Başında se olan 4 harfli 27 kelime var. Se ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde se olan kelimeler listesine ya da sonu se ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında se bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ES, SE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SEÇİ
-
-
[isim]
Seçme işi
-
[isim]
Seçme işi
- SECİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Nesirde yapılan uyak
-
[isim]
Nesirde yapılan uyak
- SEMA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gök, gökyüzü, felek
- "Burası ufukları geniş, seması bulutsuz, güneşi berrak bir yeşil saha idi." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[isim]
Gök, gökyüzü, felek
- SEVK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gönderme, götürme
- "Sevk gününü, raporun ismini, uğrayacağı limanları yazdım." (Refik Halit Karay)
- "Bayanı emekliye sevk ederek kendisinin evleneceğini söyledi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Sürükleme, itme
- "Burada başka bir olay anlatacağım ki bu, Türk'ü şuuraltı bir kuvvetle İstiklal Savaşı'na sevk eden amillerin biridir." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Gönderme, götürme
- SEKİ
-
-
[isim]
Oturmak için evlerin önüne taş ve çamurdan yapılan set
-
Oturulacak sedir biçiminde taş veya set
-
Toprak üstündeki yükseklik, doğal set, taraça
-
Akarsuların iki yakasındaki yamaçlarda, bazı deniz ve göl kıyılarında görülen basamak biçiminde yeryüzü şekli, teras
-
[isim]
Oturmak için evlerin önüne taş ve çamurdan yapılan set
- SEUL
- ...
- SERA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Sebze ve meyvelerin yetiştirildiği ve hava şartlarına karşı korunduğu cam ve naylonla kaplı yer, ser (II)
-
[isim]
Sebze ve meyvelerin yetiştirildiği ve hava şartlarına karşı korunduğu cam ve naylonla kaplı yer, ser (II)
- SEME
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Sersem, ahmak, alık
-
[sıfat]
Sersem, ahmak, alık
- SEKS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Cinsiyet
-
Cinsel ilişkide bulunma
-
[isim]
Cinsiyet
- SEMT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Şehirde yerleşim bölgesi, yaka
- "Şehri dolaşıyorum: Üç ayrı semte gittim." (Refik Halit Karay)
- "Mektebin semtine bile uğramamışlar da hangi derse çalışmışlar acaba?" (Mahmut Yesari)
-
Yan, taraf, cihet, yön
- "Nice iyiliklerde bulunduğu kimseler, onun semtine uğramaz olmuşlardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Şehirde yerleşim bölgesi, yaka
- SEZA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[ünlem]
Uygun, yaraşır, bir şeye değer
- "Hele, Topaç dedikleri o mollanın hâli görülmeye seza." (Sermet Muhtar Alus)
-
[ünlem]
Uygun, yaraşır, bir şeye değer
- SELE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yayvan, genişçe sepet
-
[isim]
Yayvan, genişçe sepet
- SERİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Herhangi bir bakımdan bir bütün oluşturan şeylerin tümü, dizi
- "Bu, seri hâlinde yazılmış bir yazı değildir." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bir fabrika veya atölyenin uzun bir süre aynı iş üzerinde çalıştığı üretim tipi
- "Fabrika seri imalata başlayınca fiyatlar düştü."
-
[isim]
Herhangi bir bakımdan bir bütün oluşturan şeylerin tümü, dizi
- SERE
-
-
[isim]
Açık duran başparmağın ucundan işaret parmağının ucuna kadar olan uzaklık, sele
-
[isim]
Açık duran başparmağın ucundan işaret parmağının ucuna kadar olan uzaklık, sele
- SEZİ
-
-
[isim]
Sezgi
-
[isim]
Sezgi
- SENE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yıl
- "Önde zeytin ağaçları arkasında yâr / Sene 1946 / Mevsim sonbahar" (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
[isim]
Yıl
- SEZÜ
-
-
[isim]
Mantar meşesi
-
[isim]
Mantar meşesi
- SENA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Övgü, övme
-
[isim]
Övgü, övme
- SERT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Çizilmesi, kırılması, buruşması, kesilmesi veya çiğnenmesi güç olan, pek, katı, yumuşak karşıtı
- "Sert tahta."
-
Esnekliği az olan, kolayca eğilip bükülmeyen
- "Tabakanın sert yaylı kapağını tak diye kapatıyor." (Tarık Buğra)
-
Kolay dayanılmayan, zor katlanılan, etkili, yumuşak karşıtı
- "Sert iklim. Sert hava."
-
Güçlü kuvvetli
- "Kapıyı kapadı, döndü, sert adımlarla ilerledi." (Memduh Şevket Esendal)
-
Sarsıcı niteliği olan, çarpıcı, keskin, hafif karşıtı
- "Sert şarap. Sert tütün."
-
Bağışlaması, hoşgörüsü olmayan
- "Birçokları beni dik ve sert olduğum için belki sevmiyorlardı." (Memduh Şevket Esendal)
-
Gönül kırıcı, katı, ters
- "... sarardı, dudakları titredi ama adam sert bir davranışla kadehi kadının eline tutuşturdu." (Halide Edip Adıvar)
-
Hırçın, öfkeli, hiddetli, gönül kırıcı
- "Sert ses."
- "Zaten Atatürk'ün ne vakit öfkesine kapılarak herhangi bir kimseye karşı herhangi bir sert harekette bulunduğunu kim hatırlar?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Titizlikle uygulanan, sıkı
- "Sert bir yönetim."
-
Ötümsüz
-
[sıfat]
Çizilmesi, kırılması, buruşması, kesilmesi veya çiğnenmesi güç olan, pek, katı, yumuşak karşıtı
- SEVİ
-
-
[isim]
Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu, aşk
- "Ben gelmedim dava için / Benim işim sevi için." (Yunus Emre)
-
[isim]
Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu, aşk