Başında sal olan 8 harfli 30 kelime var. Sal ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde sal olan kelimeler listesine ya da sonu sal ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında sal bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A L S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
SAL
2 Harfli Kelimeler
AL, AS, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SALATALI
- ...
- SALTANAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir ülkede hükümdarın, padişahın, sultanın egemen olması
- "Bir medeniyetten öbürüne geçerken kaybolan şeylerin yanı başında gerçek saltanatlar da vardır." (Hasan Âli Yücel)
-
Bolluk ve zenginlik, gösterişli yaşayış
-
Birinin bir işte, bir yerde bulunan kimseler üzerindeki egemenliği
-
[isim]
Bir ülkede hükümdarın, padişahın, sultanın egemen olması
- SALYAMSI
- ...
- SALLANIŞ
-
-
[isim]
Sallanma işi veya biçimi
-
[isim]
Sallanma işi veya biçimi
- SALLAYIŞ
- ...
- SALÇALIK
-
-
[sıfat]
Salça yapmaya elverişli
-
Salça yapmak için ayrılmış
- "Salçalık domates."
-
[sıfat]
Salça yapmaya elverişli
- SALLANTI
-
-
[isim]
Sallanma işi
-
Sürüncemede bırakma, savsaklama
-
[isim]
Sallanma işi
- SALKIMAK
-
-
[nsz]
Gevşeyip sarkmak, pörsümek
-
[nsz]
Gevşeyip sarkmak, pörsümek
- SALLANMA
-
-
[isim]
Sallanmak işi
-
[isim]
Sallanmak işi
- SALAŞLIK
- ...
- SALINMAK
-
-
[nsz]
Yürürken uyumlu hareketlerle hafifçe bir yandan bir yana eğilmek
- "Vücudu o kadar narindi ki hafif rüzgârlarla sallanan salkım söğütler gibi oradan oraya salınıyor." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-e]
Salma işine konu olmak
- "İlaçlar yazıldı. Eczaneye adam salındı. Hekime kahve pişti, getirildi." (Memduh Şevket Esendal)
-
[nsz]
Yürürken uyumlu hareketlerle hafifçe bir yandan bir yana eğilmek
- SALINCAK
-
-
[isim]
İki ucundan iki iple veya zincirle yüksek bir yere asılan ve üzerine oturulup sallanılan eğlence aracı
- "Salıncağa annesi binmedi, o bindi yalnız." (Tarık Dursun K)
-
Küçük çocukları uyutmak için beşik yerine kullanılan ve karşılıklı iki yere iple bağlı bulunan asılı yatak
-
[isim]
İki ucundan iki iple veya zincirle yüksek bir yere asılan ve üzerine oturulup sallanılan eğlence aracı
- SALİPSİZ
-
-
[sıfat]
Salibi olmayan
-
[sıfat]
Salibi olmayan
- SALLATMA
- ...
- SALAKLIK
-
-
[isim]
Salak olma durumu veya salakça davranış
- "Böyle yerlerde bana bir salaklık gelir." (Burhan Felek)
-
[isim]
Salak olma durumu veya salakça davranış
- SALKIMLI
- ...
- SALİMLİK
- ...
- SALAMURA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Peynir, et, balık, turşu, asma yaprağı vb. yiyeceklerin, bozulmaması için içinde tutuldukları tuzlu su
-
Bu suyun içinde tutulmuş yiyecek
- "... meze tabağını hazırlamıştır bile... Başta sazan balığı, yumurtası ve salamurası." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Bu suyun içinde tutulmuş olan
- "Salamura balık."
-
[isim]
Peynir, et, balık, turşu, asma yaprağı vb. yiyeceklerin, bozulmaması için içinde tutuldukları tuzlu su
- SALANGAN
-
-
[isim]
Hint Okyanusu ve Çin Denizi kıyılarında yaşayan, uzun kanatlı, dört köşe kısa kuyruklu, esmer küçük kuş (Collocalia)
-
[isim]
Hint Okyanusu ve Çin Denizi kıyılarında yaşayan, uzun kanatlı, dört köşe kısa kuyruklu, esmer küçük kuş (Collocalia)
- SALDIRIŞ
-
-
[isim]
Saldırma işi veya biçimi
- "Her türlü saldırış ve sataşma sahneleri gene eksik değildi." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Saldırma işi veya biçimi