Sonunda sas olan 8 kelime var. SAS ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde sas olan kelimeler listesine ya da başında sas olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
MUHASSAS
İHTİSAS, İMTİSAS
DESSAS, HASSAS
İHSAS, KISAS
ESAS
A S S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AS
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MUHASSAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Birine ayrılmış, tahsis olunmuş
-
[sıfat]
Birine ayrılmış, tahsis olunmuş
- İHTİSAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Duygu
-
Duygulanma
-
[isim]
Duygu
- İMTİSAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Emme, emerek çekme, soğurma
-
[isim]
Emme, emerek çekme, soğurma
- DESSAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Düzenci
-
[sıfat]
Düzenci
- HASSAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Duyum ve duyguları algılayan
- "Halıda kaybolan ayak seslerini evvela Peregrini'nin hassas kulakları sezdi." (Halide Edip Adıvar)
-
Çabuk duygulanan, duygun, duyar, duyarlı, içli, alıngan
- "İri yarı bir adam olmakla beraber pek hassastı." (Aka Gündüz)
- "Sanatkârlar böyle cümlelere karşı pek hassas oluyorlar." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Çabuk etkilenen
- "Düşmanın en hassas ve mühim noktası orası idi." (Atatürk)
-
Yapımı ve bakımı özen isteyen, aksamadan çok doğru çalışan, kesin ölçüler gerektiren işlerde kullanılan (alet)
- "Hassas terazi."
-
[sıfat]
Duyum ve duyguları algılayan
- KISAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir suçluyu, başkasına yaptığı kötülüğü aynı biçimde uygulayarak cezalandırma
-
[isim]
Bir suçluyu, başkasına yaptığı kötülüğü aynı biçimde uygulayarak cezalandırma
- İHSAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Üstü kapalı anlatma, sezdirme, ima
- "Bunların hepsini bana beş on kelimeyle ihsas etti." (Halide Edip Adıvar)
-
Duyum
-
[isim]
Üstü kapalı anlatma, sezdirme, ima
- ESAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyin özünü oluşturan ana öge, temel
-
Bir iş veya sözde doğru biçim
- "Bu işin esası böyle değil."
-
[sıfat]
Ana, temel olarak alınan, başlıca, asal, esasi
- "Esas düşünce. Esas görev."
-
[isim]
Bir şeyin özünü oluşturan ana öge, temel