hiç sinir yok mu, bu kadar aldırmazlık olur mu?"
- "Tren kalktıktan biraz sonra sinirlerdeki gerginlik geçer." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Hoşa gitmeyen, can sıkan
- "Ne sinir şey!"
-
Kas kirişi ve zarı
- "Etin sinirlerini ayırmak."
-
[isim]
Duyu ve hareket uyarılarını beyinden organlara, organlardan beyne ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet
- SİNİŞ
-
-
[isim]
Sinme işi veya biçimi
-
[isim]
Sinme işi veya biçimi
- SİNİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Üzerinde yemek de yenilebilen yuvarlak, bakır veya pirinçten büyük tepsi
- "Sininin üstünde, çepeçevre tahta kaşıklar ve yerde sini etrafında birer küçük minder dizilmişti." (Ahmet Haşim)
-
[isim]
Üzerinde yemek de yenilebilen yuvarlak, bakır veya pirinçten büyük tepsi