Başında sal olan 5 harfli 25 kelime var. Sal ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde sal olan kelimeler listesine ya da sonu sal ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında sal bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A L S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
SAL
2 Harfli Kelimeler
AL, AS, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SALTO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Rakibin bedenini kollarıyla birlikte kavrayarak yana veya arkaya savurma, devirerek bastırma biçiminde uygulanan bir güreş oyunu
-
[isim]
Rakibin bedenini kollarıyla birlikte kavrayarak yana veya arkaya savurma, devirerek bastırma biçiminde uygulanan bir güreş oyunu
- SALON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir evde konukları ağırlamakta kullanılan en geniş oda
- "Hasta alt kattaki salona kadar gitti ve bir kanepenin üstüne düştü." (Peyami Safa)
-
Toplantıların, kutlamaların, gösterilerin yapıldığı geniş yer
- "Düğün salonu. Konferans salonu."
-
Dükkân, mağaza
- "Çay salonu. Berber salonu."
-
[isim]
Bir evde konukları ağırlamakta kullanılan en geniş oda
- SALOZ
-
-
[sıfat]
Salak
-
[sıfat]
Salak
- SALLI
-
-
[sıfat]
Büyük ve geniş, sal gibi yayvan
- "Sallı bir yapı."
-
[sıfat]
Büyük ve geniş, sal gibi yayvan
- SALİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir yola giren, bir yolda giden
- "Güreşe merak sardı. Bir dine salik olanların fanatizmi ile güreş âşığı kesildi." (Haldun Taner)
-
Bir tarikata bağlanan
-
[sıfat]
Bir yola giren, bir yolda giden
- SALİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Esen, sağlam
-
Sakin, huzurlu
- "Ben kahveye salim kafayla, serinkanlılıkla düşünmek için gittim." (Zeyyat Selimoğlu)
-
[sıfat]
Esen, sağlam
- SALAŞ
-
Kelime Kökeni : Macarca
-
[isim]
Sebze, meyve vb. satmak için kurulmuş, eğreti, derme çatma dükkân
- "Bizim salaş bütün ömrünce kaç defa süpürülmüş, kaç defa yıkanmış?" (Aka Gündüz)
-
Tahtadan yapılmış (baraka)
- "Kenar mahalleleri gezerken birtakım salaş barakalar göreceksiniz." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Uyumsuz, derme çatma, kötü görünen
-
[isim]
Sebze, meyve vb. satmak için kurulmuş, eğreti, derme çatma dükkân
- SALIK
-
-
[isim]
Tavsiye
- "Dün akşam, bana bu kahveyi salık verdikleri zaman bütün gece sevincimden gözüme uyku girmedi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Olmuş veya olacak bir olay, bir olgu ile ilgili verilen bilgi, haber
-
[isim]
Tavsiye
- SALMA
-
-
[isim]
Salmak işi
- "Sokaklarda salma geziyor."
- "Ne olacak çobansız köyde kurtlar boş oturacak değil ya işte böyle salma dolaşırlar." (Ragıp Akyavaş)
-
Pirinçle pişirilen bir tür yemek
- "Midye salması."
-
Genellikle köylerde işlerin görülmesi için ihtiyar heyetinin kararıyla her evden toplanması gereken para
-
Bazı köylü giysilerinde kolun yeninden sarkan kumaş parçası
-
Kuşların üretilmesine ayrılan oda
-
[sıfat]
Başıboş gezen (hayvan)
- "Salma sığır."
-
[sıfat]
Sürekli akan (su)
-
Osmanlı Devleti'nde kol gezen kolluk eri
-
[isim]
Salmak işi
- SALPA
-
-
[sıfat]
Gevşek, iş bilmez, tembel
-
[sıfat]
Gevşek, iş bilmez, tembel
- SALSA
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Bir tür Güney Amerika dansı
-
Bu dansın müziği
-
[isim]
Bir tür Güney Amerika dansı
- SALAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Namaz
-
Hz. Muhammed'in adı anıldığında saygı göstermek için okunan dua
-
[isim]
Namaz
- SALTA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Köpeğin arka ayakları üzerine ayağa kalkması
-
[isim]
Köpeğin arka ayakları üzerine ayağa kalkması
- SALCI
-
-
[isim]
Sal ile yolcu ve yük taşıyan kimse
-
[isim]
Sal ile yolcu ve yük taşıyan kimse
- SALEP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Salepgillerin tek köklü, yumrulu, salkımlı veya başak çiçekli örnek bitkisi (Orchis)
-
Bu bitkinin yumru durumundaki köklerinden dövülerek hazırlanan beyaz toz
-
Bu tozun, şekerli süt veya su ile kaynatılmasıyla yapılan sıcak içecek
-
[isim]
Salepgillerin tek köklü, yumrulu, salkımlı veya başak çiçekli örnek bitkisi (Orchis)
- SALYA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Ağızdan sızan tükürük
- "Uyuyan, ağzından sızan salyasını yeniyle sildi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Ağızdan sızan tükürük
- SALÇA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Yemeklere lezzet ve renk katmak için konulan domates veya biber ezmesi
- "Biber salçası. domates salçası."
-
Domates, baharat vb. şeylerle yapılan, çoğunlukla et yemeklerine katılan sos
-
[isim]
Yemeklere lezzet ve renk katmak için konulan domates veya biber ezmesi
- SALAK
-
-
[isim]
Giyinişinden, konuşma ve davranışlarından seviyesiz, dengesiz ve saf olduğu anlaşılan kimse
-
[isim]
Giyinişinden, konuşma ve davranışlarından seviyesiz, dengesiz ve saf olduğu anlaşılan kimse
- SALAM
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Sığır, hindi vb. etinden yapılan, genellikle dilimlenerek soğuk yenen bir yiyecek
-
[isim]
Sığır, hindi vb. etinden yapılan, genellikle dilimlenerek soğuk yenen bir yiyecek
- SALAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Düzelme, iyileşme, iyilik
-
[isim]
Düzelme, iyileşme, iyilik